Yeni teşvik sistemi ve Ar-Ge yatırımları

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Doç. Dr. Mustafa Hilmi ÇOLAKOĞLU / TTGV
[email protected]

 

Yeni teşvik sistemi açıklandı. 2009-2012 döneminde uygulanan sistemde genel teşvik, bölgesel teşvik ve büyük ölçekli yatırımların teşviki olmak üzere 3 alt sistemden oluşan sisteme stratejik yatırımların teşviki de eklenerek 4 alt sistem oluşturuldu. Temmuz 2009-Mart 2012 döneminde eski sistemin uygulanmasıyla 11 bin 382 teşvik belgesiyle 158 milyar TL tutarındaki sabit yatırımın gerçekleşmesi ve 375 bin 609 kişiye yeni istihdam alanı sağlanmış. Genel teşvik uygulaması kapsamında teşvik belgesi başına sabit yatırım tutarı 11 milyon TL iken, bölgesel teşvikte 10.4 milyon TL, büyük ölçekli teşvikte ise 791 milyon TL’dir. Bir kişilik istihdam alanı oluşturabilmek için gereken yatırım tutarı ise sırasıyla 475 bin TL, 235 bin TL ve 2.5 milyon TL’dir. Buna göre işletmelerde bir kişinin daha istihdamını sağlamak için ortalama 420 bin TL yeni yatırım yapılması gerekmektedir. Teşvik belgesi sağlanan yatırımların gerçekleşme oranın %100’ün altında olduğu dikkate alınırsa yaratılan istihdam sayısının hedeflenenden daha düşük düzeyde gerçekleştiği tahmin edilmektedir.


Söz konusu dönemde sağlanan teşviklerin devlete maliyetine ilişkin net bir bilgi bulunmamakla birlikte sağlanan teşviklerin maliyetinin yatırım tutarının ortalama %50’si olduğu kabul edilirse yeni
bir kişinin istihdamı için devlet 210 bin TL gelirden vazgeçmektedir. Maliye Bakanı’mızın açıklamasına göre yeni teşvik sisteminin 2013 yılında devlete maliyetinin 2 milyar TL olacağı tahmin ediliyor.


2009-2012 döneminde teşvik belgesi adedinde %17, sabit yatırım tutarında ise %73 artış gerçekleşmiştir. Söz konusu dönemde 3. ve 4. bölgelerdeki artışın ortalama artışa yakın olması önceki sistemin bir başarı göstergesi olarak yorumlanabilir. Büyük ölçekli yatırımların sayısal olarak %40’ı uluslararası sermaye yatırımı olup yatırımların niteliği itibariyle sağlana istihdam yerli sermayeli yatırımlardan daha fazladır.


Yeni sistem stratejik yatırımlara önemli teşvikler getirmektedir. Stratejik yatırımlara sağlanan 8 başlık altındaki destek unsurlarını dikkate aldığımızda sağlanan destek miktarının sabit yatırım tutarının bölgelere göre %27 ila %116 arasında değiştiği söylenebilir. Buna göre stratejik bir alanda yapılacak 100 TL yatırımın ortalama 70 TL’si devletten vergi muafiyeti vb. destek unsurları aracılığıyla geri alınacaktır. Çok önemli olduğu görülen bu desteğin ihracat artışına ve ithal edilen ürünlerin yerli olarak üretilmesine önemli katkı sağlayacağı, dış ticaret açığını kapatacağı düşünülmektedir.

2011 yılı ihracatının bir önceki yıla göre %18 artışla 135 milyar dolar olarak gerçekleşmiş olup, söz konusu desteğin başarıyla ve yaygın olarak kullanılması durumunda hedefin 2023 yılından önce yakalanmasının mümkün olduğu görülmektedir.
Yeni teşvik sisteminin istihdam sorununa da fazla katkı sağlaması beklenmektedir. 2009-2012 döneminde uygulanan sistem Türkiye’nin sadece bir aylık istihdam artışının bir yılda gerçekleştirebilmiştir. Diğer bir ifadeyle istihdam sorununun çözümüne teşvik sisteminin katkısı ancak %10 düzeyinde kalmıştır. 
 

Yeni teşvik sistemin en çok dikkat çeken unsuru ise Ar-Ge yatırımlarının desteklenmesidir. Yeni sistemde TÜBİTAK tarafından desteklenen Ar-Ge projeleri sonucunda ortaya çıkan ürünlerin üretimine ilişkin yatırımlar destek kapsamına alınmakta olup, bir alt bölgedeki destek unsurlarından yararlanacaktır. Böylece Ar-Ge destekleri ile yatırım teşvik sistemi ve teknoparklardaki işletmelerle organize sanayi bölgeleri arasında bir bağ oluşturulmaktadır.
 

Bilindiği üzere Ar-Ge desteklerine sağlanan destekler her yıl artırılırken sağlanan desteğin yarattığı katma değerin bilinmemesi, yeni ürünlerin prototip aşamasında kalıp ekonomiye kazandırılamaması ve etki analizinin yetersizliği eleştiri konusu olmaktaydı. Teşvik sistemine getirilen bu yenilik önemli bir sorunun çözülmesinde atılan ilk adım olarak görülmektedir. Bu destek sayesinde teknoloji geliştirme bölgelerinde ürün geliştiren işletmelerin üretim için organize sanayi bölgelerine yönelmesi sağlanmıştır.
Bu destek bir yandan OSB’lerdeki doluluk oranını artırıp teknoloji seviyesini yükseltirken, bir yandan da ihraç ürünlerimizin orta ve orta-ileri düzey ürünlerden oluşmasına katkıda bulunacaktır.
 

Bu uygulamada dikkate alınması arzu edilen önemli bir husus ise sağlanan teşvikin sadece TÜ- BİTAK desteğinden yararlanan Ar- Ge projeleri ile sınırlı kalmamasıdır.  Zira Ekonomi Bakanlığı DFİF’ten Ar-Ge projelerini desteklemektedir. TTGV hem kendi kaynaklarından hem de DFİF’ten işletmelere Ar-Ge desteği kullandırmaktadır. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı işletmelere
santez, teknogirişim ve KOSGEB Ar-Ge destekleri kullandırmaktadır.
 

5746 sayılı Kanun kapsamında işletmelerin kendi kaynaklarından finanse ettikleri Ar-Ge projeleri sonucunda ortaya çıkan yeni ürünlerin üretimine yönelik yatırımların da teşvik edilmesi ekonomimiz açısından çok önemlidir. Teşvik mevzuatında bu konunun da dikkate alınması yeni teşvik sistemine güç katacaktır. İhracat şansı yüksek olan Ar-Ge ürünlerinin üretiminin teşviki GSYİH’de ihracatın payının yüzde 17’den yüzde 25’e çıkarılması hedefinin gerçekleşmesini de sağlayacaktır.