'Komşu ülkelerdeki krizler narenciye ihracını etkiliyor'

Narenciye ihracatının önemli bir kısmının Ukrayna ve Irak'a yapıldığını belirten TZOB Başkanı Bayraktar, yaşanan siyasi karışıklıklarının ihracatı etkilediğini söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 'Narenciye ihracatımızın ülkelere göre dağılımına baktığımızda, 2014 yılında yapılan toplam narenciye ihracatımızın yüzde 33’ü Rusya’ya yapılmıştır. Bu ülkeyi yüzde 25’lik payla Irak, yüzde 11’lik payla Ukrayna, yüzde 4’lük paylarla Suudi Arabistan ve Romanya izlemiştir. Narenciye ihracatımızda öne çıkan ve bizim için önemli pazar konumundaki ülkelerde yaşanan siyasi karışıklar ihracatımızı da etkilemektedir.' dedi

Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin sahip olduğu ekolojik yapı ve iklim özellikleri bakımından bazı tropik meyveler dışında birçok meyve türünün yetiştirilmesine elverişli olduğunu, özellikle yaş meyve sebze de önemli bir potansiyele sahip bulunduğunu belirtti. Yaş sebze ve meyve içinde narenciyenin oldukça önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Bayraktar, narenciyenin taze tüketimin yanında meyve suyu, konsantre, reçel, marmelat olarak çeşitli ürünlere işlenebildiği gibi kabuklarından da esans elde edildiğine dikkati çekti.

bayraktar_yeniden_genel_baskan_h63357.jpg

Narenciyenin içerdiği organik asitler ve C ve B vitaminleri bakımından beslenmede önem taşıdığını, vücutta toksinlerin atılmasında önemli rol oynadığını belirten Bayraktar, “Bununla birlikte gribal enfeksiyonlara dayanıklılık sağlamada, kalbi kuvvetlendirmede, kan damarlarını ve kılcal damarları güçlendirmede, kanı temizlemede, sinirleri yatıştırarak bedeni ve zihni yorgunlukların giderilmesinde, diş etlerini güçlendirmede oldukça faydalı olduğu söylenmektedir. Özellikle kışa girmeye hazırlandığımız bu dönemlerde vücut direncinin artırılmasına katkı sağlayan önemli bir ürünümüzdür” dedi.

Türkiye 9'uncu sırada

Türkiye’nin dünyada narenciye üretiminde söz sahibi ülkelerden biri olduğunu bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

“2014 yılında ülkemizde 3 milyon 783 bin ton narenciye üretimi yapılmıştır. Bu yıl da 3 milyon 787 bin ton üretim beklenmektedir. Ülkemizde narenciye üretimi, Akdeniz ve Ege Bölgesinde yoğunlaşmış durumdadır. Üretimde Adana ilimiz yüzde 25,9 payla ilk sıradadır. Bu ilimizi, yüzde 22,7’lik payla Mersin, yüzde 18,6’lık payla Hatay, yüzde 16,2’lik payla Antalya, yüzde 8,1’lik payla Muğla, yüzde 4’lük payla İzmir, yüzde 2,4’lük payla Aydın, yüzde 1,1’lik payla Osmaniye illerimiz izlemektedir.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 2013 yılı verilerine göre, 135,8 milyon ton olan dünya narenciye üretiminin yüzde 2,7’si ülkemizde yapılmaktadır. Türkiye, üretiminde 9’ncu sıradadır. Dünyada Çin yüzde 24,1 payla üretimde birinciliği almaktadır. Bu ülkeyi yüzde 14,5 payla Brezilya, yüzde 7,5 payla ABD, yüzde 7,4 payla Hindistan, yüzde 5,6 payla Meksika, yüzde 4,7 payla İspanya takip etmektedir.”

'Siyasi karışıklıklar ihracatı etkiliyor'

Narenciye üretiminin ülke ihtiyacını fazlasıyla karşıladığını, yaş ve meyve ihracatının da miktar olarak yarıya yakınını gerçekleştirdiğini belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:

“2014 yılında ihraç edilen 3 milyon 532 bin ton yaş meyve sebze ihracatımızın yüzde 44,9’unu narenciye oluşturuyor. Yapılan ihracat karşılığında 942,2 milyon dolarlık dövizin ülkemize girmesini sağlayan narenciye, ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamıştır. Narenciye yaş sebze ve meyve ihracatımızın da lokomotifi konumundadır.

Narenciye ihracatımızın ülkelere göre dağılımına baktığımızda, 2014 yılında yapılan toplam narenciye ihracatımızın yüzde 33’ü Rusya’ya yapılmıştır. Bu ülkeyi yüzde 25’lik payla Irak, yüzde 11’lik payla Ukrayna, yüzde 4’lük paylarla Suudi Arabistan ve Romanya izlemiştir. Narenciye ihracatımızda öne çıkan ve bizim için önemli pazar konumundaki ülkelerde yaşanan siyasi karışıklar ihracatımızı da etkilemektedir.”

'Yapılması gerekenler'

Gerek sağlık, gerek ülke ekonomisi açısından son derece önemli olan narenciyede 2015/2016 sezonunun başta üreticilerimiz olmak üzere, sektörde faaliyet gösteren tüm taraflar için iyi geçmesinin en büyük temennilerini olduğunu bildiren Bayraktar, bin bir emekle işletmesine bakan, artan girdi fiyatları karşısında üretime devam, hasat zamanını dört gözle bekleyen üreticilerimizin emeğinin karşılığını alabilmeleri, bu üretim dalından gereği gibi istifade edilebilmesi ve sektörün daha da ileriye gitmesi bakımından yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

-İhracat iadelerinin yeterli miktarda belirlenmeli, bir an önce açıklanmalı ve ödemeler peşin olarak yapılmalıdır.
-Tanıtım faaliyetleriyle iç tüketim artırılmalıdır.
-Dış pazarda rekabet gücümüz artırılması, üreticilerimizin rekabet edebilmesi için maliyetler düşürülmelidir.
-Gübre, mazot gibi üretim girdilerinin desteklenmesinin yanı sıra,  ilaçlama, depolama, ambalajlama, nakliye gibi unsurların da desteklenerek girdilerdeki KDV oranları indirilmelidir.
-Marka oluşturulmalı, yeni pazarlar bulunarak ihracatın artırılmalıdır.
-Şeker ve asit oranı yeterli seviyeye gelmemiş narenciyenin hasat edilmesi kaliteyi düşüreceğinden bu hususta daha hassas davranılmalıdır.
-Üretimden pazarlamaya kadar olan bütün aşamalarda eğitim ve yayım faaliyetlerine ağırlık verilmelidir.
-Araştırma ve geliştirme faaliyetlerine ağırlık verilerek pazar talebine uygun çeşitler geliştirilmelidir.
-Ürün ve kalite kaybı olmaksızın daha uzun sürede ürün arzının sağlanması, üreticinin kayba uğramaması bakımından depolamaya özel önem verilmesi, soğuk hava depoları artırılması gerekir.
-Üreticilerimizin pazarlama problemlerinin çözümü bakımından, üretici birlikleri finansman bakımından güçlendirilerek daha aktif hale gelmeleri sağlanmalıdır.”