Vergi uzlaşma hükümleri değiştirilmeli mi?

Şenol KOCAER / Hesap Uzmanı, Rekabet Uzmanı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Günümüz ulus devletleri, birer vergi devletidir. Sürekli, sistematik, yasal, kapsamlı ve bürokratik bir vergi sistemi modern devletlerin temel yaşam kaynağıdır. Fakat, ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde ekonomik sistemde bir yanda vergilendirilmeyen rezervler diğer yanda ağır bir şekilde vergilenen rezervler yaygındır; yani vergi sistemi çarpık ve adaletsizdir. Örneğin, OECD ülkelerinde vergi gelirleri daha çok dolaysız vergilerden oluşurken Ülkemizde ise toplanan her üç verginin ikisi dolaylı vergidir. 

Vergi, her ülkede hukuk sisteminin en karmaşık hukuk dallarından birisidir. Bu nedenle, mükellef ile idare arasındaki vergi ihtilaflarının kısa sürede çözümlenmesi ve tahsilatın hızlandırılması ile yargı ekonomisi sağlanması amacıyla modern vergi sistemlerinde uzlaşma kurumuna ihtiyaç duyulmaktadır. Fakat, uzlaşmaların vergi cezalarının caydırıcılığını azaltması ve yargı içtihatlarının gelişmesini engellemesi gibi olumsuz yanları da vardır.

Aslında, Türkiye’de vergi uzlaşmaları, sağlam hukuki gerekçelere ve hükümlere sahiptir. Uzlaşma sebepleri, konusu, görüşmelerin ve uzlaşma tutanaklarının şekli gerek kanun gerekse yönetmelikler bakımından uzlaşmanın amaçlarına uygun bir şekilde düzenlenmiştir. Fakat, vergi uzlaşmalarında sorunlar, idari alışkanlıklardan ve uygulamadan doğmaktadır.

Tabloda yer alan uzlaşma sonuçlarına göre vergi aslı tarhiyat sonrasında daha yüksek olmak üzere %16-51 arasında; cezalar ise %95 oranında indirilmektedir. Bu durum, zaten zayıf olan vergi cezalarının caydırıcı olma özelliğinin uzlaşma nedeniyle önemli ölçüde ortadan kalktığını göstermektedir. 

Vergi uzlaşmalarındaki sorunları doğru teşhis etmek, uzlaşmaya ilişkin hukuki altyapıyı yeniden düzenleyebilmek açısından önemlidir. Vergi uzlaşması hem mükellef hem de komisyon bakımından belirli zorluklar taşımaktadır. Mükellef, haklı olduğu konuları açıklayabilmek ve uzun süren bir dava süreci ile uzlaşma arasında bir tercih yapmak durumundadır. Uzlaşma komisyonu ise vergi raporunu gözetmek ve uzlaşma yoluyla tahsilatı hızlandırmak durumundadır. Bu amaçlarına rağmen çoğu kez komisyon mükellefin ödeme gücü, inceleme sürecindeki tutumu ve raporun dava karşısındaki gücü bakımından yeterli bilgiye sahip olmayabilmektedir. 

Uzlaşma sürecini daha etkin ve verimli hale getirmek için gerek mükellefin gerekse komisyonun bu zorlukları Vergi Usul Kanunu'nda yapılacak değişikliklerle giderilebilir:

Uzlaşma bir süreç olarak düzenlenebilir. İndirim oranları,mükellefin inceleme sürecinde aktif işbirliğinde bulunması şartına bağlanabilir. Böylece, mükellef tarafından inceleme sürecinde bildirilen ihlaller için işbirliğinin zamanlamasına göre vergi raporunda cezadan %20-50 gibi bir oranda indirim yapılabilir. Bunu sağlamak için rapor değerlendirme komisyonları inceleme sürecine etkin bir şekilde dahil edilebilir. 

Uzlaşmada indirim oranları, mükellefin ödeme gücünü yansıtan finansal oranlara bağlanabilir. 

Uzlaşmada indirim oranları, raporda yer alan konularla ilgili verilmiş yargı kararlarının durumuna bağlanabilir. Bu amaçla, Komisyonda hazine avukatı bulunması sağlanabilir. 

Mükellefe uzlaşmaya rağmen dava açma hakkı tanınabilir. Böylece, tarafların raporun hukuki bakımdan güçlü ve zayıf yönlerini etkili bir şekilde tartışması sağlanır. 

Kamuoyu ile paylaşılan Vergi Usul Kanunu taslağında uzlaşma hükümlerinin yeni bir anlayışla ele alınmadığı genel olarak eski hükümlerin daha sade ifadelerle tekrar edildiği görülmektedir. Fakat, yeni bir anlayışla ele alınarak vergi ihtilaflarının kısa sürede sonuçlandırılmasını ve yargı ekonomisini amaçlayan uzlaşmada uygulamadan kaynaklanan sorunlar azaltılabilir. 

cats-099.jpg