Kılıçdaroğlu'na teşekkür ederim

Baydemir, "Diyarbakır'da tek bir kişiyi gelsin 'korktuğum için sandığa gitmedim' desin elini öperim." dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DİYARBAKIR- Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Kürt halkının kendi dili, kültürü ve kimliği ile Türkiye'nin değişim ve dönüşüm sürecine katılmak istediğini söyledi.

Baydemir, Koşuyolu Parkı'nda gazetecilere yaptığı açıklamada, referandumun sonucunun hükümete, muhalefete, kamu otoritelerine ve kendilerine büyük ödevler çıkardığını bildirdi.

Hükümetin ve demokratik kamuoyunun ödevini yerine getirme konusunda çaba içerisinde olması gerektiğini belirten Baydemir, şöyle konuştu:

"Diyarbakır'da yüzde 66'yı bulan sandık başına gitmeme oranının benim açımdan ayrıca eğitici bir boyutu var. Sandık başına giden hemşehrilerimin hepsine saygı duyuyorum. Ama bununla birlikte sandık başına giden bir kısım hemşehrimin (yeşil kartım iptal olur, gelen para cezasını ödeyemem) kaygısı ve endişesiyle gittiğini de biliyorum. Dolayısıyla yoksulukla mücadele ve sürdürülebilir kalkınmanın ne kadar önemli olduğu bir kez daha bu kentte açığa çıkmıştır. Yoksulluğun ve yoksunluğun insanın özgür, hür iradesi üzerinde nasıl bir etkisinin olduğunu bir kez daha görmüş oluyoruz. Kendi açımdan, kimlik, kültür ve dil ne kadar önemli ise ekonomik kalkınma ve yoksullukla mücadele de en az o kadar önemlidir. Ülke açısından da görülmesi gerekir ki Kürt halkı, kendi dili, kültürü ve kimliği ile Türkiye'nin değişim ve dönüşüm sürecine katılmak istiyor. Türkiye'nin ortak değerlerine kendi değerleri ile katkı sunmak istiyor."

Eylemsizlik kararı

Baydemir, Türkiye'nin, Kürt sorunu konusunda şiddet yönteminden vazgeçmesi durumunda Ortadoğu'da model ülke olacağını savunarak, şöyle devam etti:

"Ölen her insan, ister asker, ister polis, ister sivil, ister gerilla olsun, ben birey olarak yüreğimden bir parça yitiriyorum. Bu duyguyu hissediyorum. Bu duyguyu Türkiye'nin ortak duygusu haline nasıl dönüştürebiliriz?  13 Eylül sonraki bütün günlerimiz akan kardeş kanının durması üzerine kurgulanmalıdır. Eylemsizliğin süreklileşmesi, kalıcılaşması ve hatta giderek, tamamen silahsızlandırılması üzerine bir çaba üzerine kurgulamalıyız. Nihayetinde bu savaş, bu kavga sürdüğü müddetçe, değerlerimizi yitirmeye devam edeceğiz. Aslında vicdanlarımızı da kaybetme riski ile karşı karşıyayız.

Bu itibarla bir kez bir çağrım var. Türkiye'nin ülkücülerine, açık ve net bir çağrım var, kardeşleşme çağrım var, kemalistlere, dindar Müslümanlara, cemaatlere, aydınlara, yazarlara, akademisyenlere, kanaat oluşturuculara, kardeşlik tek taraflı olmuyor buna bir yanıt verilmesi lazım. Benim iddiam o ki, Gelin bir kez daha, halkımızın bize vermiş olduğu bu fırsatı kaçırmayalım. 21 Eylüldeki Türkiye, 3 ay öncesinin Türkiye'si olmamalıdır. Bu iş bir haftalık bir mesele değildir ama istenirse hükümet, CHP, MHP 24 saat içerisinde bu eylemsizlik sürekli hale getirilebilir. 21 Eylülde tek bir silahın patlamayacağı bir ortamı hazırlamamız lazım. Bir askerin, polisin, gerillanın ve sivilin yaşamını yitirmeyeceği, bir çocuğun yetim kalmayacağı, bir kadının dul kalmayacağı bir zemini yaratmamız lazım. Hükümetin kolundan, ceketinden tutalım, MHP'yi de, CHP'yi de, sosyalistleri, sermayeyi, aydınları da bırakmayalım. Herkesten bu konuda siyasi, ahlaki, insani, bir sorumluluk almasını isteyelim. Milliyetçilik, askerin ölümüne göz yummak değildir, böyle bir milliyetçilik olamaz."

Gazetecilerin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun oy kullanmaması ile ilgili sorusunu yanıtlayan Baydemir, "Şüphesiz ki sayın Kılıçdaroğlu'na teşekkür ediyorum. Bir oy bir oydur, ülkenin yüzdeliğine katkıda bulundular. Diyarbakır'da büyük bir samimiyetle ifade etmek isterim tek bir kişiyi gelsin (korktuğum için sandığa gitmedim) desin elini öperim. Bu koca bir yalandır. Kimse korktuğu için sandığa gitmemezlik yapmadı" dedi.

 

 

Bu konularda ilginizi çekebilir