Ezan ile çan sesinin birbirine karıştığı şehir
Çözüm sürecine "Hoşgörü Kenti Hatay" örneği
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
HATAY - Ezan ile çan sesinin birbirine karıştığı, farklı dine inananların barış, sevgi, kardeşlik içerisinde yaşaması nedeniyle "Hoşgörü Kenti" olarak adlandırılan Hatay, bu özelliğiyle tüm dünyaya örnek oluyor.
Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapması nedeniyle zengin kültür birikimine sahip Hatay, Müslüman, Hristiyan ve Musevi gibi farklı dine mensup insanların yanı sıra Sünni ve Alevilerin aynı çatı altında gök kuşağının farklı renkleriyle adeta zengin bir mozaik oluşturuyor.
Dünyanın birçok yerinde savaş ve zulüm hüküm sürerken Hatay'daki farklılıkların zenginlik olarak görülmesi nedeniyle kente gelenleri şaşırtan bir hoşgörü gözleniyor. Hristiyanların Müslümanlarla, Musevilerle bir arada, özel ve dini günlerinde yan yana omuz omuza yürümesi, sevinci ve mutluluğu birlikte yaşamaları hoşgörünün bir simgesi olarak dikkati çekiyor.
Kente gelen turistlerin "nasıl bu şekilde sorunsuz yaşıyorsunuz" sorusunu garipseyen Hataylılar, din, ırk, kültür, örf ve adetlerden çok insanın insan olmasına bakarak yaklaştıklarının cevabını veriyor.
Medeniyetler Korosu
Hatay'daki zenginliğin bir yansıması olarak oluşturulan ve kadrosundan imamdan rahibe, öğrenciden esnafa kadar farklı din ve kültürlerden insanların yer aldığı Antakya Medeniyetler Korosu da kentte var olan kardeşlik, hoşgörü ortamının bir yansıması olarak tüm dünyaya "Bakın biz bir arada barış içerisinde yaşayabiliyoruz" mesajı veriyor.
Zaman içerisinde kentteki sayıları giderek azalan ve şu an yaklaşık 25 kişinin kaldığı Hatay Musevi Cemaati Başkanı Şaul Cenudioğlu, Hatay'da Hristiyan, Musevi, Müslüman herkesin bir arada huzur içerisinde yaşadıklarını söyledi.
Tek farklarını ibadet yerlerinin ayrı olması diye anlatan Cenudioğlu, "Hatay'da inanılmaz bir hoşgörü var. Burada herkes birbirine önce insan olarak yaklaşır, sevgi gösterir. Tek farkımız ibadet yerlerimiz ayrı. Herkes özgürce ibadetini gerçekleştirir, Allah'a dua ederiz ve dışarı çıktığımızda ise hepimiz öncelikle insanız ve kardeşiz" diye konuştu.
Hamursuz Bayramı'nda havra ziyareti
Hatay'da farklı renkteki adeta mozaiği yansıtan insanların özel günlerinde de bir arada olduğunu vurgulayan Cenudioğlu, kısa süre önce Hamursuz Bayramı'nda Hristiyan, Müslüman kentteki birçok kişinin havralarını ziyaret ederek bayramlarını kutladığını anlattı.
Cenudioğlu, kendilerinin de Kutlu Doğum Haftası'nda camiye giderek etkinliklere katılacaklarını ve Müslümanlarla el ele yan yana duracaklarını söyledi.
İnsanlığın yok etmek değil var etmek üzerine kurulduğuna işaret eden Cenudioğlu, Hatay'daki toplumsal barışın ve hoşgörü ortamının tüm dünyaya örnek olması gerektiğini belirtti.
Çözüm süreci
Çözüm noktasında yapılan girişimleri olumlu ve isabetli bir karar olarak karşıladıklarını ifade eden Cenudioğlu, şöyle devam etti:
"30 yıldır ülkemizde terör olayından masum birçok insan hayatını kaybetti, bu bizi derinden üzüyor. Bu süreç zarfında silahlar susacak ve terör bitecekse bunu canı gönülden tasvip ediyoruz. Düşüncemiz, eğer çözüm noktasında merkezi hükümetimiz bunu başarırsa hem büyük bir olay olur hem de Türkiye ekonomik yaşam tarzından rahatlığa kavuşur. İnsanlığın var olması için bütün kalbimle, her türlü girişime destek vermek düşüncesindeyim. Biz Hatay'da bir arada barış ve hoşgörü içerisinde yaşamayı başarabiliyoruz, bunun herkese örnek olması gerektiği kanısındayım."
Vakıflı Köyü Muhtarı Berç Kartun
Hatay'ın Samandağ ilçesine bağlı Ermeni asıllı Türk vatandaşlarının yaşadığı Vakıflı köyü de kente var olan zenginliğin bir parçası. Köy muhtarı Berç Kartun, Hatay'ın çok farklı bir yer olduğunu, burada insanların sevgi ve kardeşlik içerisinde sorunsuz bir şekilde yaşadığını kaydetti.
Köylerinde yaklaşık 130 kişinin bulunduğunu vurgulayan Kartun, 1939'lu yıllardan bu yana burada olduğunu ve şu ana kadar kendilerine Ermeni olmaları nedeniyle ötekileştirme gibi bir durumla karşılaşmadıklarını söyledi.
Vakıflı'nın hemen yanında Sünni ve Alevi köylerinin bulunduğuna dikkati çeken Kartun, "Bugüne kadar hiçbir sorun çıkmadan güzelce yaşadık. Bundan sonra da bu böyle olacak. Çünkü burada herkes birbirine sevgi ve kardeşçe yaklaşır. Asla ötekileştirme diye bir durum söz konusu değil. Tek yapılması gereken insanların birbirini kırmaması ve sevmesi, bunu yapmak da çok kolay" dedi.
Terörün bitirilmesi noktasında yapılan girişimleri ve çözüm sürecini de gayet olumlu karşıladıklarını vurgulayan Kartun, Türk'üyle Kürt'üyle, Alevi'siyle Ermeni'siyle Hatay'da herkesin çok güzel yaşadığını belirterek, Hatay'daki bu güzelliğin tüm Türkiye'ye örnek olması temennisinde bulundu.
Rahip Bertogli: "Barış olmazsa her şey kaybedilir"
Katolik Kilisesi Rahibi Domenico Bertogli ise 25 yıldan bu yana Hatay'da olduğunu ve burada inancını, yaşantısını özgürce yerine getirebilmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi.
Hatay'daki birlikteliğin temelinde sevgi, saygı ve toleransın bulunduğunu vurgulayan Bertogli, "Barış olmazsa her şey kaybedilir. Müslüman, Hristiyan, Alevi öncelikle hepimiz insanız, birbirimizden hiçbir farkımız yok. Allah'tan gelip yine ona gideceğiz. İnsanlık olarak bir arada yaşıyoruz önemli olan bu" diye konuştu.
Antakya Medeniyetler Korosu Dernek Başkanı Yılmaz Özfırat da Hatay'daki farklı dinleri, kültürleri bir araya getirerek oluşturdukları koroyla var olan barış ve kardeşliği tüm dünyaya taşımayı amaçladıklarını söyledi.
Çözüm sürecini destekledikleri, artık şehit haberi duymak istemediklerini vurgulayan Özfırat, bu sürece katkı olarak koronun repertuvarına iki Kürtçe parça eklediklerini kaydetti.