”Teknoloji, bir araç değil, yönetim ve iş modelidir”
Emre Önder / ITS Genel Müdürü
"Teknoloji yatırımları; bir araç olmaktan çıkarak, işletmelerin geleceği için en önemli gösterge- koruma aracı haline, diğer bir değişle 'yönetim şekli ve iş modeli'ne dönüşmüştür. Teknolojik altyapısını tamamlayan işletmeler, kriz dönemlerinde veya global rekabette, daha planlı ve rahat hareket etmektedir. Bilgi teknolojilerinin sunduğu veriler ışığında işletmeler, anlık ve etkin şekilde yönetilmektedir. Aynı zamanda, ekonomik krizler ve rekabetin getirdiği piyasa sıkışıklığında, teknoloji yatırımı yapmış olmanın en önemli getirisi, işletme maliyetlerini azaltarak, firmanın; müşteri, ürün, insan kaynağı gibi tüm kurumsal kaynaklarını korumasıdır. Piyasa koşullarının daha da zorlaşacağı ileriki dönemlerde, bilişim araçları, işletmeler için karar verici mekanizmalar haline dönüşecektir.
İşletme yöneticileri, teknolojik yatırımların vermiş olduğu veriler ile işletmesini daha sağlıklı yönetebilecektir. Aslına bakılırsa, kriz dönemleri, işletmelerin kendilerini en iyi şekilde değerlendireceği dönemlerdir. Kriz döneminde firmalar, mevcut durumlarını korumak için gelecek planlarını belli bir süre erteleyerek, 'bekle-gör' dönemine girerler. Zira, planların, projelerin ve hedeflerin konuşulmadığı bu dönemler, aslında, işletmenin kendini dinleyeceği en iyi zamanlardır. Firma; tüm iş süreçlerini yeniden gözden geçirerek, müşteri, ciro, personel gibi işletme kayıpları minimuma indirebilir. Böylece, bir yandan verimlilik artarken, diğer yandan kayıplar azalıp maliyetler minimuma ineceği için işletmenin karı artacaktır. KOBİ'lerde; insan kaynaklarından üretime, tedarik zincirinden finansa kadar tüm iş süreçlerinin etkin yönetilmesi ve maliyetlerin minimuma indirilmesi için teknoloji yatırımlarının yapılması şarttır. Çünkü, teknolojik altyapı, en zor şartlarda bile işletmenin önünü görmesini sağlayarak, rahat yönetim imkanı sunmaktadır. Bugün, dünya ölçeğinde gelişmiş ülkelerdeki firmalara baktığımızda, yıllık toplam cirolarının minimum yüzde 3'ünü, IT altyapısına harcamaktadır. Telekomünikasyon, yazılım ve IT altyapısını tamamlamış şirketler, iş süreçlerini etkin yönetmenin yanı sıra, müşterilerine daha iyi hizmet götürmekte ve müşteri sadakatini sağlamaktadır. Mesala, ofis ileşitim çözümlerine yapılacak bir yatırımı değerlendirelim ve Alcatel-Lucent'in, Omnipcx Office ürün grubunu ele alalım. Bu ürün grubunun altında; akıllı santraller, data çözümleri, telekomünikasyon yazılımları gibi çözümler bulunmaktadır. Bu ürünler işletmelere, müşterileri ile hızlı haberleşme, iletişim maliyetlerinin kontrolü ve iletişim esnekliği sağlamaktadır. Bu santrallar, işletmelerde sadece haberleşme aracı değil, aynı zamanda bir iş uygulaması olarak kullanılmaktadır. Santrallar ile işletme içerisindeki yazılım (CRM, Call Center, ERP vs.) entegrasyonları sayesinde; artık santral uygulamaları, firmalarda önemli bir iş aracı haline gelmiştir. Gelişen internet altyapısı ile santralların içerisinde voip (voice over ip) uygulamaları devreye girerek, firmalar daha uygun maliyetlerde haberleşmeye başlamıştır. Günümüz dünyasında hızlı iletişim, işletmeler için en önemli kavramdır. İnternetin işletmelere getirdiği bir diğer önemli özellik ise, esnek iletişim yani 'mobility' kavramıdır. Artık, herkes cep telefonundan, iş numarasına gelen tüm telefonları cevaplayabilecektir. Ayrıca, sesli yanıt sistemleri ve call center uygulamaları ile şirketi arayan müşteriler, karşılarında bir muhatap bulabilecektir. Kısaca bu sistemler, KOBİ'lere geleceğin şirketi olarak yönetilme imkanı sunmanın yanı sıra, bu sistemlerden elde edilen veriler ile işletmelerde iyileştirme yapılmasını da sağlayacaktır. Sonuç olarak, teknoloji bir araç değil, 'yönetim ve iş modeli'ne dönüşmektedir"