Sinyaller olumlu, spekülatörler seçici
AYKIRI FİNANS / Atılım MURAT
[email protected]
Yılbaşından beri türbülansın içinde olan gelişen piyasalar toparlanmaya çalışıyor. Rusya-Ukrayna kaynaklı jeopolitik riskin azalmasıyla; altın, yen, frank, dolar gibi güvenli limanlardan çıkış yaşanıyor. Küresel yatırımcılar, bazı ülkelerin piyasalarında yeni pozisyonlar açıyorlar.
Rusya-Ukrayna ilişkisi yeni bir safhaya girdi. Kırım meselesi kapandı. Ukrayna AB ile bir ortaklık anlaşması imzalayarak, Avrupa’nın etki alanına girdi. Ukrayna halkının yaşayacakları az çok bellidir. Kemer sıkma politikaları uygulanacak. Enflasyonda aşağı yönlü bir baskı oluşacak. Doğal gaz teşvikleri kesilecek. Ülke borç alarak temerrüde düşmekten kurtulacak. AB politikaları, Ukrayna’da etkisini giderek hissettirir. Diğer taraftan, Rusya’ya yönelik yaptırımların devamı konusunda AB’de bir fikir ayrılığı var. Avrupa’dan bir destek gelmeden, ABD riske girip tek başına daha ağır yaptırımlar açıklamayabilir. Bugüne kadar açıklanan sembolik yaptırımların belirgin bir ekonomik etkisi de olmayabilir. Portföy tercihleri tarafında bir etki görülebilir. Yatırımcılar Rus piyasalarına temkinli yaklaşabilirler. En büyük risk; AB’nin yörüngesine oturan Ukrayna’ya karşı, Rusya’nın askeri bir operasyon yapmasıdır. Bu, daha sert yaptırımların kapısını açabilir.
Geçen haftaki yazımın mürekkebi kurumadan, Çin yönetiminden bir açıklama geldi. Ekonominin düşünülenden daha hızlı yavaşladığı, bu nedenle altyapı projelerinin sübvanse edileceği açıklandı. Açıkçası, önemli bir ekonomik veri olan HSBC PMI rakamı(satın alma yöneticileri endeksi) 45-46’ya düşmedikçe, Çin yönetiminin yeni politikasından çark etmeyeceğini düşünüyordum. PMI rakamı 48’e düşünce dayanamadılar. Verimsiz altyapı projelerini yine destekleyeceklerini açıkladılar. Kredilerdeki büyüme hızının düşürülmesi konusunda yönetim oldukça kararlı görünüyordu. Çin uzun yıllardır uyguladığı modeli değiştirirken, ekonominin hızla çözülmesine izin vermeyeceğini gösterdi. Küresel yatırımcılar, Çin belirsizlikleri nedeniyle oldukça tedirgindi. En azından, Çin ekonomisine yönelik olarak önümüzdeki dönemde daha rahat tahmin yapılabilir.
Finansal varlık fiyatları için, Çin’den sonraki en büyük risk faktörü Fed politikasıdır. Azaltım mevzusu son dönemde biraz arka planda kalmıştı. Başkan Yellen, ilk basın toplantısında sürpriz açıklamalar yaptı. Azaltımın bu yıl içinde bitirileceğini, ilk faiz artırımının parasal genişleme programı bittikten altı ay sonra olabileceğini belirtti. Bu açıklamalar, Amerikan ekonomisinin gelecek yılın bu dönemine kadar iyi bir performans göstereceği varsayımına dayanıyor. İlginç olan, ABD tahvil piyasası ilk faiz artırımını zaten 2015’in ikinci çeyreğinde bekliyor. Yani aşağı yukarı Yellen’ın ifade ettiği döneme denk geliyor. Fed sıkı para politikasına geçiş sinyalini açık biçimde veriyor. Bundan sonra tartışılması gereken; tahvil-bono ve hisse senedi piyasalarının faiz artırımını nasıl fiyatlayacaklarıdır. Amerikan borsa endekslerinin 2013’teki muazzam performansları da göz önüne alınırsa, zaman içinde bu tarafta ciddi bir düzeltme hareketi görülebilir.
Gelişen piyasalar biraz nefes alabilir. Tabii içerideki seçim, sonrasındaki olası gelişmeler, seçici küresel yatırımcıları piyasalarımızdan bir süre daha uzak tutabilir.