Hyundai i20 Troy'un İzmit'te üretimi başladı

Hyundai i20 Troy modeli için 100 milyon dolarlık yatırım yapan Hyundai Assan, i20 modeli için yılda 80 bin adetlik ek üretim gerçekleştirmeyi hedefliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

KOCAELİ - "Hyundai i20 Troy" modeli, Alikahya Mahallesi'ndeki Hyundai Assan İzmit Fabrikası'nda üretilmeye başlandı.

Hyundai İ20 Troy'un üretim töreninde konuşan Hyundai Assan Başkanı Kwang Heum Um, Türkiye'nin 2009 yılında gerçekleştirdiği satışlarla büyük ve önemli bir ilerleme kaydettiğini söyledi.

"Hyundai Türkiye de başarı elde ederek tüm dünyadaki organizasyonumuz içinde öncü bir rol üstlenmiştir" diyen Kwang, diğer ülkelerdeki tesislerinin de bu başarının ardından kendi pazarlarında birinciliği elde edebilmek için çok yoğun şekilde çalışmaya başladığını vurguladı.

Hyundai İzmit Fabrikası'nın hem Türkiye'ye hem de ihracata yönelik olarak toplam 13 yıldır üretim yaptığını anlatan Kwang, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Fabrikamız tüm dünyadaki Hyundaı üretim merkezleri arasında en yüksek kalitede üretim yapan tesis olarak seçilmiştir. Bu unvana sahip olmaktan gurur duymaktayız. Bu başarı fabrikamızda çalışan her personelin üstün çabalarıyla elde edilmiştir. Türk otomotiv sanayi ülkeye en iyi ihracat getirisini sağladığını ve en iyi iş imkanlarını sunduğunu kanıtlamıştır. Otomotiv sanayinin önümüzdeki dönemlerde de Türk ekonomisinin lokomotifi olmaya devam edeceğine inancımız tamdır. Fabrikamızda i20 üretimi için 100 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirdik. Bu yatırım sayesinde de i20 modeli için yılda 80 bin adetlik ek üretim gerçekleştirip toplam üretim hacmimizi de 100 bin adedin üzerine çıkaracağız. Bu üretimimizin büyük bir bölümü Avrupa'ya ihraç edilecektir ve Türkiye Fabrikası 5 kapılı i20'lerin Avrupa için tek üretim merkezi konumunda bulunacaktır. Bu sayede de Türkiye'ye yılda en az 1 milyar lira tutarında ihracat girdiği kazandırılmış olacaktır."

Avrupa'dan 10 bin adet sipariş

Hyundai Assan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar da otomotiv sektörünün Türkiye ekonomisinin lokomotifi konumunda bulunduğunu ifade ederek özellikle sanayi hacmi, istihdam ve ihracat bakımından ekonomiye büyük bir katkı sağladığını bildirdi.

Türk sanayinin dışa açılması ve hızla ilerlemesi için hükümetin ihracata önem vermesi ve özendirmesinin kendilerini mutlu ettiğini söyleyen Kibar, "Bu amaçla otomotiv sektörüne hem sanayi bakımından hem de iç pazar dinamikleri açısından desteklerin devamını bekliyor ve önümüzdeki dönemlerde yapılacak etkin çalışmalarla Türkiye'yi Avrupa nezdinde daha söz sahibi bir ülke hale getirmek için hep beraber çalışacağımızı bir kez daha vurgulamak istiyorum" diye konuştu.

Bir modelin bir ülkede üretimi kararlaştırılırken, o ülkenin iç pazar dinamiklerinin ilk sırada tutulduğunu dile getiren Kibar, şöyle konuştu:

"Bu doğrultuda iç pazarı destekleyici çalışmalar sadece Hyundai'nin yeni yatırımlarının değil, tüm otomotiv sektörünün ve sıfırdan yapılacak yepyeni yatırımların da önünü açacaktır.  Bugüne kadar yan sanayi ile birlikte toplam 900 milyon dolardan fazla yatırım yapılmıştır ve sağlanan istihdam yaklaşık 10 bin kişidir. Mevcut yatırımımız birçok Koreli firmanın doğrudan yatırım yapmasını sağlamış ve hatta büyük ölçekli yeni firmaların da yatırım düşüncesi içine girmesini sağlamıştır. Bu durum da Kore ile hem dostluğumuzun hem de ticari ilişkilerimizin daha da gelişeceğinin en büyük sinyalidir. Sadece Hyundai olarak 75 milyon dolar ek yatırımla gerçekleştirdiğimiz ve yan sanayi ile birlikte yatırım miktarı 100 milyon doları bulan i20 model üretimimizin ise büyük bir bölümü Avrupa ülkelerine sadece Türkiye'den ihraç edilecektir."

Türk işçisinin emeğiyle üretilen yüksek kalitedeki araçlar sayesinde fabrikanın dünya çapındaki tüm Hyundai fabrikaları arasında en yüksek kalitede üretim yapan tesis olarak seçildiğini anlatan Kibar, "Bunun paralelinde i20 için seri üretimimize başlamadan Avrupalı distribütörlerden yaklaşık 10 bin adetlik sipariş gelmiştir ve bu husus göğsümüzü fazlasıyla kabartmıştır. Bu yeni modelimizin, aynı şekilde diğer aracımız olan Accent gibi kısa sürede 'Türkiye'nin otomobili' olacağına ve fabrikamızın hem Hyundai bünyesinde hem de tüm dünyada daha büyük bir rol oynayacağına inancımız sonsuzdur" şeklinde konuştu.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün

likahya Mahallesi'ndeki Hyundai Assan İzmit Fabrikası'nda "Hyundai i20 Troy" modelinin üretimine başlanması dolayısıyla düzenlenen törende yaptığı konuşmada Türkiye'nin, dünyanın en önemli otomotiv üretim merkezlerinden biri olma yolunda hızla ilerlediğini belirten Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'de üretilen ve dünyanın dört bir yanına ihraç edilen araçların arasına, her yıl yenilerinin katıldığını söyledi.

2009 yılında, küresel kriz nedeniyle üretim ve ihracat rakamlarında bir miktar kayıp yaşandığını ancak bu yıl, beklenenden de hızlı bir toparlanma içinde olduklarını gördüklerine dikkat çeken Ergün, şöyle devam etti:

"Bu yılın ilk dört ayında, geçen yılın aynı dönemine göre, otomotiv üretimi yüzde 59,3, otomotiv ihracatı ise yüzde 58,6 oranında bir artış göstermiştir. Büyük nüfusu ve yükselen orta sınıfı ile çok canlı bir iç pazara sahip olan ülkemiz, hükümetimizin yoğun diplomatik gayretleri neticesinde, dış pazarını da önemli oranda artırmıştır. 2002 yılında 91 bin otomobil satışı yapılan ülkemizde, bu yılın ilk beş ayında satılan otomobil sayısı 144 bine ulaşmıştır. Küresel krizin yaşandığı 2009 yılında 370 bin otomobil satılmıştır. Ancak Türkiye'nin otomobilde alacağı daha çok yol var, geniş bir iç pazarımız var. Yakın bir gelecekte Türkiye'nin iç pazarında otomobil satışı 1 milyonu geçecektir. Tüm yatırımcılar bunu dikkate almalıdır. 36 milyar dolardan alıp küresel kriz öncesinde 132 milyar dolara kadar çıkardığımız ihracatın içinde en önemli kalem otomotiv sektörüdür.

Türkiye'nin geçmişte büyük ölçüde Avrupa ile sınırlı olan ihracat pazarları, artık büyük bir derinlik kazanmış durumdadır. Türkiye artık dünyanın en ücra köşelerine dahi mal ve hizmet ihraç eden bir ülkedir. Bazıları bunu eksen kayması olarak nitelendirmeye çalışıyorlar, ancak bu bir eksen kayması değil, dengelerin yerli yerine oturmasıdır. Avrupa Birliği'ne tam üyeliği ve çağdaş dünya standartlarını yakalamayı hedeflemek ayrı bir şeydir, bütün dünya ülkeleri ile yapıcı ilişkiler kurmak ayrı bir şeydir. Küresel kriz, hepimize, sadece belli bir pazara yönelik üretim ve ihracat yapmanın ne kadar riskli bir iş olduğunu göstermiştir."

Bu konularda ilginizi çekebilir