HDP MYK üyeleri belli oldu
HDP'nin yeni Merkez Yürütme Kurulu üyeleri beli oldu. Ayhan Bilgen, Alp Altınörs, Sezai Temelli ve Günay Kubilay dışında bütün üyeler değişti.
Halkların Demokratik Partisi'nin bugün toplanan Parti Meclisi'nde, yeni Merkez Yürütme Kurulu üyeleri belirlendi.
HDP Merkez Yürütme Kurulu'nun (MYK) belirleneceği genişletilmiş Parti Meclisi (PM) toplantısı, Dünya Ticaret Merkezi Konferans Salonu'nda yapıldı.
Bugün yapılan seçimle Ayhan Bilgen, Alp Altınörs, Sezai Temelli ve Günay Kubilay dışında tüm MYK üyeleri değişti.
Buna göre yeni MYK'da şu isimler yer aldı:
Ali Kenanoğlu, Arife Çınar, Aycan İrmez, Ayhan Bilgen, Aysel Tuğluk, Berfin Azdal, Berfum Çolak, Besime Konca, Çilem Küçükkeleş, Edibe Şahin, Emine Beyza Üstün, Fatma Kurtulan, Fırat Yaman, Filiz Koçali, Gülsen Ülker, Gülsüm Ağaoğlu, Günay Kubilay, Hakkı Saruhan Oluç, Hişyar Özsoy, Hüseyin Yılmaz, Murad Mıhçı, Musa Piroğlu, Nadir Yıldırım, Nimetullah Erdoğmuş, Osman Baydemir, Seher Akçınar Bayar, Alp Altınörs, Sezai Temelli ve Serpil Kemalbay Pekgözegü.
Demirtaş: HDP, Türkiye'nin partisidir
Selahattin Demirtaş, HDP'nin Parti Meclisi toplantısında yaptığı konuşmada, HDP'nin Türkiye partisi olduğunu belirtti.
Demirtaş, "çoğulcu demokrasi, otoriteci merkezi yönetim yerine demokrasiye tabanın da katıldığı bir sistem, her koşulda barış, emekçi ve kadın eşitliği"nin kendilerini birleştiren ilkeler olduğunu bildirdi.
Demirtaş, "Diğer partiler Türkiye partisi olur mu bu şekil olmaz mı takdir onların, biz onları zorlayacak değiliz. 'İlle Türkiye partisi olun' falan diyecek halimiz yok. Takdir onların, kimi faşist olmayı seçmiş, ırkçı olmayı seçmiş, kimi dinci olmayı seçmiş biz karışıyor muyuz onlara? Yok. Fakat bunlar, bu kimlikleri ve tekçi yapıları teşhir olmasın diye sürekli hep birlikte bize saldırıyorlar" dedi.
'Geleceğin Türkiye'sini biz kuracağız'
Ortadoğu'nun tarihsel ve Türkiye'nin tarihsel bir kırılma yaşadığını savunan Demirtaş, şöyle devam etti:
"Geçmiş ile gelecek arasındaki köprüyü kimin kuracağı mücadelesi savaşı bütün coğrafyamızda olabildiğince acımasızca devam ediyor. Bu köprüyü kurma iddiasında olanlardan birisi de bizleriz. Geçmişle gelecek arasında doğru bir köprü kurabilecek biz olduğumuz için bu köprüyü kurmak için üst üste kurduğumuz her torbayı o yüzen büyük bir öfkeyle yıkıyorlar, yıkmaya çalışıyorlar.
Ya biz kuracağız; Türkiye'nin ilericileri, devrimcileri, demokratları, yurtseverleri ya bizler birleşip geleceğin Türkiye'sini biz kuracağız ya da dincilik, mezhepçilik, ırkçılık ve faşizm üzerine, tek adam söylemi üzerine inşa edilmiş bir devleti hayal edenler kuracak, başka alternatif yok. Çünkü bu artık bu geçiş, bu değişim başladı. Bunu kimse durduramaz, buna yön verme mücadelesi artık sürdürülüyor."
Demirtaş, "Öz yönetim isteyenlerin dünyasını başına yıkacağız" denildiğini belirterek, başkanlık gibi öz yönetim, özerklik, otonomi, federasyon ve eyalet sistemlerinin de bir model olduğunu ve konuşulması gerektiğini dile getirdi.
'Oturup izleyemeyiz, müdahale etmek zorundayız'
Partisine yönelik eleştirileri de yanıtlayan Selahattin Demirtaş, şu ifadeleri kullandı:
"Biz bütün halkın ortak çıkarlarını savunmasak, hani bize 'vatan haini' diyorlar ya, biz bu vatanın haini olsak vatana yapılacak en büyük kötülüğü yapardık. Yerimizde oturur bunlara karışmazdık, 'yürüsünler' derdik. Bunlar zaten Türkiye'yi uçuruma götürürler. Fakat biz bu ülkeyi, bu toprakların her bir karışını Kürdün de ana vatanı, Türk'ün de anavatanı, Çerkez'in, Arap'ın, Ermeni'nin anavatanı olarak gördüğümüz için her birini bu ülkenin asli unsuru olarak gördüğümüz için Sünni'nin Alevi'nin Ezidi'nin de Yahudi'nin de bu topraklarda yaşayan her yurttaşın eşit ortak vatanı gördüğümüz için sorumluluk sahibi olduğumuz için oturup izleyemeyiz, müdahale etmek zorundayız. Aksi takdirde önümüzdeki yüzyıl boyunca felaketler peşi sıra ve her biri diğerini aratacak şekilde daha ağır bir fatura ile karşımıza çıkacak."
Demirtaş, iç savaşların, iç çatışmaların uzun süre planlanıp, taammüden hayata geçirilen tarihsel acı olaylar olmadığını savunarak, "İşte bu şekilde kamplaşma, kutuplaşma sonrasında bir kıvılcım bir bakarsınız ki hiç birimizin hesap etmediği, hiç birimizin öngörmediği bir yerden bir kıvılcım, hiç kimsenin durduramayacağı bir iç savaş başlatır Allah korusun. Bosna, Yugoslavya, yakın zamanda Suriye bunlar hep acı örnekler. Kim başlattı bilemezsiniz, sorumluyu bulamazsınız. Çünkü bir kişi değil. Hatalar silsilesi, peş peşe üst üste geldi bunun ortamı oluştu, gerisi sadece kıvılcıma bakar" diye konuştu.
Demirtaş, Cizre gibi yerlerde yaralıların ambulanslarla alınamadığını iddia etti ve diğer sıkıntıların devlet tarafından askeri başarı olarak görüldüğünü ancak bunun "insanlarda nasıl bir öfke ve kırılmaya dönüştüğünün" görülmediğini ileri sürdü.
Yüksekdağ: Barış ve demokrasi yolunu seçtik
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ise HDP'nin Türkiye halkları için yeni bir umut olduğunu iddia etti. "AKP- Saray ittifakının" Türkiye halklarını yol ayrımına sürüklediğini savunan Yüksekdağ, kendilerinin barış ve demokrasi yolunu seçtiklerini söyledi.
Yüksekdağ, şunları kaydetti:
"Onlara sorarsanız eğer bir başkan seçerse Türkiye halkı, başkanın sihirli değneği ile Türkiye'de birikmiş, kemikleşmiş ve çürümüş bir dizi sorunu şipşak çözecekler. Bizler gerçeğin bu olmadığını çok iyi biliyoruz. Çünkü bizler bu gerçeğin acısını, sonuçlarını en derinden ve doğrudan yaşıyoruz.
7 Haziran'da ortaya çıkan demokratik sonuçların zapt edilmesinin, gasp edilmesinin nasıl bir faciaya yol açtığını çok iyi görüyoruz ve biliyoruz. 7 Haziran'daki demokratik sonuçları gasp edenler, o özgürleşme alanını zapt edenler, Türkiye'yi sekiz aydan beri bu yana bir facia iklimine coğrafyasına dönüştürüyorlar."
Yüksekdağ, öz yönetim konusunda dirençlerini koruyacaklarını bildirdi.