Sektör sağlıkta umutlu olmak istiyor

Sigorta sektörünün en önemli kalemlerinden biri olan sağlık branşı 2010 yılındaki toparlanmanın ardından 2011'in ilk çeyreğinde rekabete yine yenik düştü fakat sektör bireysel sağlık poliçelerine olan ilgi nedeniyle umudunu kaybetmiyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Yakup SAYAR

İSTANBUL - Türk sigortacılığı fiyat odaklı rekabet branşlar da kendini fazlasıyla hissettiriyor. Sektörün trafik ve kasko branşlarından sonraki en önemli üretim kalemlerinden biri olan sağlık sigortalarında 2010 yılında yaşanan toparlanma "tünelin ucunda ışık görüldü" olarak nitelenmiş 2011 yılı söz konusu branş bazında olumlu başlamıştı.

Fakat sektörün ilk çeyrek rakamları gösterdi ki prim üretimi artan branşta rekabet yine ağır bastı ve ilk çeyrekte 37.5 milyon TL teknik zarar yazan sektör, 2009 yılındaki sağlıktaki 121 milyon TL'lik büyük zararın tekrar yaşanabileceğinin endişelerini yaşamaya başlarken, yılın diğer kısmında bireysel poliçe talebindeki artış beklentisi ile genel bir toparlanma umudu ise korunuyor.  

DÜNYA Gazetesi olarak sağlık branşındaki durumu ve gelecekteki beklentilerini sektör temsilcilerine sorduk. Sektör temsilcileri, 2011'in 2009 gibi yine zorlu bir yıl olacağı görüşü üzerinde birleşirken, sektörün sağlıklı gelişimi için bir an önce doğru fiyatlandırma yapılmasının gerekliliğinin ve özellikle zarar edilen grup sağlık poliçelerinde uygulamaya alınan tazminat yönetiminin daha da etkin hale getirilmesi ve alınan kararların arkasında ciddiyetle durulması gerektiğinin altını çiziyorlar.

Bilindiği gibi sağlık branşının 2009 yılında 121 milyon TL teknik zarar yazmasının ardından 2010 yılında sadece 34 milyon TL zarar gerçekleşmesi sektöre büyük moral vermişti. Bu sonucun sektör açısından gerçekten büyük bir gelişme olduğu düşünülürken, 2011'in ilk çeyreğindeki teknik zarar ise sektörde endişe yaratıyor.

SEKTÖR TEMSİLCİLERİNİN GÖRÜŞLERİ

Aksigorta Genel Müdürü UĞUR GÜLEN

BİREYSEL SAĞLIK PORTFÖYÜ GENİŞLETİLMELİ

 Sektör geneline bakıldığında 2011 yılının ilk çeyreğindeki büyümenin bir önceki yılın aynı bölümüne kıyasla elementer sigorta branşlarında yüzde 23 civarında gerçekleştiğini ve büyümenin ağırlıklı olarak kasko, tarım ve oto sigortalarından ve sağlık sigortalarından geldiğinin söylenebileceğini belirten Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, "Sağlık branşı özelinde bakıldığında 2010 yılına kıyasla sektörde bir toparlanma ve iyileşme söz konusu olsa da 2011 ilk çeyrek sektör sonuçlarına göre teknik zarar 37,5 milyon TL'dir. Sağlık branşında sektörde teknik sonuçların zarar ortaya çıkarması ve faiz gelirlerinin düşmesiyle mali gelirlerde önemli oranda azalma oldu. Bu nedenle teknik sigortacılık anlayışı ve dolayısıyla müşteri odaklı olma ihtiyacının arttığı bir döneme girdik" diye konuştu.

Sağlık sigortalılarının ağırlığını kurumsal poliçeler oluşturduğunu ifade eden Gülen şunları söyledi: "Türkiye'de yaklaşık 1.5 milyon sağlık sigortalısının yüzde 40'ı ferdi plan sahibi, yüzde 60'ı grup sağlık sigortalısıdır. Sektörde ağırlıklı olarak büyük kuruluşlarının çalışanlarının yer aldığı grupların sigortalanması sigorta şirketlerine tek bir kalemde yüksek hacimde prim geliri kazandırmakta ve bu nedenle şirketler arasında bu grupları sigortalamak için ciddi bir fiyat rekabeti ortaya çıkmaktadır. Fiyat rekabeti nedeniyle grup sigortalarında ortalama primlerin düşük olması, sigorta şirketlerinin grup sigortalarında zarar etmesine sebep olmaktadır. Şirketlerin bu branşta zarar etmemek için bireysel sağlık sigortası portföylerini genişletmeleri ve bireysel sağlık sigortalılarının sayısını arttırmaları, bunun yanı sıra grup sigortalarındaki fiyat politikalarından da ödün vermemeleri gerekmektedir."

Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı METİN OĞUZ

ÇÖZÜM ARAYIŞLARI DEVAM EDECEK

2006-2010 yıllarına ait sağlık branşı verilerine bakıldığında yıllar itibariyle prim üretimi ve sigortalı sayısının arttığının görüldüğünü belirten Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Metin Oğuz, 2008 ve 2009 yıllarındaki üretim artışı yüzde 8,41 ve yüzde 6,52 oranında gerçekleşmişken, 2010'da bir önceki yıla göre üretim artışı yüzde 20,52 oranında olduğunu söyledi. "Bununla birlikte ödenen tazminattaki artış oranı, prim artış oranından daha yüksek gerçekleşmiştir" diyen Oğuz şunları söyledi: "Sektör verilerine baktığımızda, bir toparlanma olduğu yorumunu yapmak için henüz erken olduğunu düşünüyoruz. Prim üretimindeki artışla birlikte, hasar/prim oranındaki yükseklik ve bilançolara yansıyan teknik zararda, 'en iyi fiyat' arayışında olan müşteri talebine yanıt vermek isteyen sigorta şirketlerinin, prim tutarlarını çoğu zaman karlılığı bile göz ardı edecek seviyede tutmasının da etkisi vardır. Bu bağlamda sektör genelinde uzun vadeli bir sıkıntı yaşanmaması adına, kamu otoritesi bazı önleyici tedbirler almak durumunda kalmıştır. Sigorta şirketlerinin tazminat yükünün altında prim tutarı almalarının önüne geçmeyi hedefleyen bu tedbirler doğrultusunda, sigorta şirketlerinin sağlık sigortası branşında her yıl süregelen zarar tutarlarını taşıyamamaları sonucunda prim tutarları artmıştır. Sigorta şirketleri suiistimallere karşı tazminat taleplerini daha sıkı kontrol altına almaya özen göstermektedirler. Hem sağlık sigortası poliçelerinin fiyatlandırılması konusundaki son 1.5 yıllık tutumun, hem de tazminat ile ilgili suiistimallere alternatif çözüm arayışlarının, ilerleyen süreçte de devam edeceğini öngörüyoruz."

Güneş Sigorta Sağlık Sigortaları Grup Müdürü ELVAN ATALAY

ALINAN KARARLARIN ARKASINDA DURULMALI

Sektör 2011 yılının ilk çeyreğinde yüzde 22,9 büyürken, hastalık-sağlık branşında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20,49'luk bir artış gerçekleştiğinin altını çizen Güneş Sigorta Sağlık Sigortaları Grup Müdürü Elvan Atalay, reel büyümeden söz edebilmekle birlikte diğer branşların biraz gerisinde kalındığını söylemenin mümkün olabileceğini belirtti. Şirketlerin, 2010 yılı başından itibaren, kurumsal sigortalılarını yıl sonunda, sağlık sigortası için bütçe artışlarını hasar/prim dengelerine uygun yapmaları konusunda uyardığını hatırlatan Atalay sözlerini şöyle sürdürdü: "Yenileme dönemlerinde, çoğu şirket tarafından prim artışlarını yıllardır uygulanan bir tarife varmış ve söz konusu tarife güncelleniyormuş gibi yapıldı ve düşük primle teklif verilmediği için olması gereken primlere oldukça yaklaşıldı. Bazı kurumsal işlerde prim artışları yüzde 40-50 civarında oldu. Genel olarak aldığımız önlemleri şu şekilde sıralayabiliriz: Fiyat revizyonu, Doğru fiyatlandırma yapmak, Etkin hasar yönetimi, Yerinde tıbbi uygulamalar ile hasar maliyetlerini düşürmek, Hasar/ primi düşük, küçük montanlı ürünlerin satışına yönelmek, Portföyü farklı ürün yelpazesi ile dengede tutmak, Risk analizinde seçici davranmak, İş yapış biçimlerimizi, maliyetleri düşürecek şekilde revize etmek. Tüm bu önlemlerin alınmasına rağmen branşın özelliği nedeni ile hemen kâra geçmek mümkün değildir. Bu nedenle alınan kararların arkasında durmak ve bunu uzun vadeli düşünmek gerekmektedir.Bu şekilde devam edebilirsek, hizmet aldığımız iş ortaklarımızın, sağlık kurumlarının da bizimle aynı önlemleri almalarını sağlayabiliriz."

 

Bu konularda ilginizi çekebilir