Trabzon'un 'başkanları'
TRABZON'DAN / Yusuf BALTACI
Bir grubun, derneğin, oda veya kurumun en tepesinde bulunan, genellikle seçimle bu göreve gelen bazen de atanan kişilere 'başkan' diyoruz.
Burada sözünü etmek istediğim atanan başkanlar değil, seçilen başkanlardır. Atanan başkanların görev alanları ve yetkileri belli bir çerçeve içindedir. Onlar, atanırlar ve dilendiği zaman da görevlerinden alınır, sürgüne bile gönderilebilirler. Atamalar dışındaki tüm başkanlar, parti başkanları dahil, halk tarafından ya da o kurum veya kuruluşun kayıtlı üyeleri tarafından seçilir. Yani seçimle iş başına, en baştaki işe, başkanlığa gelirler.
Tüm illerimizde olduğu gibi Trabzon'da da başkanlıklarımız var. Bizim farkımız başka bir ildeki başkan sayısını üç ile çarparak, Trabzon'daki başkan sayısını bulmaktır. İşadamları veya ticaret ile uğraşan sivil toplum kuruluşlarından yola çıkacak olursak; HEP diye bir dernek olduğunu farz edelim. Ankara'da, Ankara HEP İşadamları Derneği bir adet iken Trabzon da üç tanedir. Bunlar;
Trabzon HEP İşadamları Derneği,
Karadeniz HEP İşadamları Derneği ve
üçüncüsü de Doğu Karadeniz HEP İşadamları Derneği'dir ve hepsinin ayrı ayrı başkanı vardır.
Sivil toplum kuruluşlarının fazla olmasından yana bir derdimiz yok. Çok daha fazla odamız, derneğimiz olsun. Her sivil toplum kuruluşunun kendi alanında en azından kendi bölgesi ile ilgili sorunlara ve olaylara karşı duyarlı, çözüm getirici ve özellikle toplumu yönlendirici görevleri olması gerekir. Halkın sağlığını, geleceğini doğrudan etkileyen konularda da elinden gelenin fazlasını bile yapmalı, en azından bu gayret içinde olmalı.
Kent merkezinde insanların en yoğun olduğu uzun sokak, Maraş Caddesi, Gazipaşa Caddesi gibi yerlerde, yazın şu günlerinde yürürken adım başı başınıza yağan klima sularından tutun da, otellerine, lokantalarına kadar ele alınacak, çözüm bekleyen onlarca sorunu var bu kentin.
Hastanelerindeki acil serviste sıra numarası ile sırasını bekleyen, yoğun bakımlarda yer bulamayan hastaların; Çernobil'in ektiği kanser tohumlarının nice canları aldığı, perişan ettiği insanların yaşamaya çalıştığı bir kent burası.
Hiçbir standarda uymayan binlerce dolmuşun, ulaşım hatlarında kuralsız ve de sorumsuz taşıdıkları insanların kafalarının yarıldığı, parmaklarının koptuğu mezar dolmuşların hâkim olduğu bu kentin
insanları...
Sizlerden bu sorunlarına çözüm bulmanızı bekliyor.
Hangi birine çözüm buldunuz? Hangi birini ülkenin gündemine taşıdınız?
Trabzon'da yaşayan, Trabzonluluğu ile övünen insanımıza Trabzonspor aşkından başka ne verdiniz?
Yaşadığınız bu kentin futbolundan başka neyine sahip çıktınız?
Son olaylar öyle gösteriyor ki Trabzonspor 'a da taraftarının arzuladığı gibi pek sahip çıkılamadı, ya da
seçim öncesi bazı siyasi hesaplar yapıldı.
Trabzon'da hani deyim yerinde ise "En Büyük Başkan, Bizim Başkan" sözüne layık olan bir başkanımız var. Bana göre sözü herkesten çok geçen, kılıcı kesen başkan, Şener Başkandır.
Çünkü bir sözü, bir demeci çok anlam ifade eder. Sözüne itibar eden milyonlarca taraftarı, seveni vardır.
O zaman haydi başkan, biraz da futbolun dışına çık,
Trabzonspor'a da sahip çık, kentin diğer sorunlarına da
Çünkü sen Başkansın, hem de en büyük Başkan.