Piyasalarda erken bahar sevinci..

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Serhat GÜRLEYEN

 

Dünya piyasalarında erken gelen bahar sevinci yaşanıyor. ABD ekonomisindeki yavaşlamayı soğuk hava koşullarından kaynaklanan geçici bir etken olarak gören Wall Street yeni zirveler kırıyor. Avrupa ekonomisindeki canlanma işaretlerini arkasına alan gelişmiş ülke borsaları Şubat ayında %4,8 değer kazandı.

Yabancı yatırımcılar gittikleri gibi geri dönüyor

Çin ekonomisinde sert iniş endişeleri, Ukrayna’da yaşanan iç savaş ve Türkiye’de yaşanan politik skandallara rağmen gelişmekte olan piyasalara yönelik risk iştahı toparlanmaya başladı. Yabancı yatırımcılar gittikleri gibi geri dönmeye başladı. Gelişmekte olan ülke borsaları ekonomilerinde görülen yavaşlama işaretlerini umursamayarak geçen ay %3,2 değer kazandı.

Türkiye yarıştan kopmamaya çalışıyor

Küresel risk iştahındaki düzelmeye paralel Türkiye piyasalarında da önemli kazançlar görüldü. MSCI Türkiye %3,4 yükselerek, sene basından beri kaybını %10,0 seviyesine çekti. Merkez Bankası’nın faiz artırımı sonrası dolar Türk lirasına karsı 2,25 seviyesinden 2.21 seviyesine geriledi. Buna karşı kısa ve orta vadeli tahvillerde sınırlı kazançlar görüldü.

Büyümenin yavaşladığı seçim arifesinde kırılganlık yüksek

Büyümenin yavaşladığı, enflasyonun yükseldiği bir konjonktürde belediye seçimlerinin hemen öncesinde bir yandan FED dalgası diğer yandan politika sokuyla karşılaşan Türkiye için küresel risk iştahının yeniden canlanması hayati önem taşıyor. 2014 ve 2015 döneminde yaşanacak üçlü seçim döneminde Türkiye’nin makul bir hızla büyüyebilmesi için ülkeye yabancı kaynak girişinin devam etmesi gerekiyor.

Yabancı yatırımcının satısının miktarı küçük etkisi büyük

FED’in genişleyici para politikası ve güçlü küresel risk iştahı sayesinde Türkiye’ye portföy hareketleri yoluyla 2010 yılında 20 milyar dolar, 2011 yılında 19 milyar dolar, 2012 yılında 38 milyar dolar, 2013 yılında 21 milyar dolar para girişi yasandı. Küresel kriz öncesinde 2004-2007 döneminde ortalama portföy girişi 10 milyar doların altındaydı. FED dalgası ve siyasi şoklar sonrasında Türkiye’den 7 milyar dolar portföy çıkışı görüldü. 

Faiz artısı sonrasında Türk lirasında kan kaybı durdu

Merkez Bankası’nın Ocak sonunda yaptığı sok faiz artısı sonrasında Türk lirasındaki satış baskısı azaldı. Türk lirası Şubat basından beri %10’un üzerinde gecelik faizi ile yatırım yapılabilir ülkeler liginde Brezilya reelinden sonra en yüksek faizi veriyor. Buna rağmen faiz artısı sonrası yapılan karşılaştırmalarda Türk lirası, Endonezya rupisi, Brezilya reali, Güney Afrika randından sonra dördüncü sırada yer alıyor.

Yüksek faiz Türk lirasının derdine derman olacak

Faizlerdeki artısın, küresel risk iştahının düzeldiği bir ortamda Türkiye’ye para girişini özendirerek döviz kurunun istikrara kavuşmasına yardımcı olacağına inanıyoruz. Yerel seçimlere yaklaşırken azalan siyasi belirsizliğe paralel Türk lirasının reel olarak değer kazanmasını ve yılı dolara karsı 2,20 seviyesinde kapatmasını bekliyoruz.

Reel ekonomi için bu zafer Pirus savasından farksız

Merkez Bankası’nın faizleri artırmayıp kuru dalgalanmaya bıraktığı dönemde karşılaşılan şoklar dövizde yüksek açık pozisyonu olan (173 milyar dolar) şirketlerde devasa kur farkı zararına yol açıyordu. Sok faizi artısı sonrasında Türk lirasında yaşanan değer kazancı bu şirketleri kısmen rahatlattı. Ancak söz konusu kazanç reel ekonomi için Pirus zaferinden farksız.

Büyümede sert iniş tehlikesi ihtimali artıyor

Parasal sıkılaşma faiz oranına duyarlı üreticileri, Türk lirası cinsinden değişken faizli ve/ veya kısa vadeli borçlanan şirketleri ve pasiflerinin fiyatlama vadesi aktiflerinden daha kısa olan bankaları olumsuz etkileyecek. Bu nedenle 2014 yılı büyüme tahminimizi % 3,0’den %1,5’e düşürdük. Ocak ayında %9 büyüyen ihracat rakamları ve Şubat ayında yeniden 53 seviyesini aşan PMI verisi sene sonu tahminimizde yukarı yönlü riskleri artırdı.

Ama borsa kötü haberleri büyük ölçüde fiyatladı

Yaşanan olumsuz gelişmelere rağmen borsa için olumlu görüşümüzü koruyoruz. Borsadaki fiyat seviyeleri yurtiçi ve yurtdışı kaynaklı riskleri büyük ölçüde fiyatlamış durumda. Politik krizin başladığı 17 Aralık tarihinden sonra MSCI Türkiye %18 gerilerken gelişmekte olan ülke borsalarındaki düşüş %3 ile sınırlı kaldı.

Mevcut fiyatlamalar orta vadeli pozisyon almak için uygun

Politik riskin uzun sürmesi durumunda ekonomik durgunluk ve sermaye akışlarının azalması senaryolarında borsadaki kan kaybı devam edebilir. Mart sonunda yapılacak yerel seçimler öncesi basına sızdırılabilecek telefon kayıtları nedeniyle önümüzdeki dönemde piyasalarda dalgalanma artabilir. Söz konusu dalgalanmaların alış fırsatı olarak kullanılmasını öneriyoruz.

Banka karlarındaki gerilemeye rağmen değerlemeler uygun

Faizlerde yaşanan artısın marjlar üzerindeki olumsuz etkisi, yavaşlayan kredi büyümesi ve karşılık giderlerindeki artış dikkate alındığında bankacılık sektöründeki karların 2014 yılında %7 gerileyeceğini öngörmekteyiz. Banka dışı şirketlerde ise yurtdışı satışlardaki artısın desteği ile %12 FAVÖK artısı beklemekteyiz. Şirket değerlemelerinden yola çıkarak BIST 100 için hesapladığımız 12 aylık hedef değer, büyüme tahminimizi 2014 ve 2015 yılları için aşağı çekmemize rağmen, 79 bin düzeyinde olup, %25 artış potansiyeline işaret ediyor.

Fırtına sonrası hisse seçimi önem kazanacak

Türkiye hem yurtiçinden hem de yurtdışından darbe aldığı mükemmel bir fırtına ile karsı karsıya. Ancak geçmişte sayısız politik ve ekonomik krizden nasıl çıkıldıysa bu fırtınadan da eninde sonunda çıkılacak. Sermaye yapısı güçlü olan ve iyi yönetilen şirketlerin bu kez de sınırlı bir hasarla bu dönemi atlatacağına inanıyoruz. Politik risklerin azaldığı TL’nin değer kazanmaya başladığı durumda en hızlı toparlanacak hisseler geçtiğimiz dönemde en çok cezalandırılan bankalar (özellikle kamu bankaları) ve dövizde açık pozisyon taşıyan şirketler olacak.