TÜMSİAD'dan KOBİ finansmanı için rapor

Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği Genel Başkanı Dr. Hasan Sert, KOBİ'lerin finansman sıkıntısı konusunda çok önemli bir çalışma başlattıklarını ve hazırlayacakları raporu, hükümetle de paylaşacaklarını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Volkan ÖZSOY

Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD), KOBİ'lerin finansman sorununa el attı. Derneğin Genel Başkanı Dr. Hasan Sert, KOBİ'lerin en büyük sorunu olan finansman konusunda çok ciddi bir çalışma başlattıkları bilgisini vererek, “Çalışmamızın sonunda hazırlayacağımız raporu, hükümetimiz ile paylaşmayı amaçlıyoruz” dedi.

TÜMSİAD Genel Başkanı Sert, İş DÜNYA'sı Turu'nun bu haftaki konuğu oldu. 
Bünyesinde ağırlıklı olarak KOBİ'leri barındıran derneğin Başkanı Dr. Hasan Sert, küçük ve orta boy işletmelerin birçok sorunu bulunduğunu dile getirdi.
Bunların başında, kurumsallaşamamadan yetersiz öz kaynağa, kredi alımlarında yaşanan olumsuzluklardan vergi ödemelerine, uzman yönetici sıkıntısından üretim teknolojilerindeki yetersizlik gibi konuların geldiğini söyleyen Sert, “Aslında bu sorunlar, sadece TÜMSİAD üyelerine özgü değil. Dünyada genel olarak KOBİ'lerin ciddi problemleri ve şikâyetleri var” diye konuştu. 
Dernek olarak, finansman konularında yaşanan olumsuzlukları tespite yönelik, üyeleri üzerinde önemli bir çalışma başlattıklarını kaydeden Sert, “Çalışmamızın sonunda hazırlayacağımız raporu, hükümetimiz ile de paylaşmayı amaçlıyoruz. Bütün problemlerin temeline göz atarsanız, aslında finansmana erişim ve kaynakların doğru kullanımı konusundaki sıkıntı bugün KOBİ'lerin sorunlarının başında gelmekte ve diğer bütün problemlerin de kaynağı durumunda” ifadelerini kullandı. 

İyi ki böyle bir hamle yapmışız
TÜMSİAD'ın temelleri, 2005 yılında işadamları ile bir araya gelerek atıldı. Biz işadamlarını daha çok ilgilendiren ekonomik büyüme ve gelişme, işadamlarımızın örgütlenerek bir araya gelmesi ile daha kontrollü ve hızlı gerçekleşecekti. Bu minvalde bireysel çaba ve ticari faaliyetlerin bir araya getirilerek daha güçlü ve ses getirici olduğuna, birlikten sinerji doğacağına ve bu sinerjinin ülkemiz gelişimine daha fazla katkı sağlayacağına inandığımız için, bu derneği kurduk. Bugün iyi ki de böyle bir hamle yapmışız diyorum.
. Bakınız ülkeler artık ekonomik güçleri ile konuşuluyorlar. Askeri güç neredeyse ikinci plana atıldı. Ekonomisi güçlü olan, istikrarlı bir şekilde büyüyen ülkeler parmakla gösteriliyor ve itibarı da ona göre oluyor. Bugün ülkemiz gerçekleştirdiği yüksek büyüme rakamları ile göz dolduruyor. Hızla hayata geçirdiği reformlar ve kontrollü büyüme ülkemiz açısından çok olumlu sonuçlar doğuruyor. Bütün kredi derecelendirme Kuruluşları, her türlü bahaneye rağmen ülkemizin notlarını artırdı. Bunların doğal sonucu olarak ülkemize gelen yatırımlarda hızlı bir artış gözlüyoruz. Öte taraftan ihracatta Cumhuriyet rekorları kırıldı. Bütün bunlar nasıl oldu diye sorduğumuzda cevap çok net. Hükümetimizin destekleri ile işadamlarımız sayesinde. Bu işi başaran işadamlarımızın örgütlü olması kendilerini hedefe çok daha hızlı taşıyacak kanısındayız. Bugün yerelde ve ulusalda hizmet eden 300'ü aşkın işadamı derneği bu görüşleri paylaşıyor diye düşünüyorum.


Bu işi yapıyorsanız uyku uyuyamazsınız
Aslında akademisyen kökenli bir insanım. Üniversitelerde yıllarca ders verdim. Ama hiçbir zaman tekdüze bir hayatı tercih etmedim. Ders verdiğim yıllarda hep ticaretin içinde oldum. Mağazalarımız vardı. Şu anda yine 7 şirkette ortaklıklarım var. TÜMSİAD çalışmalarımızdan özel işlerime fırsat kalmıyor. Böyle bir görevi kabul ediyorsanız özel hayatınızı bir kenara koymanız gerekli. Bugün 12 bin üyeli bir teşkilatın temsilcisi konumundasınız ve üye alırken belli vaatler doğrultusunda, bazı hizmetler sağlamayı taahhüt ederek almışsınız. Devlet ve hükümet de sizden bazı konularda beklenti içerisinde. Bu şartlar altında özel işlerinizle ilgilenme, hatta uyku uyuma şansınız olamaz. 
     
En fazla etkinlik yapan STK seçildik
Biz, problemlerin çözümüne yönelik çok çeşitli hizmetler sunuyoruz. “AB KOBİ Haftası Etkinlikleri” çerçevesinde 2010, 2011 ve 2012 yıllarında en çok etkinlik gerçekleştiren STK seçildik. Neydi bu etkinlikler? Bütün şubelerimizde sürekli olarak üyelerimize yaklaşık 100'e yakın konuda eğitim programları düzenliyoruz. KOSGEB, Kalkınma Ajansları veya AB, KOBİ'lerin iş geliştirmeleri konusunda hibe amaçlı ciddi bütçeler ayırmış durumda. Üyelerimizin bu kaynaklara ulaşımına yardımcı oluyoruz. KOSGEB ile ortak “Girişimcilik Sertifika Programları” düzenliyoruz. Bu programların sonunda hak sahipleri sertifika alarak alanlarında daha bilgili ve etkin hale geliyorlar. Biliyorsunuz ihracatımız son dönemde rekor üstüne rekor kırıyor. Bu bizim gibi işadamı derneklerinin üyelerine yönelik yaptığı yurtdışı seyahatleri neticesinde gerçekleşen bir sonuç. Daha önce sadece bulunduğu bölgede ticaret yapan KOBİ'ler şu an ihracat yapan birer işletme haline geldiler. 


Amacı provokasyon olan sesini duyuramaz
“Türkiye'de STK'lar seslerini çok fazla duyuramıyor” görüşüne katılmıyorum. Sayısı tam net olmamakla birlikte yerel ve ulusal bazda 300'ün üzerinde işadamı derneği mevcut. Bunların içinde ilçe işadamları dernekleri de var, TÜMSİAD gibi ulusal hatta dünyaya teşkilatlarını yaymış derneklerde… Seslerini, ne amaçla ve nereye duyurmak istediklerine bağlı olarak duyurabildiklerine inanıyorum. Örneğin, biz 12 bin üyemizle, Türkiye'de birkaç işadamı derneğinden bir tanesiyiz. Bugün devletimizin birçok kurumu ve bakanlıklarımızla ortak çalışmalar yapmaktayız. Bu açıdan baktığınız zaman TÜMSİAD ve onun gibi büyük işadamı dernekleri için hükümete veya ilgili yerlere sesini duyurmak çok da zor olmayacaktır. Siyasal, ekonomik, kültürel veya sosyal her alanda yaptığımız eleştiri veya takdir dikkate alınmakta. Eleştirilerinizi nasıl yaptığınız çok önemli. Eğer provoke amaçlı ve iyi niyet taşımayan bir yaklaşımınız varsa sesinizi kimseye duyuramazsınız. Bu durum üye sayısı 100'ü aşmayan ilçe işadamı dernekleri içinde geçerli diye düşünüyorum. Seviyeli ve ciddi bir yaklaşımla bugün bu derneklerimiz seslerini rahatlıkla duyurmak istedikleri yere duyurabilirler. 


Yapılan güzel işlere arkamızı dönmeyelim
STK'ların işleyişleri ile ilgili sorunların başında, finansman sorunu, kurumsallaşamama geliyor. Toplumda STK'ların işlevinin anlaşılamaması, bu derneklerin üyelik ve gönüllülük anlamında insan kaynağı sıkıntısı çekmesine yol açabiliyor. Ayrıca, diğer STK'lar ve kurumlarla iletişim ve işbirliği eksiklikleri de STK'ların işleyişinde önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Aslında bu ve bunun gibi daha birçok sorun sayılabilir. Bu noktada önemli olan, bizler problemleri çözmede ne kadar istekliyiz. Problem konuşmaya mı odaklıyız, yoksa, çözüm üretmeye mi? “STKcılık” Türkiye'de yeni bir durum. Bugün Amerika'da söz gelimi “Güvercinleri Sevenler Derneği” gibi örgütlerin üyeleri bir milyona ulaşabiliyor. Öyle bir lobi çalışmalarına girmişler ki devlet başkanıyla bile bir araya gelebiliyorlar. Bu tip örgütlerin yapıları iyi incelenmeli. Güzel çalışmalara “Batı menşeli” diye düşünüp arkamızı dönmemeliyiz. Ben inanıyorum, STK'ların Türkiye'de toplum yapısı içerisindeki yeri daha fazla önem kazanacak ve yaşanan her bir problemin çözümü diğerlerine örnek teşkil edecek. 

2015'de bırakıyorum aday olmayacağım
TÜMSİAD tüzüğünde bulunan 3 dönem sınırı gereği, başkanlığa aday olamıyorum. 2009'da aldığım görevimi, 2015 yılında Genel Kurul ile başka bir arkadaşımıza devredeceğim. Bu durumunda böyle olması gerektiği kanısındayım. Alttan yetişen nesillerimiz için yer açmak, yeni gelenlere hak tanımak gerekir. Eminim yeni gelecek olan kardeşimiz benden çok daha başarılı olacaktır. Görevi bıraktıktan sonra tekrar kendi işlerime yoğunlaşacağım. Bugün Başkanı olarak ortaya koyduğumuz azmi ve çalışmayı o zaman şirketlerimin başında devam ettireceğim. Kısacası hizmet hızımızda bir düşme meydana gelmeyecek sadece farklı bir kulvarda devam edeceğim

Çözüm süreci, cari açık ve işsizliğe katkı verecek
Yapısal nitelikteki işsizlik ve cari açık, Türkiye'nin başlıca sorunları. Son yıllarda sağlanan büyüme sürecinin işsizliği azaltma yönündeki etkisi maalesef zayıf kaldı. Önemli boyutlara ulaşan cari açığın ekonomi üzerindeki baskıcı etkisi de orta vadede azalacağa benzemiyor. Bu iki problemin çözümleri ile ilgili daha önce defalarca açıklamalarda bulunduk. Fakat hükümetimizin bu konudaki çalışmaları devam ediyor. Özellikle çözüm süreci bu anlamda çok önemli. Çünkü Güneydoğu Anadolu Bölgesi oldukça bakir bir bölge ve teşvik oranları çok yüksek. Yatırımlarım bu bölge yoğunlaşacağı ve bölgenin önemli bir üretim merkezi olacağı kanısındayım. Eğer planlar istenildiği ölçüde devam ederse hem cari açığa hem de istihdama olumlu katkı sağlayacak.  

Zorunlu aidatlar makul seviyelere çekilebilir
Son zamanlarda yeniden gündeme gelen,  “STK'lar mı, Odalar mı?” tartışmaları, çok mantıklı görünmüyor açıkçası. Ayrıca sağladıkları hizmetler açısından da oldukça farklılaşırlar. “Zorunlu üyeliğin kaldırılması” konusuna çok sıcak bakmıyorum. Fakat bu konuda aidatların makul rakamlara çekilmesi söz konusu olabilir. Çünkü her meslek grubundan kişi veya kuruluş bu odalar sayesinde kayıt altına alınıyor. 

Kocaeli'den 200 yeni katılım oldu
Bugün itibari ile 12 bine yakın işletme üyemiz var. Türkiye'de 56, Avrupa'da ise, 7 şubemiz var. Bu şubelerimize her gün eklenen üye şirketler var. Üyelikten ayrılanlarda olabiliyor gayet tabii ki. Mesela geçtiğimiz günlerde TÜMSİAD Kocaeli Şubesi, 200 işletmeyi bünyesine kattı. Düzenlediğimiz akşam yemeği ile bu şirketlerimizin sahiplerine rozetlerini taktık.
TÜMSİAD, KOBİ'lerin temsilcisi konumunda bir işadamı derneğidir. Üyelerinin birçoğu KOBİ'lerden oluşmaktadır. 10 kişiden, 210 kişiye kadar istihdam yaratan işletmelerimiz olduğu gibi, büyük ölçekliler de var. Üye sayısını dikkate aldığımızda istihdam edilen kişi sayısı yüz binlerle ifade edilebilir. Önümüzdeki günlerde üyelerimiz üzerinde gerçekleştireceğimiz kapsamlı bir anket var. Bu anketin sonucunda bu rakam daha net bir şekilde ortaya çıkacak. 


İŞ DÜNYASI ALBÜMÜNDEN

İTO, ODABANK'ı neden kuramadı?

İstanbul Ticaret Odası (İTO), 1981 yılında aldığı kararla, bünyesinde bir banka kurmak için hazırlıklara başlar. Küçük işletmelerin ve ihracatçıların uygun şartlarda kredi ihtiyacını karşılamak üzere, 'rasyonellik prensibi' ile taslağı hazırlanan ve ismi, 'ODABANK' olarak belirlenen bankanın kurucuları arasında, İTO, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, İstanbul Sanayi Odası, İstanbul Ticaret Borsası, Ankara Ticaret Odası ve Ankara Sanayi Odası bulunmaktadır.  
İTO, aynı yılın Haziran ayında çalışmalarını tamamlayarak, Maliye Bakanlığı'na resmi başvurusunu yapar. Ancak söz konusu başvuruya, aradan geçen günler içinde yanıt verilmez. Oda yönetimi de gelişmeler karşısında daha fazla ısrarcı olmayarak, kamuoyuna bir gerekçe açıklamadan, bu teşebbüsünden vazgeçer.