”Kuran kursu bir açılım değil, görev”
CHP Grup Başkanvekili Okay, yeni seçilen Parlamento Muhabirleri Derneği Yönetim Kurulu üyelerini ziyaretinde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu
ANKARA - CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay, Kur'an kursunun, bir açılım değil, görev olduğunu ifade ederken, CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, din eğitiminin, Diyanet İşleri Başkanlığının yetkisinde bulunduğunu söyledi.
Anadol ve Okay, yeni seçilen Parlamento Muhabirleri Derneği Yönetim Kurulu üyelerini ziyaret etti. Grup Başkanvekilleri, ziyarette, gazetecilerin gündemdeki konulara ilişkin sorularını da yanıtladı.Yargı kararlarının bulunduğuna işaret eden Anadol, din eğitiminin tek olduğunu, bu eğitimi de Diyanet İşleri Başkanlığının verdiğini anımsattı.
Anadol, CHP'nin Kocaeli Belediye Başkan adayı Sefa Sirmen'in dün, "Bir mahallede gençler toplanıp, 'imkanımız yok, paramız az, İngilizce kursu için yardım istiyoruz' derse, yer tahsis ederim, aynı şekilde 'anlamıyla beraber Kur'an öğrenmek istiyoruz' derlerse de yer tahsis eder, Diyanet'e başvururum. Belediye olarak, din eğitimi yaptırma görevim ve yetkim yok. Bu yetki Diyanetindir. Yapacağım, o mahallede yer tahsis edip, imkan tanımaktır" şeklinde açıklamalarda bulunduğunu söyledi. Anadol, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın söylediğinin de bu olduğunu dile getirdi.
AKP'nin ise böyle yapmadığını belirten Anadol, Pendik Belediyesinin, bir profesöre evlilik, medeni hukuk, sosyal ilişkilerle ilgili kılavuz yazdırıp bastırdığını belirtti. Anadol, burada, 9 yaşındaki kızların evlenebileceği, kadınların dövülebileceği, eşin hasta olması halinde 2.,3. evliliğin nasıl yapılacağının yer aldığını ifade etti. Anadol, "Merkezi bir din eğitimi söz konusudur o da ancak Diyanetin yetkisinde olur" dedi.
"Mesele çarpık yapılaşmayı ortadan kaldırmak"
CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay da bu konudaki anayasa düzenlemesi, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararlarına dikkati çekti. Okay, yasaya göre, belediyelerin Kur'an kursu veremeyeceğini ancak bu eğitimi almak isteyenlere, mekan tahsis etmeye izin verdiğini anımsattı.
Kur'an kursunu sadece Diyanet İşleri Başkanlığının verebildiğini ifade eden Okay, "Maalesef Türkiye'de tarikatlar, cemaatler, farklı yapılaşmalar, kaçak Kur'an kursu açıyorlar, tarikat inançları doğrultusunda eğitim veriyorlar. Mesele, bu çarpık yapılaşmayı ortadan kaldırmaktır. Düzgün, doğru mekanda din eğitimi almak istiyorlarsa, din eğitimi verecek sorumlu kurumlar tarafından bunun alt yapısında, mekan tahsisidir. Bu bir açılım değildir, bir anlamda görevdir. Medya açılım olarak değerlendirdi. Böyle bir şey olursa, mekan tahsis ederim diyor." diye konuştu.
"Bu ayıbı, demokrasimize bulaştıran iktidar, suçludur"
Öte yandan Tunceli'de, yardıma muhtaç vatandaşlara beyaz eşya dağıtılmasına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Anadol, yasalara göre, oy alma amacıyla bu şekilde rüşvet dağıtmanın açıkça suç olduğunu, devletin de valilik aracılığıyla bu suçu işlediğini öne sürdü.
Anadol, yardımların kömürden beyaz eşyaya dönüşmesinin, demokrasi açısından çok büyük ayıp olduğunu ifade ederek, "Bu ayıbı, demokrasimize bulaştıran iktidar, suçludur" diye konuştu.
Okay da vatandaşların, iktidarın, bir sonraki seçimde ne dağıtacağını merak ettiğini belirterek, "Soğan, patatesten buzdolabına... Bir dahaki seçime muhtemelen tapu, bedava daire dağıtacaklar herhalde" diye konuştu.
"CHP'ye gelmek isteyen gelir, gitmek isteyen gider"
CHP'ye katılan çarşaflı üyelerle ilgili olarak Anadol, çarşafın, siyasal değil, geri kalmışlığın simgesi olduğunu belirterek, "Türkiye'de kadınların çarşaf tercihi yüzde 2-2,5'u geçmez. 30 yıl önce Erzurum'dan gelip, halen Taksim Meydanı'nı görmemiş İstanbullular var varoşlarda. Varoşlarda herkesin 1 oyu olduğuna göre, siyasal ağırlığı olan yerler. CHP, baştan varoşlardan oy alamayacağım diye politika izlemeye karar verirse, yanlışı o zaman yapar. CHP'ye gelmek isteyen gelir, gitmek isteyen gider. Bütün partiler için aynı şey geçerli. Kişilerin özgür iradesine bağlı bir olay, siyasal tercih meselesi. Bizim böyle bir açılım politikamız da olmadı" diye konuştu.