Kütahya'da Valilik ve TMMO karşı karşıya

Kütahya Valiliği siyanürlü barajdan atık su taşmadığını açıklarken, TMMO siyanürlü suyun her an taşabileceği uyarısında bulundu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

KÜTAHYA - Kütahya Valiliği, Eti Gümüş A.Ş'ye ait siyanürlü su bulunan barajdaki çökme dolayısıyla atık depolama tesisinden alıcı ortama herhangi bir atık su taşmadığından insan ve çevre sağlığı açısından risk olmadığının gözlendiğini bildirdi.

Valilikten yapılan yazılı açıklamada, gümüş üreten Eti Gümüş A.Ş'ye ait atık depolama tesisinde meydana gelen hasar nedeniyle Vali Kenan Çiftçi'nin talebi üzerine Çevre ve Orman Bakanlığı, DSİ Genel Müdürlüğü ve DSİ 3. Bölge Müdürlüğü yetkililerinden oluşan teknik heyetin dün gece toplandığı hatırlatıldı.

Toplam 110 hektar olan Eti Gümüş A.Ş'nin atık depolama tesisi alanının setlerle dört ayrı havuza ayrıldığı, tesisin 1987 yılında faaliyete geçirildiği belirtilen açıklamada, dün saat 15.30'da atık depolama tesisinin ikinci ve üçüncü havuz arasındaki üçüncü setin bir kısmının yıkılarak atık malzemesinin ikinci havuzu doldurduğu ifade edildi.

TMMO: Macaristan'dakinden daha fazlası yaşanabilir

Öta yandan, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, Eti Gümüş AŞ'ye ait siyanürlü su bulunan barajdaki çökme nedeniyle geçen yıl Macaristan'da yaşanan atık barajı felaketinin 25 katı daha büyüğünün Kütahya'da her an yaşanabileceğini belirtti.

Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada:

"Barajdaki 25 milyon ton siyanürlü atığın her an son seti de yıkıp barajı aşabileceğine dikkati çekilerek, atık havuzunun yıkılması halinde tesis yakınlarındaki Köprüören, Kızılcakaya, Yoncalı ve Örenköy köylerinin siyanürlü atık altında kalacağı ve binlerce kişinin hayatını kaybedeceği görüşü savunuldu. Atık barajının taşması halinde siyanürlü atık suyun Porsuk Çayı ile Sakarya Nehri'ne ve oradan Karadeniz'e ulaşacağı belirtilen açıklamada, "Macaristan'da geçtiğimiz yıl yaşanan ve tüm dünyayı tedirgin eden atık barajı felaketinin 25 katı daha büyüğü Kütahya'da her an yaşanabilir" denildi.

Tesis yetkilileriyle Çevre ve Orman Bakanlığı görevlilerinin halka ve meslek odalarına bilgi vermediği de öne sürülen açıklamada, içme sularında yapılan ölçüm sonuçlarının bir an önce kamuoyuyla paylaşılması gerektiği kaydedildi.

Açıklamada, söz konusu tehlikeyle ilgili olarak Çevre ve Orman Bakanlığı'nın gerekli önlemleri almakta yetersiz kaldığı ve önceki aylarda bakanlık tarafından hazırlatılan raporlarla ilgili gerekli önlemlerin alınmadığının görüldüğü ileri sürüldü.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir