Portföycülerden sermaye şartında indirim talebi

Sektör temsilcileri, portföy yönetim şirketlerine getirilen 10 milyon liralık asgari sermaye şartının düşürülmesini istiyor. Rakamın dünya standartlarının çok üstünde olduğu kaydedilirken taslak tebliğ ile ilgili olarak cuma günü SPK'ya görüş bildirecekle

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

 
 
 
 
Jülide Y. GÜRDAMAR
 
İSTANBUL - Portföy yönetim şirketleri, Sermaye Piyasası Kurulu'ndan 10 milyon TL'lik asgari sermaye şartında indirim istedi. Portföy yönetiminin bankacılıkta olduğu gibi sermaye yoğun değil, emek yoğun bir iş olduğunu vurgulayan portföy yönetim şirketlerinin tepe yöneticileri SPK'dan da bu konuda sıcak yaklaşım gördüklerini aktardı. Daha önce banka kökenli şirketlerin ağırlıkta olduğu portföy yönetimi alanında Sermaye Piyasası Kurulu'nun bir düzenleme ile özel portföy şirketlerine de kapıyı açması sektör yöneticilerini sevindirmişti.
Geçen sene piyasanın büyüyeceğini ve yeni girişlerin olacağını öngören piyasada bazı profesyoneller de çalıştıkları kurumlardan ayrılarak özel portföy yönetim şirketleri kurmuştu. 
 
Fakat SPK'nın portföy yönetim şirketlerine 10 milyon TL'lik asgari sermaye şartı getirmesi piyasa açısından soğuk duş etkisi yarattı. Portföy yöneticilerine göre bu kadar yüksek bir sermaye şartı her şeyden önce ‘bu piyasanın çok fazla büyümesini istemiyorum' sinyali olarak da görüldü.
 
Nitekim önceki gün SPK yöneticileri ile bir çalıştay yapan Türkiye Kurumsal Yatırımcı Derneği'ne (TKYD) üye portföy yönetim şirketlerinin üst düzey yöneticileri portföy yönetim tebliği, saklama tebliği ve fon tebliğinde SPK ile madde madde karşılıklı görüş alışverişinde bulundu. Görüşmeler sırasında gündeme bu sıkıntılarını da getiren yöneticiler asgari sermaye şartı daha makul bir düzeye çekilsin derken banka kökenli şirketler bu kısıtın 5 milyon TL'ye bağımsız şirketlerin yöneticileri ise 2-3 milyon TL'ye çekilmesini istiyor.
 
2-3 yıllık sermaye masaya konulmalı
 
DÜNYA'ya bilgi veren TEB Portföy Genel Müdürü ve TKYD İletişim Komitesi Başkanı Ömer Yenidoğan, TKYD ve SPK olarak yaptıkları çalıştayda sektör ve sermaye piyasaları adına çok önemli olan tebliğ üzerinden gittiklerini ifade ederek tebliği sermaye piyasalarının gelişimi ve İstanbul Finans Merkezi hedefi için çok önemli gördüklerini anlattı. Yenidoğan, dolayısıyla tebliği beraberce bu perspektifte incelediklerini belirtti. Yenidoğan, portföy yönetim şirketlerinin sermaye gerekliliği konusunda yapılan işin bankalar veya yatırım şirketleri gibi bilanço kullanımı gerektirmeyen, emek yoğun bir iş olduğundan, sermayenin yeterli standartları sağlayacak işletme sermayesi olarak düşünülmesini ve şirketlerin iş planlarına göre 2-3 yıllık işletme sermayesinin masaya konması gerektiğini anlattı. Ancak odakta sadece sermaye konusunun olmaması gerektiğine de işaret eden Yenidoğan, tebliğin sermaye piyasaları için en az kanun kadar önemli olduğunu ve portföy yönetim şirketleri ile fon endüstrisini istenilen noktaya taşıyacak bir çok unsuru içerdiğini de aktardı. Yenidoğan, fonların yönetimi, iş süreçleri ve fon tanımları gibi bir çok farklı konuların yeniden ele alındığını, uluslararası standartta bir hukuksal yapı oluştuğunu, Avrupa Birliği standartı olan UCİTS'e çok yakın çıktığını, SPK'ya bu konuda bu kadar kısa sürede bu kapsama ulaştıkları içinde teşekkür ettiklerini belirtti.
 
Rekabeti sınırlayıcı bir unsur
 
Libera Portföy Yönetimi Genel Müdürü Okan Alpay, porföy yönetim işinin sermaye değil, insan kaynağı yoğun bir iş olduğunu belirterek, bu anlamda SPK'nin getirdiği 10 milyon liralık sermaye şartının aşağı çekilmesi gerektiğini söyledi. "Halihazırda bu bir taslak ve içerisinde sadece sermaye konusu yok. Sektör ve SPK ile görüşmeler neticesinde orta bir yol bulunacaktır. Sermaye konusunda ‘Yönettiğimiz varlıkların büyüklüğü ile sermayemiz arasında ilişki olması daha doğru bir yaklaşım" diyen Alpay, konuya yönelik şunları söyledi:
"Hepimiz sektör gelişecek, rekabet açılacak diye profesyonel hayatlarımızı bırakarak buraya adım attık. Mutlaka  portföy yönetim şirketlerinin sermayelerinin mevcut tebliğde belirtilenden yüksek olması gerekiyor. Ama bu kadarlık bir sermaye ihtiyacı olduğu kanaatinde değilim. Bizler aracı kurumlardan farklıyız. Fakat portföy
yönetim şirketlerinin riski sadece yönetim riskidir. Yönetilen varlıklar Saklama Bankalarında ve Takasbank'ta saklanmakta. Yani yatırımcı portföy yönetimi şirketinin sadece iyi veya kötü performans anlamında yönetsel riskini satın alıyor. Dolayısıyla bu kadar büyük sermayeye ihtiyaç yok.
Öte yandan bu taslak tebliğin İstanbul Finans Merkezi projesi ile de çeliştiğini düşünüyorum. İFS ile rekabetin açık olduğu bir ortam hayal ediyoruz. Bu sektöre yabancılar da gelecek. Bu sermaye şartı ile piyasada profesyoneller değil bankalar ve parası olan kurumlar kalacak. Profesyonellerin söz hakkı olmayacak. Bu sermaye
şartı rekabeti sınırlayıcı bir unsur."
 
Portföy yönetimi faaliyeti bankalara
 
Logos Portföy Yönetimi Yönetim Kurulu Başkanı Melih Önder, SPK'nın portföy yönetim şirketlerinin minimum sermayesini 23 kat artırdığını belirterek, "Kötü halka arzlar olmasın, aracı kurumların sayısını azaltalım" gibi nedenlerle genel bir sermaye artırımı iradesi ortaya konulduğunu sanıyorum. Fakat bunun portföy yönetim şirketleri
için sonuçları düşünülmemiş olabilir." dedi. Önder, portföy yönetimi faaliyetinin özünde fazla sermaye gerektirmediğini, aracı kurum ve bankalar gibi sermayelerini kullanmadıklarını dile getirerek, portföy yönetimi şirketlerinin yeteneğe dayanan bir hizmet verdiğini hatırlattı. Önder, "Yeni kanunla beraber bizlere fon kurma
hakkı verildi. Buna bağlı olarak da sermaye şartı getirmiş olabilir. Fakat fon kurmak sermaye ile ilişkilendirilecek bir risk içermiyor. Çünkü fonun bütün  portföyü saklama bankasında duruyor" diye konuştu.
Bu sermaye artırımı ile portföy yönetimi faaliyetinin büyük ölçüde bankalara bırakılacağına dikkat çeken Önder, "Rekabeti ve yaratıcılığı öldürecek. Avrupa'daki minimum sermaye şartı 125 bin euro. Yani şu anda SPK Avrupa'ya göre 34 kat fazla bir şart getirdi. Sermaye piyasalarında bir takım sorunlar var ama bunun çaresi yüksek sermaye ile portföy yönetimi sektörüne yük bindirmek değil. Portföy yönetim şirketleri zaten karlı değil. Bu şart, İstanbul Finans Merkezi projesine de uymuyor. 10 milyon lira yerine maksimum 1-2 milyon lira bir sermaye şartı getirilmesini doğru olabileceğini düşünüyoruz" diye konuştu.