“Korkun yoksa gönder oğlanı ifade versin”
CHP Grup Başkanvekili İnce, Başbakan Erdoğan’a seslenerek, “Korkun yoksa, şüphe duymuyorsan gönder oğlanı ifadesini versin” çağrısında bulundu
ANKARA - CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, 2013'de, üç Y yasama, yürütme, yargının, Recep Tayyip Erdoğan olduğunu ifade etti. İnce, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, "Başbakan'a çağrım şudur: Korkun yoksa, şüphe duymuyorsan gönder oğlanı ifadesini versin" diye seslendi.
İnce, "2014'de Ayaz beklerin soğuktan ölmediği, ayakkabı kutularında haram paraların olmadığı, kasalı, para sayma makineli evlerin bulunmadığı, camilerinde miting yapılmayan, bağırsaklarını temizleyen Türkiye" dilediğini söyledi.
İnsanlık tarihinin en büyük yüzsüzlük, Cumhuriyet tarihinin de en büyük yolsuzluk olayıyla karşı karşıya olduklarını savunan İnce, hesap vermesi gerekenlerin, hesap sorduğunu kaydetti. İnce, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Savcıyı tehdit ediyor, muhalefete hakaret ediyor, iftira atıyor, herkes haksız; savcı, emniyet müdürü, daire başkanı, polis, muhalefet, medya haksız, bir tek Başbakan haklı. 'Devlette çete var, 6 ay boyunca bir ilin dinlediğini, devlet içinde devlet, devlette çete, orduya kumpas kurdular, savcı iş takibi yapıyor, dış mihraklar' diyorsun da sen ne iş yaparsın, neye yararsın? Sen boşuna kabadayıymışsın. Senin efelenmelerin çiftçi, işçi, öğretmene, öğrenciyeymiş. Sen daha evindeki, ofisindeki, aracındaki böceklerin kimin koyduğunu bulamayacak kadar aciz bir adammışsın aslında. Sen muktedir de değilmişsin, bostan korkuluğu gibi duruyormuşsun. Başbakan'ın işi ayakkabı kutularındaki dolarları aklamak değildir. Başbakan'a şunu söylüyorum: Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz bir yapıya büründün. Sana bu memleketin tapusunu, anahtarını versek yine de 'mağdurum da mağdurum' diye ağlayacaksın. Rüşvet, dolarlar ayakkabı kutusuna girince iman, vicdan ve ahlak bacadan çıkıyormuş, Türkiye'de bunu gördük."
"Rüşvetin hesabı sandıkta değil yargıda verilir"
İnce, demokrasilerde suçlu, suçsuz, yolsuzluk, rüşvetin, sandıkta değil, yargıda aklandığını ifade etti. Sandıkta siyasi hesabın verildiğini kaydeden İnce, rüşvetin, haramın, yolsuzluğun hesabının sandıkta değil, yargıda verildiğini vurguladı.
Başbakan'ın mantığına göre sandıkta aklanmanın yeterli olduğunu ileri süren İnce, "Sandıkta aklanmak yeterliyse, sen kendinden öncekileri sandıkta yenmene rağmen onları Yüce Divan'a neden gönderdin?" diye sordu.
"Başbakan'ın gezilerinin, aday tanıtım gezileri olmadığını, seçim propagandasından öte savcıya infaz gezileri olduğunu" öne süren İnce, "Sen kimsin de meydanlarda yargıya posta koyuyorsun? Yargı karşısında hepimiz eşit değil miyiz? Ahmet ağa ile Başbakan, benim ile sizin, sokaktaki vatandaş ile profesör arasında ne fark var? Hiçbir fark yok" dedi.
İnce, Başbakan'ın, Sayıştay'ın denetlememesi, emniyetin soruşturmaması, yargının kovuşturmaması, ayakkabı kutularındaki dolarlara kimsenin dokunmamasını istediğini iddia etti.
"Başbakanlık internet sitesine bak"
İnce, "Başbakan'ın içişleri memuru bir açıklama yapmış, 'doların yükselmesinden kim kazançlı çıktı ona bakın' diyor. İçişleri memuruna sesleniyorum; Başbakanlık internet sitesine gir, Başbakan'ın mal varlığına bak, doların yükselmesinden kim karlı çıkmış göreceksin. Bir benim bir de Başbakan'ın mal varlığına bak, kimin kazançlı çıktığını göreceksin. Oradan göremiyorsan ayakkabı kutularına bakarsan anlarsın" diye konuştu.
"Başbakan'ın Ergenekon'da savcıyken, şimdi hakim olduğunu" ileri süren İnce, şunları kaydetti:
"Genel Müdür saf, belediye başkanına iftira atılıyor, rüşvet veren hayırsever, savcı hain, operasyon komplo, rüşveti veren değil, alan değil ama ayakkabı kutusunu gösterenin evi basılıyor. Başbakan meydanlarda yalan söylüyor, halkı kandırıyor. Genel Başkanımıza 'sen Rahşan affından yararlandın' diyor. Bu, bir müfettişe not veriyor, müfettiş de düşük not verildiği için yargıya gitmesi olayıdır. Arada para, dolar, akçeli bir iş var mı bu davada, yok. Genel Başkanımız 2002'de milletvekili seçiliyor, komisyona gidiyor, dokunulmazlığının kaldırılmasını istiyor. Buna rağmen dokunulmazlığını kaldırmayacaksın ama kendin AKBİL ile ilgili Rahşan affından yararlanmak için yardımcını gönderip dilekçe vereceksin, utanmadan, sıkılmadan, hangi yüzle o meydanlara çık da 'Rahşan affından yararlandın' diyorsun. Sana imam hatipte böyle mi yalan söyle, iftira at dediler?
Başbakan, 'yolsuzluk babadan oğula geçer' demişti, şimdi 'Evladım olsa tanımam' diyor. Başbakan'a çağrım şudur: Korkmuyorsan, korkun yoksa, şüphe duymuyorsan gönder oğlanı ifadesini versin. Meydanlarda ne bağırıp duruyorsun. Meydanlarda bağırıp durma, gürültü kirliliği yapıyorsun, havayı kirletme. Sen istiklal mücadelesi diyorsun ama aslında istik bilal mücadelesi veriyorsun."
"Aynı mezhepten olduğum için..."
İnce, 1950'den bu yana seçim meydanlarında mezhep tartışmasını Erdoğan'dan başka kimsenin yapmadığını iddia ederek, "Başbakan, bu milleti bölme, ayrıştırma, kin tohumlarını ekme. Seninle aynı mezhepten olduğum için utanıyorum" dedi.
Ergenekon ve Balyoz davalarıyla ilgili yeniden yargılama tartışmalarına ilişkin bir soru üzerine İnce, yargılamaya gerek olmadığını, bu kişilerin derhal serbest bırakılması gerektiğini söyledi.
İnce, "Başbakan, telaş içinde, günde 5 miting yapıyor. Eminim ki Başbakan'ın Hitler'in danışmanlarına benzer danışmanları var. Bu bir Göbels taktiğidir. Bilgi doğru olmayabilir, ısrarla tekrarlarsan, doğruymuş gibi yutturabilirsin. Hitler nasıl anlatabildi, başarabildiyse, Erdoğan'da başarır" diye konuştu.
İnce, gazetecilere, "Helal parayla" diyerek, çikolata ikram, etti, yeni yıllarını kutladı. En son AK Parti'den istifa eden İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay'ın çikolata ikram ettiğinin anımsatılması üzerine İnce, "Onun arkadaşlarında haram yiyen varmış benimkinde yok" dedi.