TİSK: Veriler krizden çıkmak için güç toplanamadığını gösteriyor
TİSK ekonomi bülteninde, "sanayi sektörüne verilerin, sektörün krizden çıkmak için 'henüz yeterince güç toplayamadığını' gösterdiği belirtildi
ANKARA - Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonunun (TİSK) aylık ekonomi bülteninde, "sanayi sektörüne ait üretim, kapasite kullanımı, ciro ve sipariş verilerinin, sektörün krizden çıkmak için 'henüz yeterince güç toplayamadığını' gösterdiği" belirtildi.
TİSK, Ocak ayına ilişkin Aylık Ekonomi Raporunu yayımladı. Raporda, ülke ekonomisinin 2010 yılına "yeniden büyüme umutlarıyla başladığı" ifade edilerek, büyümenin sektörel yapısı ve finansman yönteminin gelecek dönemlere ilişkin ekonomideki yapılanmaya ışık tutacağı kaydedildi.
Sanayi sektörüne ilişkin son verilerin değerlendirildiği raporda, "Sanayi sektörüne ait üretim, kapasite kullanımı, ciro ve sipariş verileri, takvim ve mevsim etkilerinden arındırıltıktan sonra dahi, sektörün krizden çıkmak için henüz yeterince güç toplayamadığını göstermektedir. Buna rağmen sektörün maliyetlerini artıran vergi ve fiyat düzenlemeleri, varolan güçlüklerin daha da artmasından başka bir sonuç doğurmayacaktır" ifadesine yer verildi.
2009 Aralık ayında kurulan ve kapanan şirket verilerine bakıldığında da, yine Aralık ayında olumlu gelişme gözlendiği, ancak 2009'da kurulan ticaret unvanlı işyeri sayısının önceki yıla göre yüzde 5,1, kapanan işyeri sayısının da baz etkisiyle yüzde 13,2 azaldığı kaydedildi. Kurulan şirket ve kooperatif sayısının ise 2009'da yüzde 9,2 düştüğü, kapanlarının sayısının da yüzde 8,5 arttığı belirtilerek, "Bu veriler ışığında, Aralık ayındaki olumlu gelişmeye karşın 2009'un Türkiye'deki girişimcilerin ekonomiden çekilme yılı olduğu anlaşılmaktadır" denildi.
"İthalat artışı, ilk çeyrek büyümesi açısından olumlu"
Raporda, ithalattaki artışın dış ticaret açığı açısından olumsuz değerlendirilmesine karşın, büyüme ile arasında önemli bir bağ bulunduğuna dikkati çekilerek, "İthalattaki artış, 2010 yılının ilk çeyreğindeki büyüme açısından olumlu bir gösterge olarak görülebilir" denildi.
Raporda, ödemeler bilançosu finans hesabında, doğrudan yatırımlardaki düşüşe rağmen göreli dengelenme gözlendiğini, bunun da portföy yatırımlarındakı net girişten kaynaklandığı kaydedildi. Raporda şu değerlendirmelere yer verildi:
"Portföy yatırımlarındaki bu girişin temelinde ise faiz oranlarının yurt dışına göre hala yüksek olması ve bankacılık sektöründeki yüksek karlılığın cazibesine kapılıp Türkiye'ye gelen ve hisse senedi alamı yapan kısa vadeli ve daha çok spekülatif sermaye girişi yatmaktadır. Nitekim bu girişler sayesinde ülkemiz borsası, Arjantin'den sonra en yüksek getiri sağlayan borsa olmuştur. Dünyada özellikle Çin kaynaklı borsa balonları tartışılırken, Türkiye'deki İMKB'deki bu yükselişe yönelik aşırı iyimser açıklamaları, iktisadi gerçeklerle bağdaştırmak zordur."
"Maliye politikası açısından 2010 da zor geçecek"
Raporda, iş gücü piyasasındaki gelişmeler ele alınırken de "işsizlikteki artış seyrinin mevsimsel etkilerle geçmişe göre zayıflamakla beraber devam ettiği" vurgulandı.
İşsizlik sorununun çözümü için Türkiye'nin "hızlı büyümesi" gerektiği kaydedilen raporda, "Krize talep yönlü çözüm yöntemleriyle çare aramak gerekir. Bugüne kadar bu yöndeki çözüm paketleri yeterince güçlü ve sürekli olmamıştır. İşsizliğin azalması ve sanayinin toparlanması için talep yönlü politikalar gündeme alınmalı, kamu altyapı yatırımları artırılmalı" denildi.
Raporda ayrıca maliye politikası açısından 2009 gerçekleşmelerinin, 2010'nun da zor geçeceğinin göstergesi olduğu ifade edilerek, 2009 bütçesinin 52,2 milyar liralık açıkla kapandığı, bunun kriz nedeniyle vergi gelirlerindeki düşüş kadar, gider yapısındaki sorunlardan da kaynaklandığı kaydedildi ve bunların iyi analiz edilmesi gerektiği belirtildi.