Logonun Gücü

Bugün çevrenizi kuşatan sembollere farklı gözlerle bakın.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

 

 

Marka logolarına dikkat eder misiniz? Daha da önemlisi dikkat etmeseniz bile bazı logolar hafızanızda sağlam bir yer edinir, değil mi? Belki logo tasarımının altında verilmek istenen mesajı farklı algılayabilir, grafiklerin anlamından emin olmayabilirsiniz ancak kullandığınız ürünlerin çoğunun logosu kolayca gözünüzün önüne gelir.

Logo bir grafik tasarım eseri, markayı temsil eden bir sembol veya ikondur. Özünde bize bir hikaye anlatan resim. Amaç, görür görmez logonun markayı çağrıştırması. Şirketlerin yarattıkları markalar, ülkeleri temsil eden bayraklar, spor takımlarının amblemleri hep birer logo.

Logo çoğu zaman üç elementten oluşur:

1. Marka;

2. Ikon veya sembol;

3. Slogan – şirketin/markanın kendini en kısa şekilde ifade ettiği sözcükler

Bu elementlerin bir veya birkaçını biraraya getiren logonun tek ve sıradışı olması şarttır. Logo kişinin imzası gibidir, sadece o markayı temsil etmelidir. Böylece, müşteriler, tedarikçiler ve son kullanıcılar tarafından karıştırılmaz.

Logoda renk seçimi markanın amacına hizmet etmelidir. Her renk insanda farklı duygular uyandırır.  Bu duyguları ortaya çıkarmak için tasarımcı bilinçli olarak belli renkler seçer. Örneğin, kırmızı gibi dikkat çekici renkleri markalar dikkat ve heyecan uyandırmak için tercih ederler. Logosunda kırmızı egemen markaları düşünün: Coca Cola, McDonalds, Red Bull, Kellog’s, Ferrari…. Yeşil renk doğa dostu ürünlerde kullanılırken mavi huzur veren rahatlatan bir etkiye sahiptir. Açık mavi veya gri genelde son kullanıcıya hitap eden diet ürünler için kullanılır.

Logonun gücünü kavramak için günlük hayatımızda kullandığımız markaları düşünmemiz yeterlidir. Hepimizin ezbere bildiği hergün birkaç kez reklamını ya giydiği ayakkabıda ya gittiği lokantada ya hergün saatlerce telefonla konuştuğu iPhone’da gördüğü hayatımızın parçası olmuş semboller. Örneğin, Nike’ın sembolü, Coca Cola’nın kırmızı yazısı, içiçe geçmiş dört çemberle Audi’nin logosu, peki ya Apple’ın ısırılmış elması. Peki, bu semboller ne anlama geliyor?

Nike

Hepimizin yakından tanıdığı Nike’in ‘swoosh’u veya uçan kanadı artık sadece Nike ürünlerini çağrıştırıyor. Peki bu güçlü sembol nasıl ortaya çıkmış? Reklam ve tasarım dünyasına yakınlığınız yoksa bu başarılı tasarımın hikayesini bir çoğumuz bilmez.  Bundan tam 40 yıl önce Portland State University’ye giden bir grafik tasarım öğrencisi, Carolyn Davidson o zamanlar adı Blue Ribbon Sports (BRS) olan Nike için bu meşhur logoyu tasarlamış. BRS logoyu yeni lanse edeceği spor ayakkabısında kullanmak üzere saati 2 dolardan toplam 35 dolara Davidson’dan satın almış.

Peki, Davidson bu sembolü tasarlarken neden esinlenmiş? Markanın ismi Yunan mitolojisinde Kanatlı Zafer Tanrıçası olarak bilinen Nike, logosu ise tanrıçanın kanadından esinlenmiş. Roma mitolojisinde Victoria olarak geçen Nike, Tiran Savaşı’nda yüce Yunan Tanrısı Zeus’un yanında savaşmış, birçok resim ve heykelde kanatlarıyla resmedilmiştir. Yunan Tanrıçası Athena’nın yakın arkadaşıdır. İşte bu mitolojik tanrıça dünyanın en bilinen markalarından Nike’nin ismi ve logosunda karşımıza çıkar. Koşu ayakkabıları yapan bir firma için bu yerinde sembol ‘JUST DO IT’ sloganıyla birleşince bütün bir neslin yaşam biçimini tanımlayan güce sahip olmuştur.

Coca Cola

Dünyanın en popüler alkolsüz içeceği Coca-Cola 19. yüzyılın sonunda John S. Pemberton tarafından tescilli bir ilaç olarak keşfedilmiştir. Pemberton bu içeceği koka şarabı olarak tanımlamıştır. Markalaşmasında ortağı ve muhasebecisi Frank Mason Robinson’un büyük katkıları olmuş. Robinson markada iki ‘C’ kullanılmasının reklamlarında fayda sağlayacağını öngörmüş ve o zamanlar en yaygın yazı stili olan kıvrımlı el yazısı Spencerian’ı kullanarak kırmızı Coca Cola logosunu geliştirmiş. Kırmızı ve beyaz renklerinin neşeli ahengi Amerikan gençliğinin  taşkınlıklarını sembolize etmiştir. Klasikleşmiş Coca Cola şişesi de bu taşkınlığı paketlemeye taşımakta ve ürünün bütünlüğünü sağlamakta başarılı olmuştur.

Audi

Audi’nin dört çemberi Almanya’nın en eski araba üreticilerini temsil eder. 1932’de bu dört firma, Audi, DKW, Horch ve Wanderer, birleşmiş ve bugünkü Audi markası altında toplanmışlardır. Logoda bulunan her bir çember bir firmayı temsil eder. Audi Latince’de ‘duy’ anlamına gelir. Audi 2009’da logosunu değiştirmiş, farklı bir font ve üç boyut izlenimi veren çemberlerle logo tasarımını geliştirmiştir.

Apple

Apple’ın ısırılmış elma logosu başarıyla şirketi markalaştırır. Elmanın İncil’de geçen Adem ve Havva’nın yasak elmayı yemesine bir gönderme yaptığı ve Apple bilgisayar almanın cennet bahçesindeki ilim ağacından elma yemeye benzediği çağrıştırılır. Apple’ın gökkuşağı renklerindeki eski logosu insanların hayallerini takip etmelerini teşvik eder. Bu logoyla yaptığı kampanyalarla Apple işletmeleri ve kişileri Apple ürünlerini ilk kez denemeye çağırmış ve satışlarını arttırmada başarılı olmuş. Elmadaki ısırık ayrıca ingilizce’deki ‘bite’ ile eşsesli ‘byte’ı çağrıştırır. Apple logosuna çok yönlü anlamlar yüklemek mümkündür.

GAP’ın yeni logosuna HAYIR!

Bazı şirketler için logo bir markanın kimliği veya imzası olarak kabul edilir. Nasıl bir kişinin imzasını değiştirmesi oldukça zorsa, markanın yeni bir logoya geçmesi de bazı zorluklar getirir. En büyük risk müşterilerin bu yeni logoyu kabul etmemesidir. Buna benzer bir durum geçtiğimiz aylarda GAP logosunda yaşandı. GAP yeni marka yönetimi gereği yeni bir logoyla devam etmeye karar verdi. Oysa, GAP’ın sadık müşteri kitlesi böyle bir değişimden hoşnut kalmadı. Twitter ve Facebook’tan yürütülen sıkı bir yeni marka protestosu sonucunda yönetim yeni logonun rafa kaldırılmasına eski logoyla devam edilmesine karar verdi.

Ve Son Logo Değişikliği Starbucks’tan

Bu sene başında yeni bir logoya geçmeyi planlayan bir diğer firma ise Starbucks. Uluslararası pazarlarda büyümeyi stratejisinin merkezi haline getiren firma, ‘Starbucks Coffee’ yazısını logodan çıkarmaya karar vermiş. Yabancı pazarlarda daha basit ikonik yeşil deniz kızı logosuyla yer alacak. Burada amaç kahvenin ötesinde ürünleri olan bir café olarak ön plana çıkmak.

Starbucks, Nike ile aynı tarihlerde bir İngilizce öğretmeni Jerry Baldwin, bir tarih öğretmeni Zev Siegel ve bir yazar Gordon Bowker tarafından Seattle’da bir küçük kahve dükkanı olarak kurulmuştur. Bu üç akademisyeni ‘Starbucks Coffee, Tea and Spices’ adını verdikleri girişime iten kahve ve egzotik çaylara olan düşkünlükleriymiş. Starbucks ismini ise, Herman Melville’in ünlü romanı Moby Dick’teki kahve tutkunu ikinci kaptan Starbuck karakterinden esinlenmişler.  Çift kuyruklu deniz kızı logosuyla da temsil edilince, marka uzun deniz yolculuklarını ve kahve ticareti yapan gemilerin serüvenlerini akla getirmiş.

Starbucks’ın başarılı CEO’su Howard Schultz şirkete 1982’de katılmıştır. Schultz Starbucks için büyük düşünmüş: burayı lokal bir kahve dükkanından hızla Amerika ve Kanada’da hizmet veren bir kahve zincirine dönüştürecebileceğine inanmıştır. İtalya seyahatinden sonra espresso bar ve café kültüründen etkilenmiş ve bugün Amerika’nın hatta dünyanın birçok yerinde her köşede bulunan Starbucks’ların temelini atmıştır. Starbucks’ın bu dönüşüm hikayesinde logosu birkaç kez değişmiş ancak bize uzak denizleri hatırlatan denizkızı sembolü Starbucks’ı temsil etmeye devam etmiştir.

Bugün çevrenizi kuşatan sembollere farklı gözlerle bakın. Markanın o sembolle size anlatmak istediği hikaye nedir? Neden logosunda canlı renkler kullanmış? Peki, sizin firmanızın logosunda ne tür mesajlar var?

www.datassist.com.tr

 

Bu konularda ilginizi çekebilir