"Kıdem"e sendika tepkisi

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan kıdem tazminatının emeklilik fonuna devredilmesine sendikalardan tepki giderek büyüyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

 

Mehmet KAYA

ANKARA - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlandığı belirtilen ve kıdem tazminatının emeklilik fonuna dönüştürüldüğü yasa taslağı işçi kesiminin tepkisine neden oldu. DİSK Başkanı Erol Ekici Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu ile telefonda görüştüğünü ve genel grev için işbirliği önerdiğini söyledi. Hak-İş Başkanı ise kıdem tazminatına yönelik tartışmanın toplu sözleşmelerin fiilen durmasıyla sonuçlanan süreci gölgelediğini ve gündemden düşürülmesini istedi. TİSK Genel Sekreteri Bülent Pirler ise TİSK'in kıdem tazminatına mutlaka bir düzenleme gerektiği ve bu çalışma yapılırken uzlaşma aranması gerektiği yönündeki pozisyonunu koruduğunu söyledi.

DİSK Başkanı Ekici: Kumlu ile telefonda görüştüm, yapacağımız belli dedim

DİSK Başkanı Erol Ekici DÜNYA'ya yaptığı açıklamada, Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu ile konuya ilişkin bir görüşme yaptığını belirterek, "Kendisine 'yapacağımız belli' dedim. Türk-İş'in Genel Kurul kararı ortada. Biz de aynı görüşteyiz. Bu aşamada yapacağımız, bir an önce genel grevin altını dolduracak şekilde eylem hazırlıklarına başlamaktır. Sadece işçi konfederasyonları değil, toplumun bütün kesimleri buna karşı durmalı" diye konuştu. Ekici, kıdem tazminatının kaldırılmasına yönelik sadece bu hükümet döneminde değil, hemen her hükümet döneminde girişimler olduğunu ve hepsinin de başarısızlıkla sonuçlandığını belirterek, "Sanıyorum bu hükümetin girişimi de başarısız olacak" ifadesini kullandı.
İşçiler açısından kıdem tazminatının sadece mali yönünün değil, iş güvencesi yönünün de önem taşıdığını belirten Ekici, kamuoyu gündemine gelen taslağı da "Çürük elmayı şekerle kaplamaya çalışmak" olarak niteledi. Tasarruf teşvik ve konut edindirme gibi fonları örnek göstererek "Türkiye'nin fon deneyiminin kötü olduğunu" ileri süren Ekici, işsizlik sigortası fonunun da hükümet tarafından kullanılan bir birikim haline gelmeye başladığını, kıdem tazminatı fon sisteminin de benzeri bir sürece gireceğini söyledi.
Kıdem tazminatına yönelik düzenleme arayışlarında çalışan haklarının değil işverenlerin rekabet gücünün artırılmasına yönelik bir amacın olduğunu, bunun da Ulusal İstihdam Stratejisinde açıkça yazıldığını söyleyen Ekici, "Fon olduğu zaman işveren istediği zaman işçiyi çıkarabilecektir. Kıdem tazminatı hakkı bir yıl için bir ücretten 15 günlük ücrete düşürülmektedir. Hangi şekle büründürülürse büründürülsün, DİSK olarak kıdem tazminatının bugünkü uygulamasının dışında herhangi bir uygulamayı kabul etmemiz sözkonusu değil" ifadesini kullandı.

TİSK: Uzlaşma aranmalı, değişiklik bir ihtiyaç

TİSK Genel Sekreteri Bülent Pirler ise DÜNYA'ya yaptığı açıklamada, kamuoyu gündemine gelen taslağın resmi kanallardan açıklanmadığına dikkat çekti. Kurumsal olarak resmi olmayan bir metin üzerinden yorum yapmalarının mümkün olmadığını vurgulayan Pirler, "TİSK'in görüşü biliniyor. Kıdem tazminatı mutlaka düzenlenmeli. Bu bir fon sistemi de olabilir, prim gün sayısının düşürülmesi de olabilir ancak değişiklik bir ihtiyaçtır. Bir çok işletme kıdem tazminatı yükü nedeniyle zorlanıyor, uluslar arası rekabet açısından bu konuda düzenleme gerekli. Yapılacak çalışmaların tarafların uzlaşmasıyla, sosyal diyalog süreçleri işletilerek yapılması önemli. Uzlaşma olur ya da olmaz ama bu süreç işletilmeli" dedi.

Hak-İş Başkanı Arslan: Öncelik toplu iş ilişkileri yasası

Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan ise yaptığı yazılı açıklamada, kıdem tazminatı tartışmalarının, hukuki boşluk nedeniyle fiilen duran toplu sözleşme sorununu gölgelememesi gerektiğini söyledi. Toplu iş ilişkileri yasasının çıkarılamaması nedeniyle 200 bin kişinin toplu sözleşmesinin başlatılamadığını, Kasım ayı sonuna da 500 bin işçinin bu duruma düşeceğini belirten Arslan, "Çalışma hayatında bunun dışında bir konunun gündeme getirilmesi veya tartışmaya açılması toplu iş sözleşmesi bekleyen binlerce çalışanla alay etmek anlamına gelmektedir" görüşünü savundu. Arslan, "Parlamentoyu, Hükümeti ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını bir kez daha göreve davet ediyoruz; binlerce çalışanın mağduriyetini gidermek için Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısının biran önce yasalaşmasını istiyoruz" dedi. 

Türk-İş Başkanı Kumlu: Tarla değil

Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu ise İstanbul'da düzenlediği basın toplantısında, "Buradan hükümete ve sermayeye seslenmek istiyorum. Kıdem tazminatlarımız, istediğiniz gibi süreceğiniz tarlalarınız değildir. İşçinin kıdem tazminatına el uzatan, karşısında Türk-İş'i görecektir" dedi.
Kumlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile önceki gün görüştüğünü Bakan Çelik'in kendisine "tarafların görüşüne sunulmayan taslağı kimin sızdırdığını bilmediğini" söylediğini aktardı.
Kumlu, basına yansıyan taslağın sosyal taraflarla hiçbir zaman görüşülmediğini hatırlatarak, sözkonusu metnin ciddi hak kayıplarına yol açtığını ve içeriğini tartışmaya değer dahi bulmadıklarını söyledi. Kumlu, "Dikkat çekmek istediğimiz konu, kıdem tazminatı gibi geniş
emekçi kitlelerini ilgilendiren konuda, aylardan beri değişik bakanların aklına geldiği gibi konuşmasıdır, değişik bakanlıklardan sızdırılan değişik metinlerle 'alıştırmak' adına kamuoyu dimağının altüst edilmesidir. Bilgi kirliliği bizzat hükümet ve işveren eliyle yaratılmaktadır. Hükümetin yapmak istediklerinin hangi metinde yer aldığının ayrımına artık hiç kimse varamamaktadır" dedi.
Bugüne kadar gündeme getirilen kıdem tazminatı düzenlemelerinin tamamının iyi ve güzel gösterilmeye çalışıldığını ancak hepsinde kıdem tazminatı haklarını budamaya yönelik içerikleri bulunduğunu belirten Kumlu, "İşçilerin ve Türk-İş'in, bu konudaki tavrı açık ve nettir. Konunun sürekli gündemde tutulması nedeniyle Türk-İş, 2003 yılında toplanan 19. Genel Kurulu'nda  kıdem tazminatına yönelik herhangi bir saldırı karşısında diğer eylemlerin yanı sıra üretiminden gelen gücün kullanılacağı yönünde karar almış ve bu kararı daha sonraki genel kurulunda tekrarlamıştır. Kıdem tazminatı endüstri ilişkileri sisteminin en önemli konularından biridir, işçinin en büyük güvencesidir" dedi.

Halen çalışanlardan emekliliği yaklaşanlar kapsam dışı bırakılabilir

Öteyandan, kamuoyunda tartışılan yasa taslağında belirsiz olarak bırakılan halen çalışanların geçiş sürecine ilişkin tartışma sürüyor. Taslakta, herkesin yasa çıktıktan sonra fon kapsamına alınması, çalışanların birikmiş haklarını ise işveren ile uzlaşarak fona dahil etmesini öngören maddede, emekliliğine çok az kalanlar açısından fon yönetimini imkansız hale getireceği ortaya çıktı. Bu nedenle, taslağın gündeme gelmesi halinde emekliliğine 5 yıl ve daha az kalanların kapsam dışına çıkarılmasının sözkonusu olabileceği vurgulandı.