'Yeni fırsatlarla 2016'dan umutluyuz'

Hükümetin eylem planını desteklediğini belirten TÜRKONFED Başkanı Kadooğlu, 2016'dan umutlu olduklarını ifade etti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Tarkan Kadooğlu, iş dünyası için 2015'in kayıp bir yıl olduğunu ancak 2016'dan umutlu olduklarını kaydetti.

Yaptığı yazılı açıklamayla 2015 yılını değerlendiren ve 2016 beklentilerini aktaran Kadooğlu, Türkiye ekonomisinin 2015 yılında seçimlerin gölgesinde kaldığını, yıl içerisinde gündemin siyaset ağırlıklı seyrettiğini belirterek, 2015'te enerji ve petrol fiyatlarının gerilemesinin dış ticaret ve cari açığın azalmasını sağladığını anımsattı.

Kadooğlu, geçen yıl 84,5 milyar dolara yaklaşan dış ticaret açığının 2015 Ekim itibarıyla 69,5 milyar dolara gerilediğini hatırlattı.

Fed'in faiz artırmasına da değinen Kadooğlu, 2015'te gelişmekte olan ülkelerde sert dalgalanmaların yaşandığını, özellikle Çin'in büyüme hızındaki ivme kaybı ve finans sektörü endişeleri nedeniyle bütün gelişmekte olan ülkelerin ekonomik hikayelerinin geçerliliğinin sorgulandığını ifade etti.

Kadooğlu, Türkiye'nin petrol fiyatlarındaki düşüşten en fazla faydalanması gereken ülkelerden biri olması gerekirken, gelişmekte olan ülkeler arasında para birimi en fazla değer kaybedenlerden olduğunu kaydederek, "Merkez Bankasının faiz politikası ve bağımsızlığı tartışmaları, yurt içindeki siyasi gelişmeler ve değişen jeopolitik dengeler, Türkiye ile ilgili bu gelişmenin yaşanmasında öne çıkan başlıklar oldu" değerlendirmesinde bulundu.

Cari işlemler açığının 36-38 milyar dolar seviyesine düşmesinin beklendiğini dile getiren Kadooğlu, bu durumun gayrisafi milli hasılanın binde 5'i kadar bir iyileşmeye işaret ettiğini bildirdi.

Kadooğlu, son iki çeyrekteki toparlanmayla yıl sonu büyüme oranının yüzde 3,5-4 aralığında gerçekleşebileceğini kaydederek, "Yaşanan iki seçim dönemi ve TL'deki değer kaybı, yurt içi tüketimde durgunluk olmadığına işaret ediyor. Güven kaybı ise yatırım tarafında daha belirgin. Özel yatırımlar bir süredir artmıyor" ifadelerini kullandı.

'Ekonomik reformlar hayata geçirilmeli'

Ekonomik ve demokratik reformların yeni dönemde hayata geçirilmesi gerekliliğine işaret eden Kadooğlu, 2016 yılı beklentileriyle ilgili şu ifadeleri kullandı:

"2016 yılı itibarıyla 4 yıl boyunca seçimin yaşanmayacağı bir döneme giriyoruz. Dolayısıyla bu dönemde ekonomik ve demokratik reformların hayata geçirilmesi için bir engel bulunmamaktadır. Türkiye böyle bir dönemin sunacağı fırsatları iyi değerlendirmelidir. Yeni yıla Fed'in faiz artırım kararıyla giriyoruz. Bu sürecin başlamış olması, belirsizliğin ortadan kalkması demek olduğu için aslında olumsuz bir durum değil fakat gelişmekte olan ülkeler arasında, performansa göre bir ayrışma yaşanacak. Bu ayrışma, ülkelerin sadece mevcut büyüme potansiyeline bakarak değil, reform yapma kapasiteleri incelenerek olacak. Bu durumda, Türkiye’nin performansının değerlendirilmesinde reformların uygulanmasının ana unsur olacağı göz önüne alınmalı. Bu nedenle hükumetin 2015 sonunda açıkladığı programın uygulanmasının yatırım ortamı üzerinde olumlu etkisi olacaktır."

'Hükümetin eylem planını destekliyoruz'

Kadooğlu, özel sektörün borçluluk oranlarına da değinerek, Türkiye'nin finansman ihtiyacının yüzde 88'inin özel sektör borçlanmasından kaynaklandığını ve dış borcun yaklaşık yüzde 70'inin özel sektör borcundan oluştuğunu aktardı.

Böyle bir tabloda, hem yurt dışı borçlanma piyasaları, hem de Türkiye'nin kendi siyasi, kurumsal ve makro ekonomik dengeleriyle oluşan risk priminin önemli olacağını bildiren Kadooğlu, Türk özel sektörünün borç çevirmedeki başarılı performansı göz önüne alındığında, 2016 yılında borç çevirme kapasitesinin etkilenmeyeceğini ancak maliyet artışı beklenebileceğini kaydetti.

AB ile müzakere sürecinde ekonomiyi doğrudan ilgilendiren ve 2015 yılının son aylarında açılan 17. Başlık kapsamında öngörülen adımların bir an önce atılmasını beklediklerini ifade eden Kadooğlu, değerlendirmelerini şu sözlerle tamamladı:

"Türkiye-AB ilişkilerinde son dönemde yakalanan olumlu gelişmelerin aynı kararlılıkla devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Sonuç olarak; hükümetimizin açıkladığı 26 maddelik eylem planını destekliyor ve uygulamaların takipçisi olacağımızı söylüyoruz. Reformlarda atılım, yurt içi siyasi gündemin hafiflemesi, kurumsal kalite endişelerinin azalması ve AB ile müzakere sürecinde ilerlemeye girilmesi, Türkiye'nin makro ekonomik göstergelerinin 2016 yılında ciddi şekilde iyileşmesini sağlayacaktır."