Organize perakendenin gelişimi sürecek

ASKON'un konuğu Orakçıoğlu, perakende sektörüne ilişkin değerlendirmelerini anlattı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 
İSTANBUL - ASKON Sektörler Komisyonu Başkanlığı'nın organize ettiği "Daha Güçlü İş Birlikleri İçin" sloganlı ASKON İş Geliştirme Fuarı, Topkapı Eresin Hotel'de gerçekleştirildi. Yaklaşık 80 Firmanın katıldığı ve ürünlerini, kataloglarını, broşürlerini teşhir ettiği ve farklı bir tanıtım organizasyonunun sağlandığı fuar, ASKON üyelerinin büyük ilgisini çekti. 
 
Fuar öncesi düzenlenen paneli yöneten ASKON Genel Başkan Yardımcısı Sıtkı Abdullahoğlu, Türkiye olarak kritik bir eşikte bulunduğumuzu belirterek, kişi başına düşen milli gelirin daha yukarılara çıkarılması yönünde atılması gereken adımların önemine dikkat çekti. Bu ivmeyle 25 bin dolarlık milli geliri yakalama şansımız olmadığını söyleyen Abdullahoğlu, "Dünyadaki perakende sektörünün gelişimini yakından takip etmemiz gerekiyor. Küresel markalar oluşturmamız gerekiyor" dedi. 
 
Organize perakendeye dikkat
 
ORKA Yönetim Kurulu Başkanı ve Damat Markasının sahibi Süleyman Orakçıoğlu, bugün insanlık için en değerli şeyin bilgi olduğunu belirterek, geleceği şekillendirmek isteyenlerin bilgi ile bunu yapabileceğini ifade etti. Hazır giyim ve konfeksiyon ürünleri perakendesinin 54 milyar liralık, yani 32 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip olduğunu vurgulayan Orakçıoğlu, "Türkiye'de perakende sektörünün tamamının sahip olduğu büyüklük ise 262 milyar dolardır. İşte biz bu büyüklük içinde yeralmak istiyoruz. Zira, küresel markalar da bu büyüklüğü paylaşmaya çabalıyorlar" açıklamasını yaptı. 
 
2004 yılında organize perakendenin toplam büyüklükten yüzde 29, geleneksel perakendenin ise yüzde 71 pay aldığını, ama zaman içinde bu oranın değişerek 201 yılında organize perakendenin yüzde 41'lik bir paya ulaştığını hatırlatan Orakçıoğlu, "Bu oranlar organize perakendenin önümüzdeki dönemde daha da gelişeceğine ilişkin bir fikir sunuyor. Bu bağlamda yatırım yapmak isteyen girişimcilerin bu yönde tasarruflarını değerlendirmeleri gerektiği ortaya çıkıyor. Türkiye, Avrupa'nın 6. büyük perakende pazarı olarak görülmekte. İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, İspanya ve Türkiye bu sıralamayı oluşturuyor. Türkiye'de kişi başına harcamanın 3 bin 440 dolar olduğu görülüyor. Elbette bu harcama eğiliminin artırılması, kişi başına düşen milli gelirin artırılmasıyla doğru orantılıdır" dedi. 
 
Türk markaların yurtdışı atağı
 
2001 krizinde firma olarak Las Vegas'ta bir fuarda olduklarını, bir anda işlerin ters yüz olduğunu, Şubat ayının sonu gibi 100 firmanın biraraya gelerek krizin etkilerini nasıl bertaraf edebilecekleri noktasında ortak akıl üretmeye çalıştıklarını, markalar birliğinin sağlandığını ve bunun süreç içinde özellikle AVM'lerle yapılan kira kontratlarının daha esnek bir yapıya kavuşmasına ön ayak olduğunu belirten Orakçıoğlu, "2003-2004-2005 yıllarında küresel markalar Türkiye'ye girdi. 2007'li yıllar ise Türk markalarının koleksiyon yapma, marka kimliğini oluşturmaya başladığı yıllar oldu. Şimdi artık kendi markalarımızla yurt dışı pazarlara açılabileceğimiz bir zemini yakaladık. Şu anda Türk markalarının yurt dışı mağaza sayısı 3 bini buldu" diye konuştu. 
 
Sektör aktörlerinin kendilerini 75 milyonluk Türk nüfusu potansiyeliyle sınırlamamalarını tavsiye eden Orakçıoğlu, "2 saatlik uçuş mesafemizde 350 milyonluk bir kitle var. Ve biz markalaşmada, koleksiyonda, ürün kalitesinde hiçbir yabancı markadan geride değiliz. İş sahipleri komplike düşünmesin, kendisini tüketicinin ve alıcının yerine koysun. Neden alsın, niçin alsın, neden seçsin sorularına cevap bulup üretimini yapsın. Bir zamanlar üretim konusunda hızlıydık, artık satış konusuna da gelmeye başladık. Eğer büyük oyuncu olmak istiyorsanız, büyük oynamanız gerekir" değerlendirmesini yaptı.