Otoyollar, hava kirliliği ve 10 numara yakıt
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Prof. Dr. Fevzi YILMAZ / Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi, İstanbul
Bugünlerde, halk arasındaki ifadeyle 10 numara yağ yakıtın kaçak olarak araçlarda kullanımının doğurduğu vergi kaybı, bu nedenle artan ölümcül taşıt yanmaları çok konuşuluyor ve yazılıyor. Halbuki, 10 numara yağın en kötü yan etkisi soluduğumuz havanın kalitesini bozması ve ciddi sağlık problemlerine yol açmasıdır. Bu olumsuzluk en az diğer unsurlar kadar önemlidir.
Şehirlerde soluduğumuz havada iki tür kirlilik ile yüzleşmekteyiz. Bunlardan ilki muhtelif uçucu gaz moleküllerinden oluşurken, diğeri ise 10 mikron-altı partikül madde (PM2.5 ve PM10) kirleticileridir. 2011'da TC Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı [1] tarafından kabul edilen kirletici parametreler ve sağlık etkileri Tablo 1'de verilmiştir.
PM10 kirletici maddeler havada uzun süre asılı kalabilir, solunum yoluyla akciğere ulaşır ve nefes darlığına neden olur. PM10 kirleticisi, erken (prematüre) bebek doğum ve ölümü, bir yaşın altındaki bebeklerde ve yaşlılarda astım ve bronşite bağlı ölüm risklerini arttırır. Özellikle, çapları 2.5 mikro metreden küçük partikül madde (PM2.5) kirleticileri belli konsantrasyonların üzerinde olduğunda insan sağlığı üzerinde çok ciddi olumsuz etkiler yapmaktadır. Civa, kurşun, kadmiyum gibi ağır metaller, organik kimyasallar (PAH, dioksin, furan gibi), uçucu kül, benzin ve dizel egzoz partikül kirleticileri PM10'un ana bileşenleridir ve kanserojen etkiye sahiptir. PM10'ların kaynaklarından biri ve en önemlisi araç trafiğidir. Yaşlı araçlar, dizel araçlar, ağır iş kamyonları ve bakımı eksik taşıtlar (otobüsler gibi) PM10 ile kentlerimizin havasını kirleten ve sağlığımızı bozan en önemli unsurlardır[2]. Özellikle, kaçak 10 numara yağın yakıt olarak kullanıldığı durumlarda kirlilik ve kanserojen etki daha da artmaktadır.
Yukarıdaki tabloda (Tablo 1) verilen PM10 dışı kirleticiler de takip edilmelidir. Ancak ülkemiz genelinde soluduğumuz havadaki oranları bu gün itibariyle düşük olduğu için bu kirleticiler mevcut çalışmada konu edilmemiştir.
Partikül madde (PM10) kirleticileri yönüyle AB ülkeleri
Yukarıda açıklanan nedenlerle gelişmiş ülkelerde hava kalitesi ölçüm çalışmaları hız kazanmış ve metreküp bazında havada bulunmasına müsaade edilen değerler düşürülmüştür. AB, bu gün itibariyle 50 mikrogram/metreküp (50 ug/m3) PM10 miktarını kritik seviye olarak hedef almıştır:
Almanya'da uygulanan hava kalitesi indeksine göre günlük ortalama partikül madde konsantrasyonu 50 ?g/m3 üzerinde olduğu zaman sağlık açısından zararlı, 100 ug/m3 üzerinde olduğu zaman ise çok zararlı olduğu öngörülmüştür.
Fransa ise partikül madde konsantrasyonun 80 ?g/m3 üzerinde olduğu zaman sağlık açısından zararlı, 125 ?g/m3 üzerinde olduğu zaman ise çok zararlı olduğu şeklinde nitelemiştir.
İngiltere'de bu değerler sırasıyla 65 ug/m3 ve 130 ?g/m3 olarak alınmıştır.
Partikül madde kirleticisi (PM10) için Avrupa Birliği tarafından belirlenen 50 µg/m3 limit değeri günlük 24 saatin ortalaması olup yılda 7 gün limit aşımı kabul edilmiştir. Yıllık ortalama ise 20 µg/m3 PM10 olarak kabul edilmiştir. Görüldüğü gibi Avrupa ülkesinde PM10 limitleri oldukça düşüktür ve ülkemizin bu değerleri yakalaması çok zordur, fakat mümkündür. Ülkemizdeki durum İstanbul özelinde aşağıda ele alınmıştır.
İstanbul'da partikül madde (PM10)
Türkiye için ve en büyük kentimiz İstanbul için ölçülen yol kenarı PM10 limit değerleri oldukça yüksektir. İstanbul'da 10 merkezde (Aksaray, Esenler, Kadıköy, Üsküdar, Kartal, Sarıyer, Ümraniye, Alibeyköy, Yenibosna, Beşiktaş) yapılan ve ilan edilen anlık ölçümler[1] bu çalışmada değerlendirmeye alınmıştır. Ayrıca İBB mobil ölçüm aracı ile Haliç köprü yanlarındaki kirlilikler de ölçülmüştür. Bugün itibarıyla Avrupa Birliğinin koyduğu ve birlik üyesi ülkelerin uydukları limit değer (50 µg/m3) bu 10 merkezde, sık sık aşılmaktadır. Ülkemizde, 2019 tarihinde Avrupa Birliği tarafından öngörülen 50 µg/m3 limit değerlerine inilmesi beklenmektedir. Bu, zorlu bir süreçtir ve yıllara bağlı PM10 emisyon düşümleri (günlük olarak); 2010:260 µg/m3, 2011:220 µg/m3, 2012:180 µg/m3, 2013:140 µg/m3, 2014:100 µg/m3, Ö , 2019: 50 µg/m3 değerleriyle kabul edilmiştir.
Kış dönemlerinde partikül madde kirleticisinde (PM10) artış olduğu bilgisinin de göz önünde tutulmasında fayda vardır. Sonuçlar, 2012 için verilen ülkemiz geçiş değerlerinin (180 µg/m3) altında olsa da gelen yıllarda çok sıkıntı çekileceğini işaret etmektedir. Bu günden itibaren tedbir almamız ve PM10'u düşürücü eylemleri hayata geçirmemiz gerekmektedir.
Havadaki Partikül Maddeyi (PM10) Azaltma Yolları:
Hava Kirliliği, otoyol kenarı alan kullanımı (okullar, sağlık merkezleri, oyun alanları, konutlar) söz konusu olduğunda çok önemli olmaktadır. Kirlilik özellikle yol kenarında çok fazla iken 150 metre uzakta şehir ortalamasına yaklaşmaktadır. Dizel araç sayısının artması her durumda partikül madde oranını arttırmaktadır. Düşük yakıt kalitesi (kaçak 10 numara yağ yakıt gibi) ve araç yaşı (10 yılı aşmış hurda niteliğine sahip yaşlı araçlar) etkisi tartışmasız önemlidir. Otoyol yakını alanların daha yüksek hassasiyetle değerlendirilmesi insani bir sorumluluktur.
Otoyol eksenli olarak soluduğumuz havayı kirleten partikül madde (PM10) miktarı ve etkileri aşağıda verilen tedbirlerle azaltılabilir:
- Trafik akışının iyileştirilmesi
- Durma sayısının ve keskin dönüşlerin azaltılması
- Yol eğimini azaltılması
- Hız limitine uyumun sağlanması
- Katarlı araç sınırlaması
- Yeni araç standartlarını yürürlüğe koyma
- Mevcut araçların iyileştirilmesi
- Verimli yanmayı sağlayan yakıt ilaveleri kullanma
- Araç inceleme ve bakım programlarını geliştirme
- Alternatif araç yakıtı önerme
- Araç hurdaya ayırma/değiştirme programı önerme
- Paralı geçiş uygulaması
- Rampa ölçme uygulaması
- Etkili yol kenarı yardımı sağlama
- Ağır vasıtalara (kamyonlara) ayrı hat verme
Yukarıda verilen önlem unsurları Karayolları ve belediye yetkililerince incelenmeli ve uygulamaya alınmalıdır. Araç yaşı aşağı çekilmeli, bakımları (yanma verimi) önemsenmeli ve kullandıkları yakıt denetlenmelidir.
Partikül madde (PM10) kirliliğinden kaçınmanın diğer üç yolu:
a) Otoyol kenarında konuşlanmış bina içinde pozitif basınçlı mekanik filtre uygulaması,
b) Çevre uygun ise bu mekanik filtrelemeye en etkili alternatif ağaç dikmektir, küçük, sık ve dökülmeyen yapışkan yapraklı ağaç ile PM10 filtrasyonu çok başarılı şekilde gerçekleştirilebilir,
c) Ağaç dikmek mümkün değil ise yol kenarına inşa edilecek güvenlik duvarı (ses dahil) bir miktar PM10'nun yakalanmasını sağlayacaktır[2].
Sonuç
Sonuç olarak, İstanbul'da yol kenarı yapılaşması ve kullanım alanları çevre ve insan sağlığı açısından tedbir almayı gerektirmektedir. Bunun kanıtı, İstanbul'da anlık ölçümlerin yapıldığı 10 merkezde ve Haliç (mobil ölçüm) gibi ana arterlerde partikül madde (PM10) miktarlarının genellikle AB limitlerinin üstünde olmasıdır. PM10 paydaşlarından biri ve en önemlisi kaçak 10 numara yağ yakıttır. Bu yakıtın yanma gazları yukarıda açıklanan kanserojen türevleri yoğun olarak içerirler.
Hava kalitesi bakımından başta Haliç, Yenibosna, Esenler ve Kartal ilçeleri olmak üzere bütün merkezler belirli sıklıkla kötü sonuçları vermiştir/vermektedir[3]. 4 viyadüklü Haliç köprüsü, trafik akışının en kötü olduğu ve ''şişe boynu'' etkisinin yaşandığı hattır. Bu bölge ve benzeri yerlerde bulunan eğitim kurumları ve konutlar için öğrenci ve halk sağlığı açısından uygun şartlar mutlaka oluşturulmalıdır. Sürdürülebilir sağlıklı ortam oluşturmak idari erkin (Karayolları ve Belediyeler) görevidir.
Sağlık ve güvenlikten daha önemli ne olabilir ki? İşte bir örnek: Dünya Sağlık Örgütü (WHO) PM2,5 partikül oranının 25 mikrogram/m3'ün altını kabul edilebilir saymaktadır. Pekin'de bu, zaman zaman çok ürkütücü olan 1000 mikrogram seviyesine varmıştır. Hava kirliliğinden dolayı Çin'de her yıl 10 binlerce Çinli ölmektedir. Son 30 yıl içinde hızlı endüstrileşme ve hava kirliliği sonucu Çin'de akciğer kanserinden ölen sayısı beş kat artmıştır [4].
Önlemi kapsayan ikinci örnek: Çevre Koruma Ajansı (EPA) yeni çıkardığı yasa ile ABD'de PM2.5 ve PM10 kaynaklı erken (prematüre) bebek ölümleri 2014 yılında 34.000 bebek sayısı kadar düşürülecek ve ABD ulusal ekonomisi 280 milyar ABD dolarına yakın sağlık masrafından kurtarılacaktır[5].
-------------------------------------
[1] ÖÖTC Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Hava Kalitesi İzleme İstasyonları Web Sitesi, www.havaizleme.gov.tr
[2] Öztürk, M., 2011., www.mozturk.net
[3] Anıl İ. ve ark., 2009, Ekoloji 19,73, s:86-97
[4] ÖÖSomething in the air?, The Economist, January 19, 2013, s:43
[5] ÖÖAir-quality regulations, The Economist October, 15 th 2011, s:43