Erdoğan: Türkiye 2017’de yüzde 5’in üzerinde büyüyecektir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün medya temsilcileriyle iftarda buluştu. Erdoğan, “İlk çeyrekte yüzde 5 gibi bir büyümenin yakalandığı Türkiye, artık 2017’yi çok daha farklı bir şekilde inanıyorum ki oranlarını yükselterek gerçekleştirecektir” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Huber Köşkü’nde medya temsilcilerine iftar verdi. Davete DÜNYA Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Didem Demirkent, Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ ve Ankara Temsilcisi Ferit Parlak katıldı. Yemeğin ardından konuşan Erdoğan, “Hakikatin en yalın haliyle okuyucuya ve izleyiciye aktarılması, bu mesleğin olmazsa olmazıdır" ifadesini kullandı. Türkiye’de senelerce haber yerine özellikle de dezenformasyonla ağır bir propaganda bombardımanıyla hep karşı karşıya kalındığını anlatan Erdoğan, “40 yıllık siyasi hayatım boyunca hem yerel hem de uluslararası medyada karalama kampanyalarının muhatabı olmuş birisiyim" dedi.

Genel Başkanı olduğum partim kapatılmak istendi

Siyaset yaptığı partilerin de aynı şekilde baskılara, haksız ve asılsız ithamlara maruz kaldığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: Şu anda da Genel Başkanı olduğum partim, parlamentoda kahir ekseriyete sahip olduğu bir dönemde, kapatılmak istendi. Sayı itibarıyla neredeyse anayasayı değiştirebilecek güce sahip olduğu dönemde bununla karşı karşıya kaldık." Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün bunlara rağmen hakkın ve hakikatin üstün geleceği inancıyla asla ümitsizliğe kapılmadan çalıştıklarını, mücadele ettiklerini ve bundan sonra da aynı şekilde mücadele edeceklerini aktardı.

"Medyamız bugün daha renkli demokratik ve çoğulcu"

İktidar oldukları dönemlerde diğer alanlarda olduğu gibi medya sektöründe de farklı seslerin, farklı görüşlerin dillendirilmesine özellikle imkan sağlamaya gayret ettiklerini ifade eden Erdoğan, “Ayrıcalıklarını kaybedenler, bundan rahatsız olsalar da bugün medyamızın daha renkli, daha demokratik, daha çoğulcu olduğu bir muhakkaktır, bir gerçektir. Demokraside ulaştığımız seviye itibarıyla ülkemizde artık hiç kimse milli iradeyi yok sayamaz. Kendini milletin ve seçtiklerinin üzerinde göremez” dedi.

DÜNYA Yönetim Kurulu Başkanı Didem Demirkent, Huber Köşkü’ndeki iftar davetinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile biraraya geldi.

Türkiye'de anayasa ve yasaların herkes için bağlayıcı olduğunun altını çizen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Nasıl siyasetçiler hukuk içinde hareket etmek zorundaysa, şüphesiz ki gazetecilerin de medya dünyası mensuplarının da aynı şekilde hukuka bağlı kalmak zorunda olduğu bir Türkiye’de yaşıyoruz. Kaldı ki özgürlük dediğimiz şey sınırsız hürriyetin olduğu bir şey değildir. Özgürlüklerin de bir sınırı vardır ki benim özgürlük alanıma kadar bir özgürlük. Ben de kalkıp sınırsız özgürlüğe sahip olduğumu söyleyemem. Ben de bir başkasının özgürlük alanının sınırına kadar bunu kullanabilirim. Daha ileri gitmem mümkün değil. Batı’daki bazı kuruluşlar sürekli bize gelirler, hapisteki gazeteciler teranesi, tutturmuş gidiyorlar. Biz yurtdışına çıktığımızda aynı şeyi söylüyorlar; İşte sizin cezaevlerinde çok tutuklu gazeteci var. Bugün ülkemizde, size bakanlığımızın rakamlarını veriyorum, mesleğini gazeteci olarak ifade ederek cezaevlerinde bulunan 177 kişiden sadece 2’si sarı basın kartı sahibidir. Bu 177 kişiden biri cinayet suçundan, diğerleri de terör örgütleriyle olan ilişkileri sebebiyle cezaevinde bulunuyor. Bunu öyle bir dezenformasyonla Batı dünyasına bildiriyorlar ki Batı dünyası da alıyor onunla bizim önümüze geliyor. Diyoruz ki siz bizim Bakanlığımızın size verdiği bilgilere, belgelere mi bakacaksınız, yoksa onların yalanlarına mı? Ne derseniz deyin, aynı şeyi döndürüyor, döndürüyor, karşımıza geliyorlar. Şimdi son birkaç gündür yapılan tartışmaların bu çerçevede bana göre değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum.”

"Haber peşinde koşmakla, ihanete aracılık farklı şeyler"

Haber peşinde koşmakla, ihanete aracılık etmenin tamamen farklı şeyler olduğuna işaret eden Erdoğan, “Manşetini, kalemini, gazete sayfalarını, terör örgütünün emrine verenlerle, eline silah alıp dağa çıkan arasında temelde bana göre hiçbir fark yoktur. Terör örgütü mensupları ile işbirliği içinde hukuku çiğnemenin, milli güvenliği tehdit eden eylemlere girişmenin elbette bir müeyyidesi olacaktır” ifadesini kullandı.

Medya dünyasının Türk demokrasisine verdiği katkılar dolayısıyla katılımcılara teşekkür eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Benim özellikle bir başka ricam da şudur, gerçekten sizler gerek hükümetimizle gerek şahsımla, ne konuşuyorsam, aynı şeyi konuşmak zorunda değilsiniz, ama bir şeyi özellikle rica ediyorum o da şudur: Yerli ve milli olarak ülkemizin ve milletimizin menfaatinin olduğu yerde bana göre diğerleri teferruattır. Buna bizim dikkat etmemiz lazım. İşte şu anda dağlarda olanlarla dağlara kaçırılanlar ve onların verdiği desteklerle ülkemizi hala karıştırmanın gayreti içinde olanlar, ekonomide ciddi bir sıçramanın işaretlerinin ortaya çıktığı bir dönemde bunun bize kazandıracağı hiçbir şey yoktur. İşte ilk çeyrekte yüzde 5 gibi bir büyümenin yakalandığı Türkiye, artık 2017’yi çok daha farklı bir şekilde inanıyorum ki oranlarını yükselterek gerçekleştirecektir. İhracatta bugün de söyledim inşallah şu andaki işaretler 155 milyar doları gösteriyor. Ben onun da üzerine inşallah çıkacağımıza inanıyorum. Koşuyoruz, koşturuyoruz, daha iyi bir yere varacağız. Tabii bu da bize yetmiyor, çünkü 2023 hedefl erimiz çok büyük.”

“Bu sürece gelene kadar bizim de eksiklerimiz, yanlışlarımız olmuş olabilir”

“15 Temmuz’da olanların akıbeti belli” diyen Erdoğan, bu konuda daha işlerinin bitmediğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü 15 Temmuz’un canileriyle yapacağımız çok büyük işler var. Onlarla vereceğimiz mücadele öyle az buz değil, bakın her yerden bir şeyler çıkıyor. Virüs bütün bünyeyi sarmış vaziyette. Bu işi öyle ufak tefek olarak ele alamayız. Bu sürece gelene kadar bizim de eksiklerimiz, yanlışlarımız olmuş olabilir. Göremediğimiz, gözden kaçırdığımız şeyler olabilir. Bundan dolayı iş buraya kadar gelmiş olabilir. Fark ettik, şimdi de üzerine üzerine gidiyoruz” diye konuştu.

"Yürüyebiliyorsanız bu hükümetimizin bir lütfudur"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun milletvekili Enis Berberoğlu’nun MİT TIR’ları davasıyla ilgili olarak 25 yıla mahkum edilerek tutuklanmasına tepki olarak “adalet” yürüyüşü başlatmasını da eleştirdi.

Bugün ortalığı ayağa kaldıranların, nümayişle suç bastırmaya çalışmak yerine, öncelikle kendilerini hesaba çekmeleri gerektiğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi: “FETÖ ile iş birliklerini sorgulamalıdırlar. Hukuk önünde hiç kimse layüsel değildir, dokunulmaz asla değildir. Kendi istedikleri kararlar çıkmadığında yargı kurumuna saldıranlar en büyük zararı bu ülkeye veriyorlar. Unutmayın adalet yollarda değildir. Adliye binalarındadır. Sizler eğer kalkıp da TEM’i veya E-5’i de işgal ederiz filan diyecek olursanız o zaman durum aynı 15 Temmuz’a dönüşür ki ona da tabii müsaade etmek gibi bir lüksümüz asla yok. Zaten yapılan iş şu an hukuki değildir, onu da söyleyeyim. Bunu yasal yollardan, böyle bir adımı atmak suretiyle gidişiniz şu andaki hükümetimizin bir inceliğidir, daha da ileri gidiyorum bir lütfudur. Mahkeme kararına itirazın da usulleri bellidir.

Bunun dışında bir hareket tarzının, ne ülkeye ne millete ne de adaletin tecellisine bir katkısı olmayacaktır. Sizin 15 Temmuz’dakilerden ne farkınız var? Onların elinde F-16’lar vardı. Helikopter ile saldırıyorlardı, tanklarla, toplarla saldırıyorlardı. Sizler de şu anda yollarda yürüyüşler yapıyorsunuz. Akşam da karavanlarda istirahat ediyorsunuz işte olay bu.