"Sahte bilirkişi raporu" cezaları artıyor
Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı ve Başbakanlık'a gönderilen Bilirkişilik Kanun Tasarısı, gerçeğe aykırı rapor düzenleyen bilirkişilere verilen hapis cezasının alt sınırını 1 yıldan 3 yıla, üst sınırını ise 3 yıldan 7 yıla çıkartıyor
"64. Hükümet Eylem Planı"nda yer alan Bilirkişilik Kanunu Tasarısı, Adalet Bakanlığı tarafından Başbakanlık'a gönderildi.
Edinilen bilgiye göre, yarın Bakanlar Kurulunda görüşülmesi planlanan tasarının TBMM'ye sevk edilmesi bekleniyor.
Tasarıyla, gerçeğe aykırı rapor düzenleyen bilirkişilere verilen hapis cezasının alt sınırı 1 yıldan 3 yıla, üst sınırı ise 3 yıldan 7 yıla çıkartılacak.
Tasarı ile "Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez" ibaresi hayata geçirilecek.
Bilirkişilikle ilgili ilkelerin sıralandığı tasarıda, şu ifadeler yer aldı:
"Bilirkişi, görevini dürüstlük kuralları çerçevesinde bağımsız, tarafsız ve objektif olarak yerine getirir. Bilirkişi, raporunda çözümü, uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamaz. Hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamaz. Genel bilgi veya tecrübeyle ya da hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Bilirkişi, kendisine tevdi olunan görevi bizzat yerine getirmekle yükümlü olup, görevinin icrasını kısmen yahut tamamen başka bir kimseye devredemez. Aynı konuda bir kez rapor alınması esastır."
Müstakil bir kurum oluşturulacak
Tasarıyla, bilirkişilik hizmetlerinde temel ve alt uzmanlık alanlarını tespit etmek, temel ve alt uzmanlık alanlarına göre bilirkişilerin sahip olması gereken nitelikleri belirlemek, bilirkişilerin görevlerini yürütürken uymaları gereken etik ilkeleri belirlemek, bilirkişilik temel eğitimi ve bu eğitim sonunda yapılacak yazılı sınava ilişkin usul ve esasları belirleyerek, eğitimi verecek eğitim ve öğretim kurumları ile diğer kurumlara izin vermek, bilirkişilerin denetimine ve performansına ilişkin usul ve esasları belirlemek, temel ve alt uzmanlık alanlarına göre bilirkişilerin aylık olarak bakacağı iş sayısını belirlemek üzere müstakil bir kurum oluşturulacak.
Bilirkişilik faaliyetinde bulunacak gerçek kişilerde aranacak niteliklerin de düzenlediği tasarıya göre, bu kişilere "bilirkişilik yapacağı uzmanlık alanında en az beş yıl fiilen çalışmış olmak" şartı getirilecek.
Adli Tıp Kurumu yeniden yapılandırılıyor
Adli Tıp Kurumunun yeniden yapılandırılmasını da kapsayan tasarıya göre, Adli Tıp Genel Kurulu kaldırılırken, adli tıp ihtisas kurullarından oluşturulan üç ayrı Adli Tıp Üst Kurulu kurulacak. Adli Tıp Üst Kurulları, Adli Tıp Kurumu Başkanının başkanlığında, ilgili adli tıp ihtisas kurulları başkan ve üyelerinden oluşuyor. Adli Tıp Kurumunda sekiz ihtisas kurulu bulunacak.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, konuya ilişkin geçen ay yaptığı açıklamada, herkesin bilirkişilik müessesine güven duymasını sağlayacak bir reforma ihtiyaç olduğunun altını çizerek şunları söylemişti:
"Bilirkişi, sahte rapor tanzim etmiş olsa, ‘Ne tür hukuki yaptırımla karşılaşır?’ diye baktığımızda, neredeyse gülünç denecek bir ceza yaptırımıyla karşı karşıya. Bilirkişilik müessesi tanzim edilirken bu müessesenin gereklerine uygun hareket etmeyenlerle ilgili bundan sonra Türkiye Cumhuriyeti içerisinde, asla, bilirkişilik yapamayacağı bir düzene geçilmesi, hem de caydırıcı bir ceza yaptırımıyla yüz yüze kalması, son derece önemlidir. Bilirkişilik müessesesinin bütün boyutlarıyla ele alınmasını, tabir-i caizse, eskilerin deyimiyle zapt-u rapt altına alınmasını ve denetim sisteminin kurulması, etik ilkelerinin belirlenmesi, yaptırımların caydırıcı bir noktada olması ve bu noktada ahbap çavuş ilişkisine imkan ve zemin hazırlayan yapının tamamen ortadan kaldırılması ihtiyacı vardır."