Kurtulmuş: Sığınmacılar belki uzun yıllar Türkiye’de kalıcı

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye'de 2 milyon 200 bine yakın sığınmacı olduğunu belirterek, belki uzun yıllar Türkiye'de kalıcı olabileceklerini söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Kurtulmuş, Çankaya Köşkünde Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında yaklaşık 4 saat süren Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu. 

Bakanlar Kurulu'nda İstanbul TEM otoyolu ve Edirne'deki Suriyeli sığınmacıların durumu, bu sığınmacıların Türkiye'ye değil, Avrupa ve Avrupa Birliği ülkelerine etkilerini ve dünyadaki göçmen politikaları konularının ele alındığını belirten Kurtulmuş, bu konularda kendisinin ve Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu'nun da göçmen politikalarıyla ilgili Türkiye'nin dünya kamuoyundaki algısına yönelik Kurul üyelerine bilgilendirme yaptığını söyledi.

Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin Nisan 2011'den bu yana Suriyeli sığınmacılar konusuna "insani diplomasi" çerçevesinde yaklaştığını ifade ederek, "Bu çerçevede Türkiye'nin 7,6 milyar dolarlık faturayla karşı karşıya kaldığını biliyoruz. Bunun sadece 418 milyon dolarlık kısmı uluslararası camiadan, uluslararası yardım kuruluşlarından, gelişmiş ve zengin ülkelerden gelmiştir. Türkiye, karşı karşıya kalmış olduğu bu ağır yükün faturasını ödemek, bu ağır yükün payını hafifletmek bakımından bütün ülkeleri, dost ve kardeş ülkeleri, bu konuya duyarlı ülkeleri de Türkiye'ye yardım etmeye, bu insani sorunun ortaya çıkarmış olduğu büyük manzarayı paylaşmaya davet etmektedir" ifadelerini kullandı.

Bakanlar Kurulunda İçişleri Bakanı Selami Altınok'un da seçim güvenliği konusunda detaylı bir sunum yaptığını belirten Kurtulmuş, "Ümit ediyoruz ki bu Bakanlar Kurulunda görüşülen tedbirler çerçevesinde Türkiye, sorunsuz bir seçimi 1 Kasım'da geride bırakacak ve inşallah Türkiye demokrasiyi barış içerisinde, bayram havası içerisinde, huzur içerisinde bir seçimi geride bırakarak demokratik bakımdan önemli bir mesafeyi de aşmış olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

Suriyeli mülteciler konusunda çarpıcı bilgiler veren Kurtulmuş, "300 bin 250 bin gibi yüksek oranda sığınmacının bulunduğu illerimiz var. Hükümet olarak ilave destekler sunacağız. Çok üst düzeyde sağlık hizmetleri veriliyor. Suriyeli sığınmacıların iş yapma kapasitesi olanların da topluma kazandırılması için çalışmalarımız var. Geldiler ve giderler diye düşünülen kitlenin, büyük bir kısmının burada kalması mukadder olarak görünüyor. 2 milyon 200 bine yakın sığınmacı belki uzun yıllar Türkiye’de kalıcı" dedi.

'Koalisyon hükümeti bozulmuş değildir'

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu'nun hemen başında Türkiye kamuoyuna mal olmuş bir gelişmeyi yaşadıklarını belirterek, anayasal bir zorunluluk ve sorumluluk gereği kurulmuş seçim hükümetinde HDP kontenjanından Avrupa Birliği Bakanı olarak görev yapan Ali Haydar Konca ve Kalkınma Bakanı olarak görev yapan Müslüm Doğan'ın Bakanlar Kurulu üyeliklerinden istifa ettiklerini söyledi. 

Başbakan Davutoğlu'nun, Konca ve Doğan'ın istifalarını kabul ettiğini belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"İki değerli bakan arkadaşımız Müslüm Doğan ve Ali Haydar Konca istifa etmişlerdir. İstifa kararlarını toplantının başında Sayın Başbakanımıza ifade etmişlerdir. Son derece medeni şekilde hiçbir tartışmaya mahal bırakmaksızın, istifalarını çok kısa bir şekilde gerekçelendirerek ifade ettiler. Sayın Başbakanımız, kendileriyle ilgili olarak söyledikleri konularda aynı görüşte olmadığını ifade eden, kendi görüşünü, hükümetimizin görüşünü ifade eden bir açıklamayla bu görüşlere katılmadığını yine son derece medeni, açık ve açık yüreklilikle ifade ederek, kendilerine teşekkür ettiler. Sayın Müsteşarımız (Kemal) Madenoğlu tarafından her iki bakan kapıya kadar uğurlandılar.

Bugün Türkiye'de bir koalisyon hükümeti bozulmuş değildir. AK Parti ve HDP bir koalisyon hükümeti kurmuş değillerdir. Anayasal zorunluluk olarak ve anayasal sorumluluklarını kuşanmış olarak Türkiye Cumhuriyetinin 63. Hükümeti, Sayın Cumhurbaşkanımızın görevlendirmesiyle Sayın Başbakanımızın başbakanlığında kurulmuştur. Seçim hükümetinde yer almayı kabul eden bu iki değerli eski bakan kendi iradeleriyle burada yer almayı kabul ettiler, bugün de kendi iradeleriyle hükümetten ayrılma fikrini ortaya koydular ve hükümetten ayrıldılar. Ben bu kararlarının kendileri için hayırlı uğurlu olmasını, aldıkları kararların kendilerine iyi sonuçlar vermesini temenni ederim."

'İki yeni bakan arkadaşımız görevlerine başlayacaktır'

Numan Kurtulmuş, "sanki bir hükümet bozulmuş, bir hükümet dağılmış gibi" bir algı oluşturulmaması gerektiğine işaret ederek, "Hükümette HDP kontenjanından yer alan iki bakan arkadaşımız istifa ettiğinde yine anayasal çerçevede neyin nasıl yapılacağı son derece açık ve bellidir. Sayın Başbakanımız en kısa sürede iki bağımsız bakanı bu arkadaşlarımızın yerine atayacak. Şu anda Sayın Cumhurbaşkanımıza bu görevlendirmelerle ilgili teklifini sunacak ve arkasından da Cumhurbaşkanımız tarafından görevlendirme onaylanarak, iki yeni bakan arkadaşımız görevlerine başlayacaktır" diye konuştu.

Anayasal zorunlulukla kurulan 63. Hükümetin amaçlarından birinin, "kamu düzenini korumak ve Türkiye'de yönetim boşluğu oluşturmadan 1 Kasım'a kadar gitmek", ikincisinin de "Türkiye'yi suhuletle, sükunetle ve barış içerisinde seçime götürmek" olduğunu belirten Kurtulmuş, HDP'li bakanların bireysel tercihleriyle hükümette yer aldıklarını, yine bireysel tercihleriyle hükümetten ayrıldıklarını söyledi.

Kurtulmuş, HDP'li bakanların istifalarının ardından "siyasal dozu son derece yüksek" basın açıklaması yaptıklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Öyle görünüyor ki o basın açıklamasında ortaya konulan fikirlerin hiçbiri içeride konuşulmamıştır. Anlaşılıyor ki bu arkadaşlarımız bu basın açıklamasını bir yerlerden gelen talimatlarla yaptılar. Dolayısıyla bu basın açıklamasında ortaya konulan fikirleri hiçbir şekilde içeride yansıttıkları fikirlerle bir ilgisi olmadığını da ifade etmek isterim. Bu basın açıklamasını da hükümetimiz, Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımız hakkında ortaya koymuş olduğu fikirlerin hiçbirisini kabul etmek mümkün değildir, bu sözlerin tamamını yakışıksız, tamamını eleştiri dozunun üstünde bulduğumuzu, yersiz bulduğumuzu ifade ediyoruz, şiddetle kınıyoruz, şiddetle reddediyoruz. 

Bu süre içerisinde Sayın Bakan arkadaşlarımızın şahıslarının tespit ve teşhis ettiklerini söyledikleri hiçbir konu ne bu Bakanlar Kurulunda ne de önceki Bakanlar Kurulunda gündeme gelmemiştir. O arkadaşlarımızın hiçbirisinin görev yapmasına engel olunmamıştır. Cizre ile ilgili süreçte ortaya koymuş oldukları mesele de şudur; bu bakan arkadaşlarımız diğer bütün bakan arkadaşları gibi aynı hak ve yetkiye ama aynı zamanda aynı sorumluluklara sahip olan insanlardır. Benim bakan olarak bir hakkım ve sorumluluğum neyse Sayın Ali Haydar Bey'in de Müslüm Bey'in de yetki ve sorumlulukları aynıydı. Herhangi bir yerde sivillerin girmesiyle ilgili yasak kararı varsa, bu karara nasıl ben uymak zorundaysam, diğer bakan arkadaşlarımız uymak zorundaysa bu bakan arkadaşlarımız da uymak zorundaydı. Dolayısıyla görev yapmalarına mani olunduğu, engel olunduğu şeklindeki eleştirilerin de doğru olmadığını ifade etmek durumundayım."

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 63. Hükümetin üzerine düşen bütün sorumlulukların bilincinde Türkiye'yi suhuletle ve sakin bir şekilde seçime götüreceğine vurgulayarak, "Hiçbir alanda, hiçbir bakanlıkla ilgili konunun kapsamında en ufak bir yönetim boşluğu olmayacaktır. Bu çerçevede zannediyorum önümüzdeki saatlerde bu iki bakan arkadaşımızın yerine de iki yeni bakan atanarak, Türkiye Cumhuriyetinin hükümeti yoluna devam edecektir" ifadesini kullandı.