KOBİ'ler yatırıma yöneldi

Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere, KOBİ'lerin toplam TL nakit krediler içinde payının arttığını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ece CEYHUN

İSTANBUL - Global kriz döneminde sadece günlük nakit ihtiyacı için işletme sermayesi kredisi kullanan KOBİ'lerde yatırım penceresi açılmaya başladı. Geçen yıl kurumsal müşteri tarafında başlayan yatırım kredisi talebi, bu yıl KOBİ'lere yansıdı.

Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere, KOBİ'lerin bu yıl başından beri yatırım kredisi taleplerinin canlandığını kaydetti. Karadere, imalat sektöründe teknoloji ve modernizasyon yatırımları için yatırım kredisi talebi olduğunu belirtirken Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki gelişmelerin Türkiye'de turizm sezonunu erkene çektiğini bunun da sektörün yatırım kredisi talebini artırdığını söyledi. Karadere, ayrıca şimdiye kadar Merkez Bankası ve BDDK'nın aldığı kararların bankaların kaynak maliyetlerini artırdığını ama sektörün bunu rekabetin yoğunluğu nedeniyle fiyatlarına yansıtamadığını ifade ederek alınan önlemler sürse de bankaların maliyetlerindeki yükselişi 'birebir' müşterilerine yansıtamayacağını düşünüyor.

Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere ile KOBİ bankacılığını, Garanti Bankası'nın hedeflerini ve ekonomi yönetiminin aldığı kararların küçük işletmelere etkisini konuştuk.

Karadere, Türkiye bankacılık sektörünün bundan sonraki büyüme alanları ile ilgili öngörülerini de paylaşırken KOBİ bankacılığında gelinen durumu rakamlarla ortaya koydu. Son 10 yılda hem KOBİ'lerin hem de bankaların büyük evrim geçirdiğine dikkat çeken Karadere, KOBİ bankacılığında Avrupa ortalamalarının yakalanmasına da az kaldığına dikkat çekti.

Kredide KOBİ'nin payı yüzde 5'ten yüzde 37'ye geldi

Karadere, KOBİ kredilerini değerlendirirken, büyük şirketlere verilen döviz kredilerini ayrıştırarak, toplam TL nakit krediler üzerinden bakıyor. 2008'de yaşanan global kriz ile birlikte bankacılık sektöründe KOBİ'lerin toplam TL nakit kredi hacmi 78 milyar TL mertebelerine gerilerken 2010 sonunda bu rakam 125 milyar TL'ye yükseldi.

Nafiz Karadere, sektörde 2009 sonunda KOBİ kredilerinin payının yüzde 30.2 olduğunu bunun 2010 sonunda yüzde 31.8'ye geldiğine dikkat çekerek, "Garanti'de de 2009'da TL nakit krediler içinde KOBİ'nin payı yüzde 34.2'ye gelmişti. Geçen sene sonunda Türkiye'nin KOBİ tanımına göre Garanti'nin toplam nakit TL kredileri içinde KOBİ'nin payı yüzde 37.4'e geldi. Bu zaten en gelişmiş ülkelere ABD ya da Avrupa'ya baktığınız zaman yüzde 45'lerdedir” dedi.

2-3 yıl sonra Garanti, Avrupa ortalamasını yakalar

Son 10 yılda KOBİ bankacılığının evriminin çok büyük olduğuna dikkat çeken Karadere, 2000'lerin başında KOBİ kredilerinin payı yüzde 5'lerden yüzde 6-7'lere geldiğinde sektörün ‘hareketlenme var' diye sevindiğini hatırlatarak "Bugün artık arzulanan noktaya yakın bir yerdeyiz. Ulaşılan kredi yönüyle bankaların çok az yolu kaldı.

Önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde büyük krizler yaşanmadığı sürece Garanti Bankası, KOBİ'de yüzde 45 Avrupa ortalamasını yakalar" dedi.

KOBİ'lerin sorunlu kredilerindeki düşüşe de vurgu yapan Karadere, sektörde yüzde 4.23 olan oranın bankada yüzde 2.99 düzeyinde olduğunu kaydederek "Kriz döneminde Garanti'de bu oran yüzde 7'lere gelmişti şimdi yüzde 2.99'a indi. Bu sene sonunda yüzde 2'nin de altına inmesini bekliyorum. İşlerinde sorun olmadığı sürece KOBİ'de esnafta borcuna son derece sadık. Yeter ki ekonomide sorun olmasın” diye konuştu.

Garanti Bankası'nın KOBİ segmentinde tüzel ve firma ortağı olarak hizmet verdiği müşteri sayısı 1 milyon 300 bin düzeyinde. Toplam KOBİ kredi tutarı 31 Aralık 2010 itibariyle 19.8 milyar TL olan bankanın sektörün toplam kredileri içindeki payı yüzde 13 olurken müşteri sayısı içindeki payı yüzde 10.

Tüzel müşteri sayısı olarak bakıldığında sayı 500 bin olurken bankanın bir hedefi de bu sayıyı 600 – 700 binlere getirmek. Banka ayrıca esnaf kredilerinde de pazar payını yüzde 7'lerden yüzde 13'lere getirirken her sene pazar payını yüzde 1.5 büyütüyor. Bu sene esnaf bankacılığında hedef ise yüzde 14-15'li rakamlara gelebilmek.

KOBİ'ler gişe sırası gibi MİY sırasında

Sonuçta ekonomideki hareket, kredi rakamlarına birebir yansırken Karadere, tüketici kredilerindeki hareketliliğin sürdüğünü ama konutta bir ara yaşanan artışın hızını yavaşlattığını, otoda bir ivmelenme olduğunu KOBİ'de ise ağırlıklı işletme sermayesi talebinin yanında artık yavaş yavaş yatırım kredisi talebinin de görülmeye başlandığını anlattı.

Ticari ve kurumsal tarafta da kriz öncesinde görülen çok büyük yatırım kredilerinin hala çok başlamadığını da aktaran Karadere, yaptıkları şube ziyaretlerinde KOBİ'lerin gişe sırası gibi MİY (müşteri ilişkileri yönetmeni) sırasında olduğunu belirtti.

Karadere, şöyle devam etti:

"Dünyada bu kadar kriz varken KOBİ kredilerinin bu kadar canlı olmasının nedeni, bu işletmelerin yüzde 90'dan fazla, iç piyasaya üretim ve satış yapmaları. Aldıkları kredilerde yüzde 90 ve fazlası oranda zaten bu ihtiyaçların finansmanına yönelik krediler. Genellikle satış finansmanı, üretim süreci ile tahsilat süreci arasındaki dönemi finanse etmek için işletme sermayesi amacıyla kullanılan krediler hala ağırlığını koyuyor.

Geçtiğimiz sene hemen hemen hiç olmayan yatırım kredisi talebi ise bu sene başladı. Burada çok yüksek hacimlerden bahsetmek mümkün değil ama mesela imalat sanayinde teknoloji yatırımı bile durmuştu. Son 2-3 ay içerisinde bu tür kredi talepleri ile karşılaşmaya başladık. Makine-ekipman yenileme kredisi geliyor."

Kuzey Afrika'daki olaylar turizm sezonunu erkene çekti

Turizmdeki hareketliliğe de dikkat çeken Karadere, bu sektörde, dinamikleri gereği, kriz döneminde bile yatırımların çok ertelenmediğini ama bu yıl diğer yıllardan farklı olarak bu taleplerin daha erken geldiğini de ifade etti.

Karadere, "Özellikle de Kuzey Afrika'daki olaylar Türkiye'de hem iç hem dış turizmde 23 Nisan ile birlikte sezon açılır ve kapanmazdı. Şimdi dış turizmde hareket başladı. Özellikle Mısır, Tunus ve Fas'a giden daha yaşlı nüfusun ön yaz turizm talebi, oradaki siyasi gerginlik ve karışıklıktan dolayı, bu yıl Türk otellerine kaydı. Bu 5 yıldızlı oteller kadar, pansiyon otel ya da butik otel dediğimiz KOBİ'lerimize de turistler gelmeye başladı. Turizmde bu sene sezona hazırlanmak için alınan krediler daha erken kullanılmaya başladı. Aralık, ocak ve şubat aylarında bunları gördük.

Turizmde yatırım hep bir şekilde devam eder. Global krizde en az etkilenen sektörlerden biri turizmdir. Nispeten yatırımlara devam ediyorlardı ama tedirginlik vardı. Şu anda daha şevkle yatırım yapıyorlar" bilgisini verdi.

Alınan kararları destekliyoruz ama ayrışma yapılmalı

Bugün artık 50 milyar dolar düzeyini deviren cari açıkla mücadele için alınan kararları desteklediklerini ve cari açık sorununu yapısal olarak çözecek önlemlerin de devreye alınmasını beklediklerini anlatan Karadere, cari açık artışını tetikleyen ve tetiklemeyen kredilerin de ayrıştırılması gerektiğini düşünüyor.

Karadere, örneğin bazı tüketici kredilerinin cari açıkla hiç ilgisi olmadığını çünkü bireylerin evini geçindirmek ya da borcunu kapatmak için bankaların kapısını çaldığını anlatırken KOBİ kredilerine de pozitif ayrışma yapılması gerektiğine inanıyor.

Karadere, bu konuda kamu ve bankaların ortak bir karar almasının da bankalar üzerinden ‘yüzde 25' baskısını alacağını da öngörürken "Önümüzdeki günlerde bunun da netleşmesini bekliyoruz. Ben iç piyasaya mal üreten KOBİ'lerin açıkçası bu sınırlama kapsamında yer almayacağı inancındayım. Bunlar daha çok Türkiye'ye ara malı ithalatında kullanılan dış ticaret finansmanına yönelik krediler olabilir" dedi.

4 kişilik şube modeli üzerinde çalışıyor

Türkiye'de bankacılık hizmeti götürülecek nüfus artarken düşen faiz ve enflasyon ortamında bankalar için de daralan marjlar nedeniyle daha fazla müşteriye ulaşma ihtiyacı var. Ekonomideki değişim, şehir hayatındaki değişim bankaları bir taraftan alternatif dağıtım kanallarına yatırım yapmaya, diğer taraftan daha fazla şube açmaya yöneltiyor.

Karadere, teknolojideki gelişmelerin de etkisi ile önümüzdeki dönemde şube yapılarının da değişim geçireceğine işaret ederek "Şimdi Garanti Bankası olarak 4 kişiyle çalışan şube modeli üzerinde çalışıyoruz. Bunun dünyada çok örneği var. Daha küçük şube yapıları, bu şubelerde yapılacak işler nelerde kullanılabileceği üzerinde çalışıyoruz. Bizim teknolojimiz de kuvvetliolduğu için 'teknolojiyi daha fazla nasıl kullanırız' diye bakıyoruz. Ama Türkiye bankacılık sektöründe şube sayısı daha çok artacak" diye konuştu.

Tarımda 2012'den sonra hızlı büyüyeceğiz

GARANTİ BANKASI'NIN bundan 10 yıl önce Garanti-KOBİ ilişkisi olarak kurduğu yapının bir benzerini tarım bankacılığında hayata geçirmek için çalıştığını da anlatan Karadere, "Tarımı öğreniyoruz ve adım adım büyüyoruz" dedi.

Tarım sektörünün farklı dinamiklerini, kredi değerlendirme süreçleri gibi noktalarda büyük mesafeler kat ettiklerini aktaran Karadere, tarım işletmeleri tarafında zaten var olan işbirliklerini şimdi çiftçiye doğru uzattıklarını belirtti. Karadere, 60 bin civarında çiftçi segmentli müşterileri olduğunu ve tarım işletmeleri dahil tarıma toplam 600 milyon TL civarında kaynak aktardıklarını ifade ederek " Bu sene yapılanmamızı tamamlayıp 2012'den itibaren tarım sektöründe çiftçilerimizle bize yakışacak şekilde çalışacak bir yapıya geleceğiz. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde bankacılık sektöründe tarım konusunda da bankaların rekabet içerisine gireceğini düşünüyorum. Aynı KOBİ bankacılığında olduğu gibi rekabet tarıma çok yeni bakış açıları da getirecektir" şeklinde konuştu.

Garanti Bankası'nın Önder Çiftçi Projesi ile birlikte Adana'da yapacağı tarım fuarına da değinen Karadere, "geçtiğimiz sene ilk fuarı Tekirdağ'da yapmıştık. Tarım ile ilgili tüm tarafları orada bulmanız mümkün. Orası sadece fuar olmaktan öte çok büyük bir okul niteliği taşıyan bir yer. Bu tür projelerin sayısının artması gerektiğini düşünüyoruz" dedi.

12 bin kadın girişimciye pozitif ayrımcılık

2006 YILINDAN beri kadın girişimcilere özel destek paketleri hazırlayan Garanti, bugün 12 bin kadın girişimciye ve 349 milyon TL krediye ulaşırken bu sene sonu itibariyle 15 bin kadın girişimciye ve 450 milyon TL desteğe yaklaşmayı umuyor. Burada da yüzde 51'den fazla kadın ortak hakimiyeti arayan Garanti, bir taraftan da KAGİDER ile yaptığı stratejik işbirliği ile illeri geziyor.

Bu yıl ilk olarak Ankara'ya giden Garanti, önümüzdeki günlerde Kütahya'ya, Kıbrıs'a, Kahramanmaraş'a ve Trabzon'a gitmeyi düşünüyor. Ekonomist dergisi ve KAGİDER ile kadın girişimcilere yönelik bir yarışmada düzenlediklerine dikkat çeken Nafiz Karadere, aldıkları iki ödülünde kendilerini cesaretlendirdiğine işaret ederek "İlk yarışmaya sadece 123 kadın girişimci başvurmuştu. Sonra 806 oldu ve dördüncü yılı olan geçen sene 3.600 girişimci başvurdu. 5'inci yılında 5 bin kadına ulaşmayı hedefledik.

Sadece şubelerimizden gelen başvuru sayısı 4.600'ü geçti ve internetten aldığımız başvurularda var" dedi.

Kredi maliyetlerindeki artış bire bir yansımaz

'BU KADAR talep canlıysa KOBİ kredilerinde bu yıl büyüme ne kadar olur?' dediğimizde Karadere'nin cevabı sektörde yüzde 20-25, Garanti'de yüzde 25-30 artar olurken her bankanın büyüme planı yaptığı segmentteki bu hareketlenmenin ise işletmelere yarayacağını düşünüyor. Son dönemde BBDK ve özellikle Merkez Bankası'nın munzam karşılık oranlarını yükseltmesi, gecelik faiz oranlarını düşürmesi gibi önlemler kuru ve faizi yükseltirken bankaların da kaynak maliyetini artırdı.

İthalat yapıp iç piyasaya satan firmaların girdi maliyetleri de yükselirken dış ticaretten aldıkları pay nispeten düşük olan KOBİ'lerin bu anlamda bakıldığında çok yorulmamış olabileceğini de düşünen Karadere, "Özellikle bu önlemlerden sonra beklenildiği gibi kaynak maliyetleri yükseldi. Bankaların kâr marjı daraldı ama bankalar bunu yansıtamadı. Bankaların KOBİ'deki rekabeti fiyatlara bu oranların olduğu gibi yansımasına engel oldu. Nitekim bankaların kâr marjlarındaki, karlarındaki geçtiğimiz yıla göre yaşanan düşüş biraz bu taraftan biraz faiz marjlarının daralmasından kaynaklandı. Biraz da kaynak maliyetlerine bindirilen maliyetlerin yansıtılamamasından darbe aldı.

Şimdi artık Merkez Bankası'nın bir süre izleme döneminde olmasını bekliyoruz. Daha fazla sürerse bu yansır mı? Yansımak zorunda kalır. Bankalar bu kar sıkışmasına bir yere kadar rekabette olsa dayanabilirler. Bir yerden sonra yaşamları için onu yansıtmak zorunda kalırlar. Bu da sadece KOBİ'lerin değil tüm kredi kullanıcıları açısından kaynak maliyetlerini yukarı çeker ama bugün için böyle bir tehlike yok. Ama rekabet birebir de yansımasına imkan tanımayabilir" değerlendirmesinde bulundu.

Yeni mezun genç girişimciyi kamu banka işbirliği ile destekleyelim

Nafiz Karadere, Türkiye'de kamu ile bankacılık sektörünün el ele vererek genç girişimcileri desteklemesi gerektiğine inanıyor. Yurtdışında start-up business kredisi denilen 'işe başlama kredisi' olarak tabir edilebilecek genç girişimciyi destekleme konusunda Türkiye'de büyük bir eksiklik olduğunu düşünen Karadere, bankacılık sektörünün de bu konuda ilgili mevzuat gereği biraz eli kolu bağlı olduğuna da vurgu yaptı. Karadere, bankaların kredi taleplerini bilançolar üzerinden değerlendirebildiğine dikkat çekerek "Ama üniversiteyi bitirmiş işini kuracak genç girişimcileri desteklemek 2-3 bankanın deneme mahiyetinde verdiği kredilerle olmamalı.

Buna top yekun sektörce çözüm bulunması lazım. Biz bunun üzerinde de çalışıyoruz. Biraz mesafe de aldık. Nasıl yapıyorlar diye gidip incelediğimiz örnekler oldu ama onlarda da sınırlı. Ama en azından yolunu bulmuşlar ve bir şekilde başlamışlar. En iyi örnekler yine ABD'de. Bankacılık buna tek başına çözüm bulamaz. Burada devletin de devreye girmesi lazım. Üniversitelerden mezun olanların hepsi maaşlı mı çalışacak? Bu gençlerin başlangıç sermayesini vermemiz lazım. Ama sektörün eli kolu bağlı. Çabalar çok ufak tefek. Genele yaygın bir adım atmamız lazım. Ortada bir mali yapı yokken bu krediyi bankalar kanununa göre veremezsiniz. Burada bir sıkıntı var ve hep beraber bakmamız lazım" dedi.

 

 

 

Bu konularda ilginizi çekebilir