Sıcak para ve sonrası

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Dr. Ender Aykut YILMAZ

Piyasalarda ikinci dip ve resesyon beklentilerinin realize olma ihtimalinin oldukça zayıfladığı günümüzde, Amerika başta olmak üzere Avrupa'da halen iç talep yeterli düzeyde değil.

Kamu borç seviyesinin yüksek düzeylerde olması iç talebin canlanmasına yönelik atılacak adımların bütçeden karşılanma şansını azaltıyor. Para politikalarının kullanımı bir zorunluluk haline geliyor. Bu politikalar kapsamında, faizlerin zaten çok düşük seviyelerde olması faiz silahını etkisiz hale getiriyor. Merkez Bankalarının, varlık alımı yolu ile piyasayı fonlaması en önemli seçenek haline geliyor. Tamam yöntem bu. Ya etkileri? Şimdi bunlara bakalım.

Başta Amerika'nın açıklayacağı yeni miktarsal genişleme (QE2) ve Avrupa'da alınacak aksiyonlarla birlikte, küresel likiditenin önemli oranda artış göstermesi ve etkilerinin kısa vadede sonlanmayacak olması ilk etapta gözlemlenecekler arasında. Yani yeni bir küresel ekonomik yapının ortaya çıkacağı açık.

Gelişmiş ekonomilerde halen tüketicilerin borçluluk düzeyinin çok yüksek olması, kısa vadede iç talebin canlanmasına yönelik sinyallerin zayıflığı ve bunun şirketlerin yatırım iştahını negatif yönde etkilemesi gibi faktörlerden dolayı, fazla likiditenin gelişmiş ekonomilerde kalmayacağı da çok açık.

Fazla likidite için en cazip liman, göreceli olarak faizlerin halen daha yüksek seyrettiği ve sahip oldukları yüksek büyüme potansiyelleri ile gelişmekte olan ekonomiler olacaktır.

Fakat gelişmekte olan ülkeler için iyi bir haber değil bu. Yerel paralarının değerlenmesine yol açacak bu sermaye girişi, ihracatta rekabet güçlerini azaltıcı bir faktör olacak. İthalatın ucuzlaması ile birlikte, yerli üretici pozisyon kaybedecek ve istihdam kapasitesi üzerinde negatif yönlü baskı ortaya çıkacak. Yüksek dış ticaret açığı için çok uygun bir ortam.

IMF'in yaptığı ve Türkiye dahil 32 ülkeyi kapsayan bir araştırmaya göre, 2002-2009 yılları arasında ortaya çıkan para arzının büyük kısmı hisse senedi piyasalarına yönelmiş. Yine böyle bir gelişmenin gözlemlenmesi çok büyük olasılık. Akabinde, hisse senetleri, gayrimenkul fiyatlarında aşırı artışlar, yani varlık fiyatlarında oluşan balonlar.

Örneğin FED'in para basması sonucu ortaya çıkan fazla likiditeden nasibini alan gelişmekte olan ekonomilerin para otoriteleri, ulusal paralarının aşırı değerlenmesini ve dış ticarette rekabet avantajlarını yitirmemek için kuvvetle muhtemel, döviz toplama yoluna gidecekler. Para arzının artması anlamına gelecek bu işlem, kısa vadede olmasa da enflasyonu artırıcı yönde etki edecek. Görünen o ki, Amerika kendi ekonomisini kurtarmaya çalışırken, kendi dışındakilere enflasyon ihraç ediyor.

Gelişmekte olan ekonomilerin, sıcak para olarak ifade edilen ve önümüzdeki günlerde etkisini yoğun bir şekilde hissettirecek küresel çaptaki sermaye hareketleri sürecini, zarar almadan ya da en azından minimum zararla atlatabilmeleri için, ekonomi politikalarını biran önce, detaylı bir şekilde gözden geçirmeleri kaçınılmaz görünüyor.