Yeni yatırımı enerjiye yapacak

Mezun.com ve 444cicek.com’u satan Serkan Sevim, şimdi de online video trafiğini yöneten şirketi Medianova’ya talep alıyor. Ancak o bu kez şirketini satmayıp uluslararası alanda başarılı bir Türk şirketi haline getirmeye kararlı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ozlem-ermis-beyhan-008.png

Yemeksepeti’nin rekor fiyata satışı sonrası gözler yeniden internet girişimlerine çevrildi. Bu alanda kurduğu iki şirketi satan Serkan Sevim ise şimdiki şirketi Medianova için “Teklifler geliyor ama bu kez satmayacağım” diyor. 2006 yılında eğitimi için gittiği Amerika’dan Türkiye’ye dönerek 444cicek.com’u kuran Serkan Sevim, 2009 yılında ABD’de kurduğu Mezun.com’daki hisselerini satarak ilk başarılı çıkışını gerçekleştirmişti. Sevim, Türkiye’nin ikinci büyük çiçek şirketi konumunda bulunan 444cicek.com’daki hisselerini 2011’in son çeyreğinde satarak ikinci başarılı çıkışını yaptı. Sevim bugün Türkiye’nin en hızlı büyüyen beş teknoloji şirketinden biri olan Medianova ile Türkiye’deki online video trafiğinin büyük bir kısmını yönetiyor. Medianova sayesinde kullanıcılar örneğin acun.com’daki videoları hiçbir sıkıntı olmadan izleyebiliyor. 

Yaptıkları işi bulut bilişim servisi olarak özetleyen Serkan Sevim, Ortadoğu’ya ihracata da başladıklarını anlatıyor. “Bütün altyapı burada, teknik olarak hiçbir hammadde çıkmadan Ürdün’e Dubai’ye hizmet verebiliyoruz. Bu bire bir bir hizmet ihracatı. Ortadoğulu bir medya şirketi diyor ki benim sitemde videoları öyle bir yayınlamak istiyorum ki 300 bin kişi bile izlese sorun olmasın, networkte sıkıntı olmasın. Biz onlara bir link yaratıp veriyoruz. Ne isterseniz yayınlayın artık diyoruz. O ne kadar video yayınlarsa ona göre ücretlendiriyoruz.” 

Bugün olay, teknoloji bile olsa destekte bitiyor 

Medianova’nın halen Türkiye’de büyük bir rakibi yok. Bu işin global devi Türkiye pazarına girmiş ama Sevim’in deyimi ile “piyasaya girememiş.” Peki neden? Sevim, burada bir global örnekten esinlendikleri Fanatik Destek hizmetlerinin etkisini vurguluyor. “Bugün olay, teknoloji bile olsa destekte bitiyor. Doğru çalışması gerek elbette ama bir şey olduğunda aradığınızda sorununuzun hemen çözülmesi gerekiyor. Bizim işimizde Avrupa’da iyi bir servis için ilk telefon açıldığında ilk geri dönüş için 15 dakikalık bir ortalama süre vardır. Biz bunu 2.5 dakikaya düşürdük. İlk 2.5 dakika içinde otomatik değil bir uzmanımız ‘bakıyoruz, inceliyoruz’ diye geri dönüyor müşteriye. Global şirketlerin şu ana kadar Türkiye’de başarılı olamamasının ardında bu var. Biz Türkler çok tez canlıyız, bir şey istedik mi hemen olmalı.” 

Ortadoğu’ya açılınca global rakipler %30 indirim yaptı 

Serkan Sevim şimdi Medianova’nın yeni oyun planını hizmet ihracatı üzerine kurduğunu anlatıyor: “Ben başarıyı sorgulayan biriyim. Biz neden başarılıyız, bunu bilmek çok önemli. Biz MENA denilen Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı odak aldık kendimize ve Türkiye’ye gelip bizim pazara sokmamayı başardığımız yabancı şirketlerle o pazarlarda da rekabet edeceğiz.

Dubai’li dev bir medya şirketi ile görüşmelerimiz sürüyor. MBC adlı bu şirketle görüşüyoruz diye global firmalar yüzde 30’a yakın indirim yaptı fiyatlarında. Kapıyı çaldık ve testleri yaptık, böyle bir etkimiz oldu. Ve hakikaten şunu görüyorum Türklerdeki o sürat yabancı şirketlerde yok.” Medianova bölgeye odaklanmış durumda, Suudi Arabistan’da bir operatörle birlikte bir proje geliştiriyor. Portekizli bir şirketle yaptıkları ortaklıkla Kuzey Afrika ülkelerine hizmet ihracatı da başlamış durumda. Serkan Sevim, “Afrika’daki operatörlere kurulum yapmaya başlıyoruz. Ama hedefimiz daha sonrası Avrupa, Amerika, Hindistan gibi dev pazarlarda global şirketlerin önemli bir rakibi haline gelebilmek” diyor. 

Para için şirketi satmayan sonunda alıcı oluyor 

Ancak Serkan Sevim’in asıl hedefi ‘değişim yaratacak bir örnek’ olabilmek. “Ben bundan önce iki şirketi sattım, Medianova dışında da hayatımı sağlayacak bir gelire sahibim. Ama gençlere ilham verebilecek bir örnek olmak istiyorum. Bizim özgüvene ihtiyacımız var. Türkiye’den bir teknoloji şirketi globale oynayabilecekse bence bu çok önemli olacak. Mühim olan bu yolda ilerlemek. Bunu yapmak istiyorum.” Sevim’e, başarılı olanları global devlerin hemen bünyelerine kattığı bugünün ‘devler’ dünyasında bu yolun ne kadar uzun olabileceğini soruyoruz. “Facebook’un hikayesinde anlatılıyor, Zuckerberg işin başlarında 1 milyar dolarlık Yahoo teklifini reddediyor. “Ben bu işi çok seviyorum, bunu satarsam yine böyle bir şey kurmam gerekir” diyerek satmıyor. Bence biz ve Avrupalı girişimcilerle Amerikalılar arasındaki en büyük fark bu. Para için satmıyorlar şirketlerini onun için hep sonunda alıcı onlar oluyor. Büyütmek için yatırım alıyorlar ve en büyük vizyon farkı şu: Onlar dünyayı değiştirmek için şirket kuruyorlar.” 

Medianova’ya teklifler var ama Serkan Sevim şirketi satmayıp global bir güç haline taşımaya kararlı. “İleride belki pişman olabilirim, ama denemezsem bunun daha büyük bir hata olacağını düşünüyorum” diyor. Peki teklifl erde nasıl bir rakam yazıyor? “Şu anda 120 milyon TL seviyelerinde. 3 yıllık projeksiyonda bunu dolara getirebiliyoruz. Bulutta ciro arttı mı çarpan etkisi ile karlılık çok artar.” 

Video işinin patlayacağını futbol merakıyla gördü 

Peki Serkan Sevim, video izlemenin trend olacağını nasıl öngördü de bu şirketi kurdu? Anlatıyor: “Amerika’da öğrenciyken telefon kartı satıp çok iyi paralar kazanıyorduk. Ama yeni iş arayışına girdik çünkü Skype çıkmıştı o günlerde. O günlerde biz fanatik taraftarlarız ama yurtdışında olduğumuz için maçları izleyemiyoruz. Galatasaraylıyım ilk 11’i sayamıyorum. Dijitürk’e gittik. İnternetten maçları yurtdışından satmak üzere anlaştık. 2004 yılı ve daha Youtube yok. Turkishsoccer diye bir internet sitesi açtık ve başladık satışa. Bir yıl sonunda Türkiye hariç 97 ülkeden 40 bin kişiye Türkiye Ligi maçlarını satar hale geldik. Bu işin inanılmaz olacağını o zaman gördüm. Dijitürk 1 yılın sonunda ‘artık kendimiz yapacağız’ dedi. Ben o sırada Medianova’yı kurmuştum. “Peki altyapısını kime yaptıracaksınız” dedim ve işi aldım. İşe başlamam budur.”

Güneş enerjisi yatırımını biz de lisanssız yapacağız

Kayseri’de bir arsa alan Sevim, burada güneş enerjisi yatırımı planlıyor. Türkiye’de güneş enerjisini öğrenip daha sonra Fas’ta bütün Avrupa’ya güneş enerjisi verecek bir yatırıma dahil olmayı hedefl iyor. Yabancı yatırımcıların da bu alana büyük bir ilgisi olduğunu anlatan Sevim, “Enerji her zaman kilit sektör. Teknoloji için de lazım. Türkiye’nin dışa bağımlılığı hep enerjiden kaynaklanıyor. İleride yenilenebilir enerjinin payının yüzde 4’lerden çok daha hızlı artması öngörülüyor” diyor. Peki güneş enerjisi yatırımında süreçle ilgili sorun yaşamıyor mu? “İki yatırım tipi var, lisanslı ya da lisanssız. 1 megawata kadar lisanssız olduğu için birçok firma 10 tane bir megawattlık santral kuruyor. Biz de 1 megawatlık 5 santral kurmayı planlıyoruz ilk aşamada.” Sevim, güneş enerjisinde 4 adet 5 megawattlık üretim tesisi kurma hedefinde olduklarını anlatıyor. Toplam 20 megawattt, 30 milyon euroluk bir yatırım anlamına geliyor. Sevim, 3-4 ay içinde üretime başlayacaklarını anlatıyor ve ekliyor: “Türkiye’de bu alanda altyapı için birçok yabancı firma ile işbirliği yapan firmalar var. Bu işimizi çok kolaylaştırıyor. İzni aldıktan sonra süreç çok hızlı işliyor.”

Networking için girdiği GİYAD'a başkan adayı oldu

Serkan Sevim, Genç Yönetici İşadamları Derneği (GİYAD) yeni yönetiminde başkan adayı. Şirkette işler oturunca bir networking isteği ile GİYAD’a 2011’de üye olmuş. “Hep teknoloji sektöründen insanlarlayım, farklı işler yapanları da tanımak istedim” diyor. Gişimcilik komisyonunda çalışmaya başlamış. Girişimcilerin üniversitelerde gençlerle buluşmasını sağlayan GİYAD Akademi’de aktif görev almış. “Beni bütün derslere yazın dedim ve çok aktif olduğum için yönetim kuruluna girdim. Sonunda şunu fark ettim ki bizim çok önemli bir etkimiz var. Biz Türkiye’nin gelişmesini isteyenlerdeniz. Sadece para kazanmaya odaklanmak değil, bizim gibi herkesin ülkeyi ileriye itmek için bir şeyler yapması gerekiyor. 8 yıl Amerika’da yaşamış biri olarak gittiğimden çok daha milliyetçi döndüm ülkeme. Biz ne kadar ileri gidersek çocuklarımız o kadar iyi yaşayacak. Sivil Toplum Örgütleri de bu yolda çok önemli bir kanal.” Bu duygular ve üyelerden gelen taleple Serkan Sevim mevcut yönetime rakip olarak başkanlık adaylığını koymuş. “Ekip olarak sıkı çalışıp yeni projeler geliştiriyoruz” diyor. 

İşyerinde 45 dakika çalışmasın dizi izlesin ne olacak?

Serkan Sevim’in verdiği bilgilere göre çalışanlar sabah işe geldikten sonra 10.30 gibi dizi izlemeye başlıyorlar. Öğlene doğru izlenme oranı gittikçe artıyor. Çalışanların bu dizileri daha rahat izlemek için öğle iznine bile çıkmadıkları görülüyor. Öyle ki gün içinde en fazla izleyici sayısına öğle tatili sırasında ulaşılıyor. Sevim bu verileri şöyle yorumluyor: “Artık devir değişti, o beyin zaten ekrana boş bakıp çalışmıyorsa fiziksel olarak orada bulunmasının pek bir anlamı yok. 45 dakika işte çalışmasın da dizi seyretsin, ne olacak. Patronlar sanıyor ki herkes akşama kadar çalışıyor. Böyle bir şey zaten yok. Biz hedefleri belirliyoruz, çalışanımız o hedefe ulaştığı sürece dizi de izleyebilir, Facebook’ta da dolaşabilir. Ama kişinin kendi hedefi olur, ‘Ben ilerde bu şirketin başına geçeceğim’ der, o zaman dizi seyretmez, başka bir iş yapar. Fakat herkesten bunu bekleyemezsiniz.”

Videolar sayesinde global inovasyon çağına girdik

Bizim çocuklar kablolama yapıyor karman çorman. Ben ise çok titizim. Anlatıyorum bir türlü olmuyor. Açtım youtube’u, kablolama yazdım. Bir video çıktı, ekibe attım, aynısını istiyorum dedim. İzlediler ve tam istediğim gibi yaptılar. Artık internet böyle bir vizyon verebiliyor, lisan bilmeye bile gerek yok. Video paylaşımı öyle bir noktaya geldi ki, tarihte görülmemiş buluşların bundan sonra olacağı düşünülüyor. Japon bir çocuk bir dans geliştirip videoya çekip internete yüklüyor, bunu gören farklı bir ülkedeki bir çocuk bunu geliştiriyor. En büyük keşifl erin böyle interaktif bir şekilde hızla ortaya çıkması bekleniyor. “

Bu konularda ilginizi çekebilir