Vergi kaçakçılığında son 1 yıl

Mehmet POYRAZLI / İKV Uzman Yardımcısı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

1 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe girecek anlaşma ile 2018 başı itibariyle AB ve İsviçre karşılıklı olarak vergi mükellefl erinin bankalarda bulunan finansal kayıtlarını, Otomatik Bilgi Değişim Sistemi (OBD) sistemi aracılığıyla paylaşmak mecburiyetinde kalacak. Otomatik Bilgi Değişim Sistemi (Automatic Exchange Of Information), vergi mükellefl erinin kazanç ve finansal bilgilerinin, gelir sağlanan kaynak ülkeden ikamet edilen ülkeye düzenli ve sistematik bir şekilde paylaşılmasını hedefl eyen bir sistemdir. Konu özellikle küresel mali kriz sonrasında gündeme gelmeye başladı. Küresel mali krizin etkilerinin bertaraf edilmesi çerçevesinde ön plana çıkan bir küresel yönetişim platformu olan G20 devletleri, vergi konusunu gündemlerine aldılar. Etkileri 2008 itibariyle Avrupa’da hissedilmeye başlayan küresel mali kriz, hükümetlerin vergi konusunun daha dikkatli ele alınması gerektiğinin farkına varmalarına yol açtı. Aşırı bütçe açıkları, hızla artan kamu borcu, işsizlik ve durgunluk gibi sorunlarla karşılaşan hükümetler, milli gelirin kaybının önlenmesinde verginin önemini bir kez daha anımsadılar. Özellikle vergi kaçakçılığının önlenmesi ve yurtdışına servet kaçışı ile mücadele konuları, vergi adaleti ve şeffaflığın gereğini bir kez daha gözler önüne serdi. Vergi adaleti ve vergide şeffaflık konusunun sık sık gündeme gelmeye başlamasıyla, G20 liderleri, kapsamlı bir bilgi değişiminin önemini vurgulamaya başladılar. OBD’nin temel hedefi, vergi kaçakçılığını önlemek ve vergiye tabi gelirleri kayıt altına alabilmek için finansal hesapların detaylarını karşılıklı bilgi değişimi sistemi sayesinde paylaşmak olarak özetlenebilir.

OBD aracılığıyla finansal kurumların düzenli olarak bilgi paylaşımında bulunmasıyla, hem vergi kaçırmanın önüne geçilmesi, hem de anlaşmaya taraf olan ülkeler arasında finansal şeffaflık sağlanması hedefl eniyor. 96 ülkenin yarısından fazlası, OBD’yi 2017 yılı itibariyle uygulamayı taahhüt ederken, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu kalan ülkeler ise 2017 yılı bilgilerini 2018 sonrası uygulamaya başlayacaklarını açıkladı. 

Gizli banka hesabı dönemi bitiyor mu? 

AB ile İsviçre arasında, geçtiğimiz mayıs ayında vergi kaçakçılığının önlenmesi amacıyla tarihi bir vergi şeffafl ık anlaşması imzalamasının ardından, 27 Ekim 2015 tarihinde, Avrupa Parlementosu’nda (AP) yapılan oylama ile konu farklı bir boyut kazandı. Oylama neticesinde AP’nin pozisyonunun olumlu olduğunu ifade eden karar kabul edildi. Böylece AB vatandaşlarının, vergi kaçırmak için kendi ülkelerinde beyan etmedikleri ve İsviçre bankalarında bulunan varlıkları uygulanacak otomatik mali bilgi paylaşım sistemi sayesinde tespit edilebilecek. Bu anlaşma ile AB vatandaşları için ünlü İsviçre’de gizli banka hesabı kavramı tarihe karışacak. Vergi kaçırmak isteyen mükellefl erin İsviçre Banka hesaplarında bulunan mevduatlarını gizlemelerinin önüne geçilmesi öngörülüyor. Avrupa Komisyonu’nun Ekonomik ve Mali İşler, Vergilendirme ve Gümrüklerden Sorumlu Üyesi Pierre Moscovici, anlaşma ile vergi şeffaflığı ve işbirliği açısından AB ile İsviçre arasında yeni bir döneme girildiğini ifade ederek, anlaşmanın vergi kaçıranlara yönelik büyük bir darbe olduğunu söyledi. Avrupa Komisyonu, 8 Aralık 2015 tarihinde San Marino ile aynı anlaşmayı imzaladığını ve halen benzer anlaşmaları imzalamak için Andorra ve Monako ile görüşmelerin devam etmekte olduğunu açıkladı. 

İsviçre neden böyle bir anlaşma imzaladı? 

Gizli hesap cenneti İsviçre, bankalarının gizlilik ilkesinde çalışması ve mahkeme kararı olmasına rağmen hiçbir müşterisinin bilgisini paylaşmaması sebebiyle uzun yıllardır eleştiriliyor. Kriz içinde olan ülkeler, vergi kaçakçılığıyla etkin mücadele konusunu ön plana çıkarmaya başladıkça, bu alanda yapılan çalışmalara hız verilmeye başlandı. OECD’nin vergi kaçakçılığı ile mücadele başlatması, İsviçre’nin bu alanda hedef ülkelerden biri olmasını sağlayarak gri listeye girmesine yol açtı. Amerikan Senatosu’nda kurulan araştırma komisyonu, İsviçre bankalarının işlem hareketlerini mercek altına alarak oluşturdukları raporda, ABD vatandaşlarının hesaplarında toplam 12 milyar franklık vergilendirilmemiş bir gelirleri olduğunu ortaya koydu. İsviçre, ABD ile yaşadığı krizi sonlandırmak için, ABD Maliye Bakanlığı ile 4 binden fazla banka müşterisinin hesap bilgilerini paylaşmak zorunda kaldı. Uluslararası finans sektörünün baskısı altında kalan İsviçre, birçok ülke ile bilgi paylaşım anlaşması imzalamak için görüşmelere başladı. AB üyesi olmayan İsviçre, AB’nin finans piyasalarına erişiminden mahrum kalmamak için, OECD’nin bu alanda attığı adımı, Mayıs 2014’de yayınladığı bildiri ile taahhüt ederken, OBD’yi kabul eden ilk ülkelerden biri oldu. İsviçre finans sektörü, dünyanın en büyük iki bankasına ev sahipliği yapmasının yanı sıra, finans sektörünün GSYİH’ye yapmış olduğu katkıyla, yüzde 10.5 ile dünyada en yüksek olduğu ülke. 

Türkiye’ye etkileri 

İsviçreli bankaların, 2017’de başlayacak olan OBD için şimdiden harekete geçtiği ve Türk vatandaşlarının da yaklaşık 60 milyar dolarının bulunduğu konuşulan İsviçre bankalarının müşterilerine kazandıkları paranın vergisini Türkiye’de ödeyip ödemediğini sormaya başladıkları konunun uzmanları tarafından belirtiliyor. Artık İsviçre’de gizli hesabı bulunan Türkler, burada kazandıkları parayı beyan edip vergisini ödemek zorunda kalacaklar. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, önümüzdeki birkaç yıl içerisinde ülkeler arasında mükellefl ere ilişkin tam ve otomatik bilgi değişiminin hayata geçeceğini belirtirken, 15-16 Kasım 2015’te Antalya’da yapılan G20 Liderler Zirvesi Nihai Bildirisi’nde OBD’ye yönelik daha önce verilen taahhütleri yinelediklerini kaydetti. Bu konuyla ilgili yasal düzenlemeyi henüz tamamlamayan Türkiye, 2017 yılına ait finansal bilgileri 2018 Eylül ayı sonrası paylaşmaya başlayacağını OECD’ye taahhüt etti.