Ersin Özince bırakıyor

İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, bugünkü Genel Kurul sonrasında görevi bırakacağını açıkladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL -  İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, bugün gerçekleştirilecek Genel Kurul sonrasında görevini bırakacağını, kendisinin verdiği bu kararda en büyük destekçinin annesi olduğunu söyledi.

Özince, İş Bankası'nın 2010 faaliyet yılına ilişkin düzenlediği basın toplantısında, Genel Müdürlük ve Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanlığını bırakacağını bildirdi.

Özince, yeni genel müdür seçiminin Nisan'da belli olacağını söyledi.

Emekli olmayacağını ifade eden Özince, "Genel Kurul'da da bu düşüncemi söyleyeceğim. Henüz istifamı vermiş değilim. Bu kararı veren benim. Bu kararımda en büyük destekçim de annem. Eşim, çocuklarım ve babam müteredditti. Annem destek verdi, öbürleri de kabul edecekler. Türkiye Bankalar Birliği Başkanlığı'ndan da ayrılmam gerekiyor. Oraya da banka Genel Müdürlüğü sıfatıyla seçiliyorsunuz" şeklinde konuştu.

MB'nin önlemleri doğru ancak...

İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince,  Merkez Bankası'nın piyasayla ilgili aldığı önlemlerin muhakkak doğru adımlar olduğunu belirterek, "Fakat ne kadar, ne zaman? İlaç burada, bunun hepsini bir seferde içerseniz, su bile olsa tıkar. Hastanın sağlıklılığı kendini toparlayabilecekse mümkünse az ilaç kullanmakta fayda var"dedi.

Özince, İş Bankası'nın 2010 faaliyet yılına ilişkin gerçekleştirdiği basın toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye ve dünyadaki ekonomik gelişmelere değinerek, bu kadar karmaşık dünyada sorunları derinlemesine düşünmek, Türkiye'nin de stratejilerini çok daha derinlemesine belirlemesi gerektiğini söyledi.

2010 yılında, TL'deki değerlenme ve iç talepteki canlanmanın ithalatı desteklemesi, buna karşılık Euro Alanı ülkelerindeki sorunların ihracat artışını sınırlandırmasının etkisiyle dış ticaret açığı ve cari işlemler açığının hızla arttığını belirten Özince, cari işlemler açığının finansmanında önemli bir güçlükle karşılaşılmamasına rağmen, sermaye girişlerinin doğrudan sermaye yatırımları yerine daha çok kısa vadeli sermaye akımlarıyla sağlanması nedeniyle cari açığın olası etkisinin gittikçe artan bir risk unsuru olarak gündemde öne çıktığının altını çizdi.

İhracatı artıracak önlemler alalım

Dış ticaret açığının sürdürülebilir olduğu ve dış ticaret açığının ülkenin ekonomik büyüklükleri açısından oransal yönetilmesi, yönetilirken de açığı kapatmada sadece açığı büyüten değil, açığı azaltan unsurlarla ilgili politikaların da uygulanmasının iyi olacağı düşüncesini taşıdığını dile getiren Özince, şöyle devam etti:

"Dış ticaret açığını yalnızca krediyi, tüketime yönelik kredileri azaltmaya çalışarak kapatabileceğimizi düşünmek bana eksik gibi geliyor. Dış ticaret açığı bu seviyelerde dahi kalsa bugünkü kamu finansmanımızın özel sektör finansmanımızın, ülkemizin siyasi iktisadi, sosyal istikrarının uluslararası konumlanmasının ben bu açığı sürdürülebileceği kanaatindeyim. Risk olmadığını söylemiyorum. Bununla ilgili önlem alalım. İhracatımızı artırabilecek önlemler alalım. Cari açık kapansın, istihdam, üretim artsın. Bütün bunların hepsi birden nasıl yapılsın ona bakmak lazım."

Dersler pekiyi ama öğrenci mutsuz

Genellikle her işin görevlisinin "ben işimle ilgiliyim, kendi işimi yaparım" yaklaşımı sergilediğini ifade eden Özince, "İyi ama bir ülkenin karnesi sadece şu iş, bu işle bitmiyor. Karneyi alanın da mutlu olması lazım. Bütün dersler pekiyi, ama öğrenci mutsuz, sağlıksız...Olmaz ki... Bunları yapabilmek mümkün. Sonuç itibariyle ülkemizde cari açıkla ilgili konuyu çok abartmadan, ülkenin en büyük sorunuymuş gibi değil de daha ziyade olumlu katkı sağlayarak yönlendirmemizde yarar olduğu kanaatindeyim" şeklinde konuştu.

Konunun tamamının her bireyi çok ilgilendirdiğini belirten Özince, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Cari açığın azaltılmasıyla ilgili munzam karşılık politikaları... Tartışmasız doğru. Merkez Bankası'nın piyasayla ilgili aldığı önlemler vesaire, bunlar muhakkak doğru adımlar... Fakat ne kadar, ne zaman? İlaç burada, bunun hepsini bir seferde içerseniz, su bile olsa tıkar. Bir atımlık ilacınız varsa... Hastanın sağlıklılığı kendini toparlayabilecekse mümkünse az ilaç kullanmakta fayda var.

İş Bankası'nın 200 binin üzerinde hissedarı var. Karın çoğunu yine sermayeye katacağız. Neticede alınan önlemlerle, şube vergisiyle, bin tane şube var, her birini 40 bin liradan hesap edin. Sadece İş Bankası özelinde gelirler bu sene 300 milyonu aşkın bir seviyede azalabilir. Azalmaması için ne yapmam lazım? Topluma sunduğum bütün hizmetlere zam yapmam lazım. Ben bunu hiç benimseyemiyorum. Bu, serbest piyasa mekanizması içinde çıktığında benimsiyorum. Bir banka, benden ucuza hizmet veriyorsa onun altına inecek önlemleri almaya çalışıyorum."

Problem faiz politikasının faiz vermeme şekline dönüşmesi

Merkez Bankası'nın munzam karşılıklarla ilgili kararlarında problemin aslında uygulanan faiz politikasının faiz vermeme şekline dönüşmesi olduğunu kaydeden Özince, şöyle konuştu:

"(Faiz vermeyeceğiz) demek doğru değil. Biz o munzam karşılıklara faiz konulana kadar 6-7 yıl çalıştık. Faiz olmazsa ne olur? Ya mevduat sahibine daha az faiz veririm, ya kredi faizine yüklenirim, ya da içerde maliyetleri azaltıcı önlemler alırım ki bu yetmez. Bunu vatandaşa, reel sektöre yansır. Bu defa başka sıkıntılar çıkabilir. Vatandaş, parasını mevduattan çıkarıp altına yatırır. Koluna bilezik takan haklı çıktı. Hissedarlarımıza diyeceğiz ki biz 2011 yılında size daha az kar vermek zorunda kalacağız. Munzam karşılıklara faiz verilmesi, bu sorunun önemli ölçüde azalmasını sağlar. Esas cari açıkla ilgili neyse yapılabilecek diğer şeyler, bunları da tartışmak lazım."

Övünmeyi bırakıp derin düşünmeliyiz

Bankacılık sektörünün ulaştığı 135 milyar liralık özkaynağa işaret eden Özince, "Bu özkaynağı Türkiye Cumhuriyeti'nin çok iyi kullanması lazım. Yıllarca 'bizde sermaye yok, dışarıdan bulmalıyız, ekonominin büyümesi için şu kadar finansman lazım' dedik. Sonuçta bizim ekonominin giderek büyüyen bir motoru var. Bu kapasiteyi kullanmamız lazım. Övünmeyi bırakıp derin düşünmeliyiz. Bu, kapasitesi kullanılmayan, verimli kullanılmayan bir motor gibi" şeklinde konuştu.

İş Bankası 2010 yılı net karını 3 milyar liraya çıkardı

 

Bu konularda ilginizi çekebilir