Ürünlerin izlenmesi ve takibinde neler yapılmalı?
Abdulmenaf YAKUT - Maliye Bakanlığı Ürün İzleme ve Takip Sistemleri Uzmanı
Hemen her alandaki büyük teknolojik gelişmelerle birlikte hayatımıza giren ‘ürünlerin takibi ve izlenmesi’ olgusunun para vb. değerli kağıtlardaki uygulaması hayli eskilere dayanmakla birlikte, bunların; geleneksel uygulama alanları dışında devlet tarafından, özellikle ürün, gıda ve vergi güvenliğini sağlama gibi mülahazalarla, özel sektör firmaları tarafındansa, marka vb. hakların korunması amacıyla kullanılmasının geçmişi ise çok daha kısadır.
Değişik sektörlerdeki farklı ürün gruplarına ve devletin ya da özel sektör firmalarının tercihlerine göre çeşitlilik gösteren ürün güvenliği, takibi ve izlenmesine yönelik sistemlerin neler oldukları, artıları ve eksileriyle hangi önerinin hangi alandaki uygulama için en uygun çözüm yolu olduğunun iyi bilinmesi gerekir.
Firmaların, markalarını sahteciliğe karşı korumak; kamu kurumlarının ise, yetkileri alanındaki ürünlere yönelik vergi veya ürün güvenliğini veyahut halk sağlığını temin etmek maksadıyla; kendilerine sunulacak tekliflerden birini kabul edip uygulamaya başlamadan evvel, kendi ihtiyaçlarını ve bu ihtiyaçları karşılayacak çözüm önerilerinin hangileri olduğunu bilmeleri önem arz etmektedir.
Firma sahiplerinin, markalarını sahteciliğe karşı koruyacak en iyi yöntemi seçme konusunda rasyonel davranacakları varsayımıyla, işin özel sektör boyutunu bir yana bırakarak; kendi yetki alanlarına giren ürünlerin takibi ve izlenmesi konusunda kamu yöneticilerinin verecekleri kararların yerinde olması bizler için çok daha önemli olduğundan, yazımızda kamu sektöründeki uygulamalar üzerinde durmak istiyoruz.
Ancak bu konudaki önerilerimizi kısa ve öz bir biçimde sıralamadan önce, halihazırda; sigara ve alkollü içkilerin Gelir İdaresi Başkanlığı'nca, ilaçların Sağlık Bakanlığı'nca, akaryakıt ürünlerinin ise EPDK tarafından izlenmekte olduğunu da hatırlatmak istiyoruz.
Ayrıca medyadan, Sağlık Bakanlığı'nın kozmetik ürünlerini; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın ise çay, bal, zeytinyağı, bebek maması, enerji içecekleri, gıda takviyeleri ve bitkisel yağlar ile alkollü içecekleri izlemek istediklerini öğrenmiş bulunuyoruz.
Esasen, kolalı ve gazlı olanlarından alkolsüz diğer tüm içeceklere, içme sularından piyasadaki daha pek çok gıda ürününe, hatta gıda sektörü dışında kalan dinamit, barut ve havai fişek gibi patlayıcı maddelerle her türlü silah, mermi vb. hassas ve tehlikeli madde ve malzemelere kadar pek çok ürün grubuna uygulanabilecek birtakım işaretleme, izleme ve takip sistemlerinin mevcut olduğunu belirtmekle yetinerek, bu konudaki önerilerimizi sıralamaya geçmek istiyoruz.
Dikkate alınması gereken hususlar
1- Öncelikle, hangi ürünün ne için, dikey olarak hangi derinlikte ve yatay olarak nereye kadar izlenmek istendiğine karar verilerek, söz konusu takibinin gerçekleştirilmesinde kullanılacak en uygun ve güvenli yöntemin tespit edilmesi,
2- Tercih edilen çözüm önerisini sunan firmalar arasından, sistemin her aşamada sorunsuz bir biçimde çalışmasını garanti edebilecek kabiliyetteki firmayla anlaşma yoluna gidilmesi,
3- Kendisiyle anlaşılan firmanın sunacağı çözüm önerilerini tartışmasız bir biçimde kabul edilerek onun verdikleriyle yetinmek yerine; sistemin, kurulup işletilmeye başlanmasından itibaren, söz konusu takip işinden beklenen faydaları karşılayacak şekilde dizayn edilmesinin sağlanması,
4- Hangi ürün grubunun hangi bakanlık ya da kurum tarafından takibinin uygun olduğu kadar, bu işin, takibi yapacak kurumun hangi alt birimince yürütülmesi gerektiğinin de önemli olduğu unutulmayarak, merkezde ve taşrada özel birimler teşkil edilmesi;
5- Bu birimlerde ehliyetli kamu personelinin çalıştırılması, gerekirse başka kamu kurumlarındaki benzer projelerde çalışmış tecrübeli personelin transfer edilmesi,
6- Caydırıcı müeyyideler de içerecek çok iyi bir mevzuat alt yapısını oluşturulması ve sistemin, sahte ürün dağıtmaya devam edeceklerin tespitine imkân verecek teknik altyapı unsurlarıyla donatılması,
gerektiğini düşünüyoruz.
Hatta bu konuda bir adım daha ileriye giderek, kamuda gittikçe yaygınlaşan izleme ve takip işlerinin farklı kurumlar tarafından parçalı bir biçimde yürütülmesi yerine, bunları merkezde koordine edecek ve tüm uygulamalara yönelik sistemli çözümler sunarak, mükerrerliği ve muhtemel boşlukları önleyecek, düzenleyici ve denetleyici mahiyette bir Ürün İzleme ve Takip Kurumu kurulmasını öneriyoruz.
Ya da kısa vadede en azından; şu an itibariyle birtakım ürünlere yönelik izleme ve takip sistemleri uygulayan veya kurma arifesinde olduklarını bildiğimiz kurumlara yardımcı olmak üzere; bu alandaki mevcut bandrol, barkod, karekod, IRFD ve unique’liği sağlayan diğer nümerik ve dijital çözümler üreten yerli ve yabancı firmaların katılarak sistemlerini tanıtacakları bir kongre ya da sempozyum düzenlenmesinin de yararlı olacağı kanaatindeyiz.