Yargıtay'dan 'Ergenekon' için flaş istem

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Ergenekon davasıyla ilgili hazırladığı tebliğnamede esasa girilmeden usul yönünden bozma istendi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Ergenekon davasıyla ilgili hazırladığı tebliğnamede esasa girilmeden usul yönünden bozma istendi. Başsavcılık, 91 sayfalık tebliğnameyi Yargıtay 16. Ceza Dairesine gönderdi.

Tebliğnamede, bazı sanıkların süresinde başvurmadıkları, Danıştay saldırısında öldürülen Mustafa Yücel Özbilgin'in ailesinin ise Özbilgin'in öldürülmesi dışındaki suçlardan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle temyiz taleplerinin reddedilmesi gerektiği belirtildi.

Ayrıca, sanıklardan, Arif Doğan, Fatih Derdiyok, Hüseyin Görüm, Mehmet Koral, Muzaffer Tekin, Münür Kemal Yavuz, Salih Kunter ve Ünal İnanç'ın hayatlarını kaybettikleri gerekçesiyle bu kişiler yönünden davanın düşürülmesi talebinde bulunuldu.

Tebliğnamede, yedek üyelerin mahkeme heyetine katılması da değerlendirildi.

Karar açıklanırken mahkeme heyetine yedek üyeler Fatih Mehmet Uslu, Nihat Topal ve Ercan Fırat'ın katıldığı belirtilen tebliğnamede, "Mahkeme yedek üye hakimlerinin müzakere sürecinde hükmü açıklayacak mahkeme heyetinin yanında bulunup, müzakereye aktif olarak da katılmaları suretiyle Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 289/1-a maddesine aykırı davranılmıştır" denildi.

"Davasız yargılama ve hüküm olmaz"

Tebliğnamede, bazı sanıklar yönünden açılmamış davalardan mahkumiyet ve beraat kararları verildiği de kaydedildi.

Mahkemenin, "davasız yargılama olmaz" ilkesi uyarınca yargılamayı, sanığın iddianameyle dava açılmamış olan suçlarını kapsayacak biçimde genişletemeyeceği vurgulanan tebliğnamede, mahkemenin yalnızca iddianamede belirtilen eylem ve fail konusunda hüküm verebileceğine işaret edildi.

Tanıkların dinlenmemesi

Tebliğnamede, ayrıca duruşma salonuna getirilen tanığın talep halinde mutlak surette dinlenmesi gerektiği vurgulanarak, sanıkların daha önce ismini mahkemeye bildirdikleri ve duruşma sırasında hazır ettikleri tanıklardan birinin dinlenmesi taleplerinin rededdilmesinin CMK'nın 178. maddesine aykırı olduğu kaydedildi.

Öte yandan, sanık Yalçın Küçük'ün hükmün esasını oluşturan kısa kararın açıklandığı oturumda avukatı hazır bulunmadan karar verilmesinin de bozmayı gerektirdiği savunuldu.

Kararın açıklandığı duruşma tutanağına, oturuma katılan sanıklar, müdafileri ve katılanlar ile vekillerinin ad ve soyadlarının yazılmaması nedeniyle de bozma istendi.

"Savunma hakkı kısıtlanmıştır"

Sanıkların son sözlerinin verildiği duruşmaya İlker Başbuğ'un sağlık nedenleriyle katılamadığı, sanık müdafiinin, bu konuda süre talebinde bulunması ve karar tarihinde Başbuğ'un duruşmada hazır bulunmasına rağmen son sözünün sorulmadığı anlatılan tebliğnamede, "Son söz sorulmadan hüküm kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 216. maddesine muhalefet edilerek savunma haklarının kısıtlanması usul ve yasaya aykırıdır" tespitine yer verildi.

Bu arada, Danıştay saldırısının faili Alparslan Arslan hakkında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008 yılındaki kararının, sanık lehine temyiz üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesince bozulduğu, bozulan kararda "ruhsatsız silah taşımak" suçundan 2 yıl hapis ve 450 lira adli para cezasına hükmedildiği anlatılan tebliğnamede, sanığın kazanılmış hakkı gözetilmeden temyize konu hükümde 3 yıl hapis ve 675 lira para cezası verilmesinin yasaya aykırı olduğu bildirildi.

Bu konularda ilginizi çekebilir