Ticari defter tutma yükümlülüğüne ilişkin cezalar
Soner ALTAŞ / Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Başmüfettişi
6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 64’üncü maddesinde “Her tacir, ticarî defterleri tutmak ve defterlerinde, ticarî işlemleriyle malvarlığı durumunu, Türkiye Muhasebe Standartları‘na ve 88’inci madde hükümleri başta olmak üzere bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.” denilmektedir.
Bu itibarla, gerçek ve tüzel kişi her tacir, gerek ticarî defterlerini tutarken, gerek münferit ve konsolide finansal tablolarını düzenlerken, Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu tarafından yayımlanan Türkiye Muhasebe Standartları‘na, kavramsal çerçevede yer alan muhasebe ilkelerine ve bunların ayrılmaz parçası olan yorumlara aynen uymak zorundadır. Bu yükümlülüklere uyulmaması durumunda, ilgililere, iki yüz günden az olmamak üzere adlî para cezası verilir.
Ancak, yeni TTK’da halihazırda yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 66’ncı maddesindeki gibi tacirler tarafından tutulması zorunlu olan defterler gerçek ve tüzel kişi bazında bir ayrıma tabi tutulup ayrı ayrı belirtilmemekte, sadece 64’üncü maddesinin beşinci fıkrasında “yevmiye, defteri kebir ve envanter defteri dışında tutulacak defterler Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu tarafından bir tebliğ ile belirlenir” denilmekte, aynı maddenin dördüncü bendinde ise “pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere defteri gibi işletmenin muhasebesiyle ilgili olmayan defterlerin de ticarî defter” olduğu vurgulanarak, bu defterlerin ticari defter olup olmadıkları yönündeki tartışmalar açıklığa kavuşturulmaktadır. Dolayısıyla, YTTK’daki düzenlemeden, “yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri, pay defteri, yönetim kurulu karar defteri, genel kurul toplantı ve müzakere defteri” tutulmamasının cezaî sorumluluk doğuracağı net bir şekilde anlaşılmaktadır.
Buna karşılık, yeni TTK’da, Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu (TMSK)’na, sayılan bu defterler haricinde birtakım defterlerin tutulmasını da zorunlu hale getirip tebliğ ile belirleme yetkisi verilmektedir. Bu durumda, TMSK tebliğleri ile belirlenen defterlerin tutulmamasının da adlî para cezasını gerektireceği ileri sürülebilecektir. Kanunda ismi açıkça zikredilmeyen ancak TMSK tebliğleri ile zorunlu kılınacak olan ticari defterlerden dolayı cezai sorumluluğa gidilmesinin ise tartışmalara sebebiyet verebileceği düşünülmektedir.