TÜSİAD'ın yeni başkanı Ümit Boyner

Arzuhan Doğan Yalçındağ'dan bayrağı tek aday olan Ümit Boyner aldı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - TÜSİAD'ın yeni başkanı ve yönetim kurulu belli oldu. Tek aday olan Ümit Boyner, ikisi gerçersiz olan 200 oyun 198'ini alarak TÜSİAD'ın yeni Yönetim Kurulu Başkanı seçildi.

TÜSİAD'ın yeni seçilen Yönetim Kurulu üyeleri, 21 Ocak 2010 tarihinde gerçekleşen 40. Genel Kurul sonrasında bir toplantı düzenledi.

Toplantıda, 2007-2009 yılları arasında TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdüren Arzuhan Doğan Yalçındağ'a derneğe sunduğu katkılar ve özverili çalışmaları nedeniyle teşekkür edildi.

Genel Kurul'da seçilen yeni Yönetim Kurulu kendi arasında yapmış olduğu ilk Yönetim Kurulu Toplantısı'nda, Yönetim Kurulu Başkanlığı'na Ümit Boyner'i, Başkan Yardımcılıkları görevine ise Haluk Dinçer ve Tayfun Bayazıt'ı getirdi.

Bütçe onaylandı

Bu arada TÜSİAD'ın 2009 yılı gelirlerinin 11 milyon 173 bin lira, giderlerinin ise 10 milyon 5 bin lira olarak gerçekleştiği açıklandı. Verilen bilgiye göre 2009 yılında toplam bütçenin yüzde 11'i kadar gelir fazlası verildiği bildirildi. 2010 yılında ise 11 milyon 79 bin lira gelir, 10 milyon 879 bin lira da gider ve 2010 yılı için 200 bin lira gelir fazlası öngörüldüğü bildirildi.

Aidatlara da uzun yıllardan sonra herhangi bir artış öngörülmediği ve yine aidatın 19 bin 500 lira olacağı ifade edildi.

Üyelerin onayına sunulan 2009 yılı bütçesi ve harcamaları ile 2010 yılı bütçesi oy birliği ile onaylandı.

TÜSİAD'ın Yeni Yönetim Kurulu için tıklayın...

TÜSİAD yeni programı şubatta sunulacak

TÜSİAD yeni Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, TÜSİAD'ın 40. genel kurul toplantısında gerçekleştirilen seçimlerin ardından, toplantının kapanışında yaptığı konuşmada, yeni dönemdeki çalışma prensiplerine ilişkin bilgi verdi.

2010-2011 döneminde hangi konuların öncelikli olarak ele alınacağı anlayışını kurumsallaştırmayı tasarladıklarını belirten Boyner, şubat ayında sunacakları program ile üyelerin rahatlıkla katkı sağlayabileceği, izleyerek değerlendirebileceği; saydam, somut ve hesap verebilen bir yapıdan bahsettiklerini kaydetti.

Tüm hükümet, bürokrasi ve uluslararası etkileşimlerini programdaki tematik öncelendirme çerçevesinde gerçekleştireceklerini söyleyen Boyner, bir önceki dönemde başlatılmış olan üye etkileşim programlarını çeşitlendirerek ve derinleştirerek üyelerin yönetim ve karar süreçlerine kapsamlı katılımını sağlamayı amaçladıklarını ifade etti.

Boyner, yeni dönemde programlarını biraz daha mesele odaklı ve ölçülebilir kriterlerle ilişkili bir yapıya taşımayı amaçladıklarını dile getirdi.

Ümit Boyner, geçtiğimiz 10 yılda Türkiye'nin hala sürmekte olan bir değişimden geçtiğini ve ülkedeki iktidar yapısının hızla farklılaştığını belirterek, 2001 krizi ardından gelen süreçte hem ekonomide hem siyasette bu yıllarda TÜSİAD'ın savunmuş olduğu gündemin maddelerinin bir çoğunun hayata geçtiğini, yanlışları gördüklerinde de bunlara dikkati çektiklerini anlattı.

"Kayıt dışıyla etkili ve samimi mücadeleye önem verilecek"

Küresel kriz sonrası dönemde rekabet yarışının tüm dünyada zorlu olacağına işaret eden Boyner, bu noktada enerji, iletişim gibi altyapı sektörlerinin kamu gelir kaynağı olarak algılanmaması, kayıt dışıyla etkili ve samimi mücadele ve inovasyon kapasitesini geliştirme konularına önem vereceklerini bildirdi.

Boyner, işsizliğin azaltılmasına yönelik bir sanayi ve hizmetler stratejisi üzerinde çalışmanın önem taşıdığına ve dünyada küresel krize neden olan regülasyon zafiyetinin devam ettiğine dikkati çekerek, "G20 üyesi bir ülkenin kendi ekonomik geleceğini nasıl kuracağına dair derli toplu bir stratejisinin olmaması, bu konuda verimli bir tartışma ortamının yaratılmaması bizce kabul edilebilir bir durum değil" dedi.

Temel yatırım kararlarını alanların, üretim ve istihdam yaratanın girişimciler olduğunu, diğer bir deyişle büyüme ve ekonomik faaliyetin, Türkiye'nin dört bir yanındaki tüm girişimcilerin oluşturduğu bir süreç olduğunu söyleyen Boyner, "Bir iş dünyası örgütünün devletten talebi ancak işbirliğidir" şeklinde konuştu.

"AB üyeliği hayali ve dalga geçilir bir söyleme indirgendi"

Bugün dünyanın 17. büyük ekonomisi olan Türkiye'nin AB'ye giriş sürecinde çok anlamlı bir ekonomik engel görülmediğini ifade eden Boyner, AB üyelik sürecine ilişkin şu görüşleri dile getirdi:

"2007 yılında hükümet, bizim de TÜSİAD olarak benimsediğimiz 2014 tam üyelik hedefini dillendirdi. Bugün bu tarihten pek bahseden kalmadı. Oysa AB projesi, Türkiye'nin neredeyse 1,5 asırlık tercihi olan bir değerler bütünü ve yaklaşımın tezahürüdür.

AB mevzuatına teknik uyum bir-iki yıllık bir çalışmayla sonuçlandırılabilecekken, AB, üyeliğinin ve 2014 hedefinin neredeyse hayali ve dalga geçilir bir söyleme indirgenmesini kabul etmiyoruz."

Boyner, şimdiye kadar sivilleşme yolunda hayli yol katedildiğini, kuvvetler ayrılığı, şeffaflaşma, kişisel hak ve özgürlüklerin geliştirilmesine odaklanılması gerektiğini, bunların hepsinin AB üyelik süreciyle gerçekleştirilecek gibi görüldüğünü belirterek, "Avrupalı liderler popülist iç politika amaçlarına Türkiye'yi alet ettikçe ve bunların sonucunda AB süreci Türkiye gündeminde geriye düştükçe bizim demokratikleşme evrimimizin de yavaşladığını gözlemliyoruz" dedi.

Mustafa Koç, telekonferansla katıldı

Yalçındağ: Gerekli toplumsal ve siyasal huzura henüz ulaşılmadı

Bayazıt: Büyüme, demokratik standartlar ve AB'ye odaklandık