”Terör pek çok olayın sonucu”

Devlet Bakanı Arınç, teröre yol açan belki 10 nedenin bulunduğunu, bunlar Türkiye'de demokrasi içinde çözümlenmezse terörün yaşamayı sürdüreceğini ifade etti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

ESKİŞEHİR - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, terörün sadece bir olayın sebebi olmadığını, pek çok olayın sonucu olduğunu belirterek, "Bu teröre yol açan sebepleri bulabilirseniz, o sebeplerle mücadele etmeniz ve onları yok etmeniz gerekir" dedi.

Eskişehir Girişimci Sanayiciler ve İşadamları Derneği'nin (EGSİAD) yeni binasını hizmete açan Bülent Arınç, daha sonra Anemon Otel'de verilen iftar yemeğine katıldı. Burada konuşan Arınç, Türkiye'de bugün demokratik açılımın çokça konuşulduğunu söyledi. Bunun özgürlüklerin genişlemesi, demokratikleşmenin daha da gündeme gelmesi olduğunu anlatan Arınç, şöyle konuştu:

"Bölgemizin büyük bir kısmında yatırım yapılamıyor. Yatırım yapmak isteyene mani olunuyor. Tehdit, korku ve baskılar var. Bir işadamı gittiği yerde güven ister. Güven olmayan bir yerde kim yatırım yapar? Yarın orası yıkılacaksa, yarın oraya bir suikast yapılacaksa, yarın orası çalışmaz hale getirilecekse bir insan ne kadar vatansever olursa olsun o bölgede yatırım yapamaz.

Ekonomik gerikalmışlık terörün gıdası haline geldi. Türkiye en az 25 yıldır, ama aslında 30 yıldır bir bölücü terörle mücadele ediyor. Apocular hareketi denen hareket 1979 yılında başladı. 1984'te Eruh'da yaptığı baskınla fiilen Türkiye'de terör olayları başlatmış oldular. 1984'ü kabul ederseniz 25 yıl geçti. 25 yılda en az 300 milyar dolar zararımız var. 30-40 bin civarında şehidimiz, ölümüz, yaralımız var. Böyle bir ülkede kalkınmayı topyekün hale getirebilmek, oranın Türkiye ile bütünleşmesini ve kucaklaşmasını sağlamak ne kadar önemli bir proje."

"Mesela sadece terör sorunu değil"

Arınç, konunun yalnızca terör sorunu olmadığını, birtakım siyasilerin bunu kolay yoldan çözmek için "Bu bir terör sorunudur" dediklerini dile getirerek, "(Onun elinde tüfek varsa senin elinde top olur, sen bunun hakkından gelirsin) diyorlar. Hastalığın neden meydana geldiğini teşhis etmek tedavisi için o kadar elzemdir. Teşhis çok önemlidir" dedi.

Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Terör de bir hastalık ve bir sonuçtur. Terör sadece bir olayın sebebi değildir. Terör pek çok olayın sonucudur. Bu teröre yol açan sebepleri bulabilirseniz o sebeplerle mücadele etmeniz ve onları yok etmeniz gerekir. Sivrisinekler sizi rahatsız ediyorsa elinize küçük peçete alıp da pat küt birkaçını öldürmek çare değildir. Çünkü sizin birkaç tane öldürdüğünüz yerin yakınında eğer bir bataklık varsa, her saat birkaç yüz tane ürüyor demektir.

En akıllıca yapılacak iş oradaki bataklığı kurutabilmektir. Hele hele 'kahrolsun sinekler' demekle sivrisineklerle mücadele hiç mümkün değil. Eskiden Zeki Müren için derlermiş. 'Kahrol düşmanım' dermiş. 'Kahrol düşmanım' demekle terörle mücadele mümkün değil. Bataklığı kurutmanız lazım. Bataklığı kurutmak için de tedbirler alacaksınız."

Teröre yol açan belki 10 nedenin bulunduğunu, bunlar Türkiye'de demokrasi içinde çözümlenmezse terörün yaşamayı sürdüreceğini ifade eden Arınç, şunları kaydetti:

"Çünkü dünyanın her yerinde böyledir bu iş. İrlanda, İspanya, İngiltere bununla karşılaştı. Sadece (terörist var, dağa çıkmış elinde silah mücadele ediyor) der arkasını aramazsanız sebepler noktasında bir çalışma yapmazsanız, o zaman o dağa çıkmalar devam edecektir. Eline silah alan gözü dönmüş insanlar da hem ülkesinde ne var ne yok yıkacak hem de önüne gelenin hayatına son verecektir. O sebepler, ekonomik gerikalmışlık, eğitimsizlik, kendilerini başka kimlikle tanımlamak isteyenlere bu fırsatın verilmemesi, kültürel hakların verilmemesi, kabul edilmemek, oradaki feodal düzen veya haksızlık, zulümler, devlet görevlilerinin çok aşırı sert davranmaları olabilir. Beni daha açık konuşturmayın. Bunların siz de biliyorsunuz. 10 sebep sayarsınız sonuç dağa çıkmaktır ve eşkıya olmaktır.

Siz bunlarla mücadele edip dağa çıkmayı engelleyebilirseniz, hele hele dağdan inişleri kolaylaştırır, halkın içinde özgürce yaşama imkanını bu aldatılmış insanlara verebilirseniz, böyle bir imkan bulunabilirse Türkiye'de huzuru sağlamak ve herkesin bin yıldan beri olduğu gibi birbirini kucaklaması mümkün olabilir. Bunlar akılla olacak işlerdir."

"Demokratik açılım farklı kökeni kucaklamaktan geçiyor"

Arınç, buradaki konuşmasında, Türkiye'de topyekun bir çalışma yaparak barışı, huzuru ve özgürlüğü yeniden tesis edebileceklerini ve buna ihtiyaç olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Teröre harcanan 300 milyar doların sadece 4,5 katrilyonuyla Türkiye'de suyu ve yolu olmayan köy bırakmadık. Teröre verilen paranın binde biriyle neler yapabiliriz kimbilir? Bugün tekstilde ön açmak için Eskişehir'deki fabrikasını Bingöl'e taşıyana (şu kadar destek vereceğiz) dedik. Bunlar o bölgeyi kalkındırmak için çok güzel şeyler, ama sen gel işadamına sor bakalım. Bingöl'e, Siirt'e, Şırnak'a nasıl gidecek? (Vatanseverim gitmek istiyorum, ama gittiğim zaman netice alabilecek miyim) diyebilir. O huzur ve güven ortamını Türkiye'de tesis etmemiz lazım. Bunu hepimiz istiyoruz. Bunun bir an önce gerçekleşmesini istiyoruz. O yüzden demokratik açılım programı veya süreci veya projesi, öncelikle ülkemizde yaşayan kökeni, dini, mezhebi farklı, kendini farklı tanımlayan, ama yüzyıllarca bu ülkede kardeşçe yaşamış olanları kucaklamaktan, onlara kültürel haklarını sonuna kadar tanımaktan geçiyor. Bu televizyon, gazete ve radyoyla, bu anadilini veya yaşayan dillerini tekrar öğrenmekle olan bir konu."