”Hep beraber istihdam seferberliğini başlatalım”

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu TOBB-ETÜ'de gerçekleştirilen 65. Olağan Genel Kurul'un açılışında konuştu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ANKARA - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, hükümete yeni istihdam yaratılması konusunda destek vererek "Hep beraber kamu ve özel sektörün elbirliğiyle istihdam seferberliğini başlatalım. 1,3 milyon değil, daha fazla istihdamı bu camia yapar. Dün yaptık yarın da en iyisini yapacağız. Herkes emin olsun, önümüzdeki dönemde istihdamın hızla arttığını göreceğiz" dedi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Hisarcıklıoğlu, TOBB-ETÜ'de gerçekleştirilen 65. Olağan Genel Kurul'un açılışında yaptığı konuşmada, işsizlik konusunda önemli açıklamalarda bulundu.
İşsizliğin, Türkiye'nin en büyük sorunu olduğunu herkesin bildiğini, iş dünyası olarak, bu sorunun Türkiye'nin geleceğini tehdit ettiğinin farkında olduklarını belirten Hisarcıklıoğlu, bunun sadece iktisadi değil, aynı zamanda sosyal bir mesele olduğunu, toplumsal barışı ve sosyal yapıyı tehlikeye soktuğunu kaydetti. "Türkiye'nin geleceğine ortak olan bizler, sorunlara da, çözümlere de ortağız" diyen Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
"Ancak bir noktanın da altını çizmek istiyoruz. Bizler, sizin de her zaman belirttiğiniz gibi ne aldatan olduk ne de aldanan olduk. Birileri gibi (aslı yok yaylasında binbeşyüz koyunumuz var) iddiasında bulunmadık. Masa başında hesap yapıp, yüzbinlerce yeni istihdam sağlayacağız, havası vermeye çalışmadık. Yanlış anlaşılsak da gözümüzün gördüğünü konuştuk. Özel sektörün tek çatı örgütü olarak, firmalarımızla ve diğer iş dünyası örgütleriyle beraber, istihdam sorununun çözümü için arayış içinde olduk. Ve başardık.
2002-2008 arasında özel sektörümüz, 3 milyon kişiye yeni istihdam sağladı. Üstelik kayıtdışı ekonomiyi de azalttık. Nereden anlıyoruz? Çünkü yine aynı dönemde sigortalı istihdamı 3,6 milyon kişi büyüdü. Yani hem istihdamı hem de kayıtlı çalışan sayısını artırmışız. Peki, bunu nasıl başardık? Bunun cevabı, istikrar ve reform sürecidir, ekonominin büyümesidir. Devletten para-pul istemiyoruz. Rakiplerimizle eşit şartlarda mücadele edebilelim, bu bize yeter."
Konuşmasında istihdam rakamlarına da değinen Hisarcıklıoğlu, Şubat itibariyle son 1 yılda, sanayideki istihdam artışının 292 bin kişi, inşaatta 110 bin kişi, hizmet sektörlerinde de 423 bin kişi olduğunu, yani özel sektörün istihdamının yaklaşık 825 bin kişi arttığını kaydetti.
Türkiye'nin iş ve yatırım ortamı düzeldikçe, ekonomi büyüdükçe, istihdamı artırdıklarının ortada olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğu, istihdam meselesinde kesin çözümün, çarkların daha hızlı dönmesi, üretim ve rekabet gücünün artmasından geçtiğini anlattı. Çarkların dönmeye devam etmesi için, itici güce ihtiyaç bulunduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, böyle bir rüzgârı tekrar estirmeleri halinde bu camianın, istihdam sorununu yine çözeceğini vurguladı.
"İstihdam seferberliğini başlatalım"
Delegelere "Çözer miyiz arkadaşlarım?" diye soran Hisarcıklıoğlu, alkışlarla karşılanması üzerine bu kez de "Peki bu işsizlik meselesini çözmeye hazır mıyız?" sorusunu yöneltip yine alkış alınca, "O zaman biz hazırız. O zaman hep beraber kamu ve özel sektörün elbirliğiyle istihdam seferberliğini başlatalım. 1,3 milyon değil, daha fazla istihdamı bu camia yapar. Dün yaptık. Daha da iyisini yapacağız. Herkes emin olsun, önümüzdeki dönemde istihdamın hızla arttığını göreceğiz" diye konuştu.
Refah dolu yarınların, akıl dolu bugünlerle başlayacağını, bunun için önce zihinlerin değişmesi gerektiğini belirten Hisarcıklıoğlu, "Zihinler dar olursa ufkumuz da dar olur. Ufkumuz dar olursa, dünyayı yakalayamayız. Geride kalırız. Ortak hedefimiz, zengin, özgür ve mutlu bir Türkiye'dir" dedi. Teşebbüs hürriyetinin temelinin burada olduğunu ve demokrasinin bunun için şart olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, istikrarın daha fazla demokrasi olduğunu, sadece demokrasinin olduğu bir yapının, hiçkimsenin vazgeçemeyeceği din, vicdan ve teşebbüs özgürlüğünün garantisi olduğunu anlattı.
"Demokrasi olmalı ki, huzur ve istikrar olsun. Keyfilik değil, kural hakimiyeti olsun. İlişkiler değil, kurallar belirleyici olsun, rekabet eşit şartlarda yapılsın. Bizim vergilerimizle maaşlarını alanlar, milletin amiri değil, hizmetkârı olsun" diyen Hisarcıklıoğlu, siyasetin, siyasi platformlarda yapılması gerektiğini belirterek "Kimse kendine durumdan vazife çıkartmasın. Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir Türkiye olsun" diye konuştu.
Demokrasiyi sloganlaştırmak yerine, kurumsallaştırmak zorunda olduklarını belirten Hisarcıklıoğlu, aksi takdirde hakkın ve vicdanın değil, gücü elinde bulunduranın dediğinin olduğu, zayıf ve adaletsiz bir sistemin doğacağını, böylelikle zayıflayan bir bünyeye, her türlü belanın musallat olacağını kaydetti. Hisarcıklıoğlu, bunun sonunda da ülkenin, yasadışı yapılanmalara ve yolsuzluklara karşı zayıf düşeceğini belirtti.
İşte bu nedenle TOBB camiası olarak, Türkiye'yi daha demokratik ve zamanın ruhuna uygun bir ülke yapma yönünde atılacak adımları desteklediklerini ve  desteklemeye devam edeceklerini belirten Hisarcıklıoğlu, demokrasi konusunda, hep siyasilerden bir şeyler beklenilmemesi gerektiğini söyledi. "Buradan herkese seslenmek istiyorum. Daha iyi bir gelecek, daha güçlü bir Türkiye için önce vicdanımızın sesine kulak verelim. Zaman, mekan ve konu sınırı olmaksızın vicdan, bu ülkenin temel harcı olmalı. Vicdanınız sizi itham etmezse, başkalarının ithamının değeri yoktur. İradenize hâkim olacak, ama vicdanınızın esiri olacaksınız. Unutmayın ki, yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun, gözyaşlarımızın rengi aynıdır" diye konuştu.
"Yeni ve çağdaş bir anayasaya ihtiyaç var"
Ekonomide dünya ile rekabet için, dünya standartlarını nasıl benimsediyseler demokrasi'de, dünya standardına ulaşmaları gerektiğine vurgu yapan Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
"Bu anlamda sadece siyaseten değil, ekonomik ve toplumsal olarak da yeni ve çağdaş bir Anayasa;ya ihtiyaç duyuyoruz. Çünkü bu Cumhuriyet, bürokrasinin hakimiyeti için değil, hakimiyeti milliye için kuruldu. Bu Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesi olmak için kuruldu. Katılımcı bir yönetim anlayışı getiren, hak ve özgürlükleri koruyan, çağdaş bir Anayasamız ve herkesin güvendiği bir yargı sistemimiz olmadan, 2023 yılındaki hedeflerimize ulaşamayız.
Toplumun, daha çağdaş ve refah içinde yaşamasına hizmet etmeyen yasal düzenlemeler, bir türlü sona ermeyen bürokratik, şekilci anlayış, artık sona ermelidir. Ve bütün bu demokratikleşme süreci, demokratik sabır ve olgunlukla yönetilmelidir. Değişimi kalıcı hale getirmenin ve sonuçlarıyla birlikte insanları mutlu kılmanın başka bir yolu da yoktur."
Konuşmasında siyasetçilere de seslenen Hisarcıklıoğlu, dünya standardında demokrasi isteniyorsa siyasal sistemin daha demokratik ve daha katılımcı olması gerektiğine işaret etti. Kaliteli demokrasinin yolunun, demokratik siyasetten geçtiğini, milletle vekili arasındaki ilişkinin güçlendirilmesi gerektiğini belirten Hisarcıklıoğlu, Siyasi Partiler ve Seçim Kanunlarının bu çerçevede mutlaka yenilenmesi gerektiğini bildirdi.
Konuşmasında dünya ve Türkiye ekonomisine ilişkin görüşlerini de dile getiren Hisarcıklıoğlu, 2009 yılında dünya ekonomilerinin ortalama yüzde 5 küçüldüğünü, dünyada üretilen mal ve hizmetlerin toplam değerinin 3,3 trilyon dolar azaldığını, 182 ülkeden 133'ünde ekonomik daralma yaşandığını, küresel ticaret hacminin 3,6 trilyon dolar, yani yüzde 25 gerilediğini, 27 milyon kişinin de işini kaybettiğini anlattı.
Şimdi, kontrolsüz küreselleşme sonucu ortaya çıkan olumsuz etkileri giderme, kurallı ve adil rekabete dayalı bir piyasa ekonomisine geçme dönemi olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, ürettiklerinden fazlasını kazanan finans kesiminin dizginlenmesi, çalışanların ve üreticilerin adil bir şekilde paylarını alabildikleri yeni bir dönemin başlaması gerektiğini vurguladı. Hisarcıklıoğlu, "Ve artık herkes şu gerçeği görmelidir; para ticareti, yoksulluk ve yolsuzluk, mal ticaretiyse refah ve zenginlik getirir" dedi.
Dünya ekonomisine entegre olan Türkiye'nin doğal olarak krizden etkilendiğini belirten Hisarcıklıoğlu, ekonominin 125 milyar dolar kayba uğradığını, işsiz sayısının 1,1 milyon kişi arttığını, sanayide yüzde 7,2, ticarette yüzde 10,4, inşaat sektöründe yüzde 16,3 gerileme yaşandığını anlattı.
Vergi denetimleri ve vergi cezaları
Anadolu'da giderek artan bir sıkıntıyı da paylaşmak istediğini belirten Hisarcıklıoğlu, bürokratlar tarafından, her işletmenin potansiyel olarak vergi kaçıran, kötü niyetli bir mükellef gibi algılanmasının iş yapmayı imkansız hale getirdiğini kaydetti. Bir kısım denetim elemanlarının "Biz raporumuzu yazalım, sonra siz yargıya gidip çözün" şeklinde, umursamaz bir tavır içinde olduklarını öne süren Hisarcıklıoğlu, bu haksız muameleye maruz bırakılan müteşebbisin, üzerine yapışan damgadan kurtulmak için mahkeme kapılarında yıllarca uğraş verdiğini bildirdi.
Vergi cezalarının neredeyse yüzde 90'ının, mahkemeden geri dönüyor olabileceğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, ancak kaybedilen itibarın geri gelmediğini söyledi. "Elbette biz, denetime karşı değiliz. Karşı olduğumuz, haksız ithamlarla damgalanmaktır. Denetimi yapan memura da sorumluluk yüklenmeli. Yazdığı rapor yanlış çıktığında, bunun hukuki bir sonucu olmalıdır" dedi.
Daha güçlü bir Türkiye için, önce yatırım ortamının, rakipleriyle aynı kaliteye yükseltilmesi gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, bu çerçevede, Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Vergi Sistemi Reformu ve perakende sektörünün düzenlenmesi gibi yatırım ortamını iyileştirecek yasal düzenlemelerin hızla tamamlamasını istedi.
Şirketlerin finansmana erişiminin kolaylaştırılmasının, hükümetin Kredi Garanti Fonu'na ilave teminat sağlamasının, Eximbank'ın kaynaklarının artırılmasının KOBİ'lere önemli bir destek oluşturduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, Avrupa Birliği piyasalarında büyüyen sorunları dikkate alarak, yurtdışında alternatif pazarlara açılmayı kolaylaştırmak üzere ihracat sigortası sisteminin daha etkin çalıştırılması gerektiğini söyledi.
Birikmiş vergi ve sosyal güvenlik prim borçlarının yeniden yapılandırılmasında büyük fayda gördüklerini belirten Hisarcıklıoğlu, hükümetin benzer bir adımı 2004 yılında atarak, 7,5 milyar lira gelir elde ettiğini ve çok sayıda müteşebbisin iş hayatına tutunmasını sağladığını kaydetti. Özellikle küresel kriz sonrasında ihtiyaç duyulan böyle bir adımın, hem kamu bütçesini rahatlatacağını hem de daha fazla firmanın ayakta kalarak üretmesini ve istihdam sağlamasını mümkün kılacağını belirten Hisarcıklıoğlu, kamu alacaklarına uygulanan yüzde 30 civarındaki yıllık faizlerin son derece yüksek olduğunu ve daha makul, ödenebilir seviyelere çekilmesini istedi. Akaryakıt üzerindeki ağır vergi yüklerinin, hem rekabet gücünü azalttığını hem de kayıtdışılığı teşvik ettiğini belirten TOBB Başkanı, enerjiyle ilgili tüm yüksek vergilerin ise belli bir vade içinde azaltmasını istedi.
Konuşması sırasında sık sık delegelerden alkış alan Rifat Hisarcıklıoğlu, sözlerini "Biz, bu ülkeye hizmet için varız. Biz, bu ülkenin sevdalısıyız. Allah, bu ülkeye ve sizlere, daha büyük hayaller kurma ve bunu gerçekleştirme gücü versin. Yolumuz açık olsun. Şansımız bol olsun. Allah hepimizin yardımcısı olsun" diye tamamladı.
Bu konularda ilginizi çekebilir