Mücevherci 'Vergiyi indirin 740 bin kişiyi işe alalım' dedi

Mücevherciler, elmas ithalatından alınan yüzde 20’lik ÖTV’nin 12 milyar dolarlık ihracat hedefine engel olduğunu söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Mehmet FİLOĞLU

İSTANBUL - 2023 için bugünkü ihracatının 10 katı olan 12 milyar dolarlık ihracat hedefi koyulan mücevher sektörü, pırlanta çıkmazında.

Dünyada ticareti yapılan mücevherlerin yüzde 95'inde bulunan pırlantanın ham maddesinin ithalinde alınan yüzde 20'lik ÖTV nedeniyle Türkiye'de pırlanta üretimi bulunmuyor. Sektör temsilcileri pırlanta ham maddesi ithaline dünyadaki örnekleri gibi '% 0' vergi talep ederken, bunun gerçekleşmesi durumunda Türkiye'nin 2023 hedefi olan12 milyar dolar mücevher ihracatının çok üstüne çıkılabileceğini ifade ediyorlar. Bunun yanında sektörde çalışan kişi sayısının da 260 binden, 100 bini bedensel engelli olmak üzere 1 milyon kişiye ulaşacağı tahmin ediliyor.

Türkiye'nin gerçek potansiyeli çok yüksek

Mücevher sektörü tüm dünyada en hızlı gelişen sektörler arasında. Bugünkü hacmi 250 milyar dolar olan sektörün 10 yıl sonra 650 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşacağı tahmin ediliyor. Dünyadaki bu potansiyeli gören ihracatçılar da 2023 stratejisinde en hızlı büyüme hedefini mücevher sektörüne koymuş. Şu anki ihracatı 1.2 milyar dolar sektörün, 12 yıl içinde bu rakamı 12 milyar dolara çıkarması bekleniyor. 10 katlık bu yüksek artış, Türkiye'nin dünya mücevher piyasasındaki payının 0.7'den 1.8'e yükselmesi anlamına geliyor. Sektör temsilcileri, bu yüksek artışı bile mütevazi bulurken, Türkiye'nin gerçek potansiyelinin bunun çok üstünde olduğunu söylüyorlar. 700 yıllık bir geçmişi olan ve yetiştirdiği ustabaşı ve ustaların ünlü markaların büyümesinde payı olan Türkiye'nin, bunların yanında dünya mücevher piyasasının 3'te birinin olduğu coğrafyanın merkezinde olması en önemli avantajları arasında sayılıyor.

Dünyada nihai ürün dışında vergi alınmıyor

Tüm bu olumlu faktörlere karşın sektörün yıllardır dile getirdiği, ancak bir türlü çözüm bulunamayan bir sorunu var: Pırlanta ham maddesinden alınan vergiler. Türkiye'de pırlantanın ham maddesi olan elmas ithalinden yüzde 20, işlenmiş elmastan yüzde 20 ve nihai tüketiciye satılan mücevherden de yüzde 20 ÖTV alınıyor. Oysa dünyanın önemli elmas piyasaları arasında yer alan olan Belçika, İsrail, ABD, Hindistan, Tayland ve Çin'de ham elmastan her hangi bir vergi alınmıyor. İşlenmiş üründe ise sadece İsrail binde 2 ve Çin ise yüzde 4 vergi alıyor. Geriye kalan ülkeler işlenmiş elmas ithaline de 'yüzde 0' vergi uyguluyor. Bu ülkeler benimsedikleri vergi politikaları sayesinde mücevher üretimlerini artırırken, bu yolla hem finans hem de istihdam piyasasını geliştirmiş durumda.

Sadece Belçika'nın Antwerp şehrinde yılda 39 milyar dolarlık elmas ticareti yapılıyor. Hindistan' ise 1.3 milyon kişi sadece elmas kesim işinde çalışıyor. Türkiye'de ise elmas kesim işi yok denecek kadar azken, yarattığı katma değer ise 20 milyon dolarda kalıyor. Bu piyasanın gelişmemesi tamamen ham maddeden alınan vergiye bağlanırken, bu vergilerin sıfırlanması halinde sektörün büyük sıçrama yapacağı konuşuluyor.

2023 için 1 milyon istihdam hedefleniyor

Türkiye mücevher sektöründe 110 bini imalatta, 150 bini ise perakendede olmak üzere toplam 260 bin kişi çalışıyor. Sektörün talep ettiği vergi indirimlerinin olması halinde ise bu rakamın 2023'te 1 milyona ulaşması bekleniyor. Üstelik bu 1 milyonun 100 bininin de bedensel engellilerden oluşacağı tahmin ediliyor. Pırlantayı altına yapıştırma işlemi olan mıhlama, tamamen oturularak yapılan bir iş. Bu yüzden bedensel engelli insanlar için önemli bir istihdam imkanı sağlıyor. Güney Kore'de 70 bin bedensel engelli, mücevher sektöründe çalışıyor. Sektörün gelişmesiyle Türkiye'de de benzer bir durumun yaşanması bekleniyor. Mücevher sektörü 1 kişilik istihdam yaratmak için gereken yatırımda da diğer sektörlerden ayrılıyor. Bir pırlanta atölyesinde bir kişinin çalışacağı tezgah için yapılması gereken yatırım sadece bin dolar. Sektör, bu yönüyle işsizlik sorunu için önemli çözüm projelerin içinde olmaya aday. İstanbul Değerli Maden Mücevherat İhracatçıları Birliği Başkanı Ayhan Güner, mücevher sektörünün sadece tüketim dalı olarak görüldüğünü ancak istihdamıyla, katma değeriyle çok önemli bir sanayi dalı olduğunu söyleyerek, popülist yaklaşımlarının sektörün önündeki en büyük engel olduğunu belirtti.

Herkes haklısınız diyor ama harekete geçen yok

Güner, yıllardır pırlantadaki vergi sorununu anlattıklarını, herkesin kendilerine hak verdiğini ancak kimsenin harekete geçmediğini anlattı. 2005'te yapılan vergi düzenlenmesinin ardından bazı çevrelerde hükümetin bu uygulamasına karşı tepki oluşmuştu. Bu tepkinin ardından vergiyi yükselten hükümet, pırlanta konusunda bir iş yapmak konusunda tedirgin davranıyor. Güner, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı: "Hükümete sorunumuzu anlattığımızda bizi haklı buluyorlar. Ancak bu konuda harekete geçmeye çekiniyorlar. CHP teklif versin destekleriz diyorlar. CHP'ye gidiyoruz. Onlar da bizi haklı buluyor ama hükümet teklif versin destekleriz diyorlar. Yani tam bir kısır döngü sorunu." Güner, kamuoyunda çıplak pırlantada çok yüksek kârların elde edildiği algısının olduğunu, ancak bunun gerçeği yansıtmadığını dile getirdi. Çıplak pırlantada ortalama kârın yüzde 3-5 arasında olduğu bilgisini veren Güner, bu yüzden yüzde 20'lik bir vergi yüküyle bu sektörün işlemesinin mümkün olmadığını ifade etti. Türkiye Mücevher sektörünü ayağında prangayla yarışan bir koşucuya benzeten Güner, "Biz otomotiv, tekstil gibi devletten teşvik, arsa istemiyoruz. Biz teşvik almadan da çok iyi yerlere gelebiliriz. Tek isteğimiz vergi oranlarının dünya standartlarında olması. Bu sağlandığı taktirde Türkiye'ye en çok katma değer getiren sektörlerden biri oluruz" açıklamasına yaptı.

Pırlantada da altın modeline benzer politika talebi

İstanbul Değerli Maden Mücevherat İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Levent Eriş, 1987 yılında Türkiye'nin altın ihracatının yalnızca 10 milyon dolar olduğunu ancak o dönemde altın ithalatının serbest bırakılmasıyla bu rakamın geçen zaman içinde 1 milyar dolara çıktığını hatırlattı. Altındaki bu yükselişi büyük oranda ithalde sağlanan kolaylığa bağlayan Eriş, Türkiye'nin pırlantada uygulayacağı benzer bir politikayla bu alanda da dünyada söz sahibi olabileceğini söyledi.

Bu konularda ilginizi çekebilir