”Yandaş yargı bir ülke için en büyük felaket”

Adalet Bakanı Ergin, Yargı Reformu Strateji Belgesi'yle çalışmalarıyla ilgili olarak bilgi verdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - Adalet Bakanı Sadullah Ergin, "yandaş yargı"nın bir ülke ya da toplum için "en büyük felaket" olduğunu ifade ederek, "Hazırladığımız Yargı Reformu Stratejisi, bu toplumda yandaş yargı ithamları oluşmasın, yandaş yargıya ilişkin şikayetler olmasın diye" dedi.

Ergin, CNN Türk televizyonunda katıldığı Ankara Kulisi programında gazeteciler Murat Yetkin ve Fikret Bila'nın sorularını yanıtladı.

Ergin, Yargı Reformu Strateji Belgesi'yle ilgili olarak, çalışmalarının AB müzakere sürecinde kendisinden önce başlatıldığını anımsattı. Bu konuda 2.5 yıl boyunca çalıştaylar düzenlendiğini, ilgili kurum ve kuruluşlardan görüşler alındığını anlatan Ergin, 10 ana ilke üzerinde mutabakata varılarak, Yargı Reformu Strateji Belgesi oluşturulduğunu söyledi. Ergin, Adalet Bakanlığının ise Eylem Planı hazırladığını ifade ederek, "Bunda mutabık kalındığını söyleyemem" dedi.

Adalet Bakanı Ergin, "yandaş yargı" oluşturmaya çalıştıkları yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine, şöyle konuştu:

"Bir toplumda ya da ülkede yargı yandaş ise ya da yandaşlaşıyorsa, bu o toplum için en büyük felakettir. Hazırladığımız Yargı Reformu Stratejisi, bu toplumda yandaş yargı ithamları oluşmasın, yandaş yargıya ilişkin şikayetler gerçekleşmesin diye... En önemli saik budur. Bütün dünyada uluslararası hukuka akredite olan ülkelerin modelleriyle benzeşen, AB'deki önemli aktörlerin sistemlerine bakınca benzer kodları orada da görmekteyiz. Biz Türkiye'nin kendi iç sorunlarına çare olsun diye bunu hazırlamış değiliz. Yandaş yargı kavramı şık değil. İçerik ve anlam itibariyle bakarsanız, yandaş yargı algısını ortadan kaldırmak ya da endişeleri gidermek amacıyla, Türk hukuk sisteminin uluslararası akredite olmuş örneklere benzer hale gelmesi için gayret sarfediyoruz."

HSYK'daki değişiklik önerileri

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda (HSYK) yapılması öngörülen değişiklik hakkında bilgi veren Ergin, bazı AB ülkelerindeki yapılanmalardan örnekler verdi. 

Ergin, HSYK'da yapılmasını önerdikleri değişikliklerle AB ilerleme raporunda Türkiye'ye yöneltilen bütün eleştirilerin karşılandığını belirtti.

HSYK'nın bağımsız olması için kendi sekretaryası, idari binası ve bütçesi olmasını önerdiklerini de anlatan Ergin, hakimlerin disiplin ve soruşturma işlerinde Bakanlığın tamamen devre dışı kalarak yetkinin Kurul'a bırakılmasını öngördüklerini kaydetti.

Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı'nın HSYK üyesi olmasına yönelik eleştirileri de yanıtlayan Ergin, "20 kişilik bir kurulda eşit oyla bir tek bakanın bulunması o kurulun bağımsızlığına halel getirmez" dedi.

Şu anki yapıda Adalet Bakanlığı Müsteşarı'nın bulunmaması halinde HSYK'nın toplanamadığına dikkati çeken Ergin, yeni yapılanmada böyle bir durumun söz konusu olmayacağını kaydetti. Ergin, yeni yapılanmada gelmeyen üyenin yerine yedeğinin katılımının sağlanarak, aksaklıkların ortadan kaldırılacağını söyledi.

Parlamenter demokrasilerde yürütmenin tüm işlemlerinin sorumluluk gerektirdiğini ve bu sorumluluğu parlamentoya karşı birisinin taşınması gerektiğini dile getiren Ergin, "Ülkedeki yargı politikalarında kötü giden işler olduğu zaman gidip kim hesap verecektir? Danıştay Başkanı mı, Yargıtay Başkanı mı ya da hakim savcı sınıfından başkanı olursa o mu gidecek parlamentoya? O gittiği zaman yargı daha mı az siyasallaşmış olacak?" diye konuştu.

Ergin, Kurul'un 3 daireden oluşacak olmasının da kararlara karşı itirazlarda etkili bir denetim sistemi getireceğini belirtti.

Yargı reformuyla ilgili niyet mektubunu AB Genel Sekreterliğine gönderdiklerini açıklayan Ergin, mektubun da AB Komisyonu'na gönderildiğini anlatarak, Ekim'deki AB ilerleme raporunda konuyla ilgili değerlendirmelerin olacağını sandığını ifade etti.

Ergin, bir soru üzerine, Anayasa Mahkemesinin yapısıyla ilgili değişiklikleri ise orta ve uzun vadede yapmayı planladıklarını söyledi.

"İmralı'daki hükümlünün hazırladığı belgeler savcılıkta"

Demokratik açılımla ilgili değerlendirmelerde de bulunan Ergin, muhalefetin sürece katkıda bulunmamasını eleştirdi.

"Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren meselelerde kaprise yer olmadığını" ifade eden Ergin, "Uzlaşırız ya da uzlaşamayız ama görüşmeyi başarabilmeliyiz" dedi.

Ergin, terör örgütü elebaşının hükümlü olduğunu, ancak AİHM'de devam eden bazı davaları nedeniyle sanık olduğuna işaret ederek, avukatlarıyla da Ceza Muhakemesi Kanunu ve evrensel hukuk çerçevesinde sanık sıfatıyla görüştüğünü söyledi.

"Öcalan'ın yazdığı iddia edilen yol haritası elinizde mi, okudunuz mu" sorusunu, "Hayır. O hükümlü, sanık sıfatıyla hazırladığını ifade ettiği bir kısım belgeleri cezaevi idaresi aracılığıyla savcılığa ulaştırmış durumda. Savcılık bunu mevzuat çerçevesinde inceleyecektir. Savunma mahiyetli bir şeyse avukatlarına verecektir, değilse ona infaz hakimimiz karar verecektir" diye yanıtladı.

Ergin, terör örgütü elebaşının söz konusu belgeleri geçtiğimiz 1 hafta 10 gün içinde vermiş olabileceğini söyledi.

Kendisinin, varsa böyle bir defteri ilgili hakim ya da Cumhuriyet Savcısından isteme imkanı olmadığını, ancak işlemlerin mevzuata uygunluğunu denetleme yetkisi bulunduğunu kaydetti.

Ergin, "Başbakan görmüş müdür bunu?" sorusunu, "Mümkün değil" diye yanıtladı.