Ekonomi gazetecilerine ödül

Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD), üyeleri için dün 'Yaza Merhaba' partisi düzenledi ve yaptığı haberlerden dolayı başarılı bulunan gazetecilere ödül verdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD), dün düzenlediği 'Yaza Merhaba' partisi kapsamında geçen yıl yaptığı haberlerden dolayı başarılı bulunan gazetecilere de ödül verdi. Vodafone'un sponsorluğunda düzenlenen ödül töreni ve 'Yaza Merhaba' partisi İstanbul Ticaret Odası'nın Kandilli'deki Cemile Sultan Korusu'nda yapıldı.

Ödül almaya hak kazanan haberleri EGD Başkanı Celal Toprak, Anadolu Ajansı Finans Haberleri Editörlüğü Başmuhabiri Hasan Arslan, Cumhuriyet gazetesinden Hasan Eriş, Hürriyet gazetesinden Vahap Munyar, Sabah gazetesinden Şeref Oğuz, Dünya gazetesinden Hakan Güldağ, Radikal gazetesinden Jale Özgentürk, EGD'den Fikri Türkel, Bloomberg HT televizyonundan Özlem Dalga, Bugün gazetesinden Perihan Çakıroğlu, Türkiye gazetesinden Metiner Sezer, Zaman gazetesinden İsmail Altunsoy, Sözcü gazetesinden Hayri Çetinkaya, Para dergisinden İdriz Çokal, CNN Türk televizyonundan Emin Çapa, Ekonomist Mustafa Kemal Çolak ve Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel'den oluşan jüri üyeleri belirledi.

Buna göre;

Söyleşi-Röportaj dalında (Yazılı Basın) Milliyet gazetesinden Songül Hatısaru ve Sabah gazetesinden Feride Cem,

Ekonomi Haberi (Yazılı Basın) dalında Sözcü gazetesinden Mehtap Özcan Ertürk,

Ekonomi Haberi (Televizyon) dalında Bloomberg HT televizyonundan Açıl Sezen ve Cüneyt Başaran (Sabah Raporu),

Ekonomi Yazarı dalında HT Gazete'den Abdurrahman Yıldırım,

Ekonomi Programı (Televizyon) dalında CNBC-e televizyonundan Servet Yıldırım ve Mahfi Eğilmez (Son Baskı),

Ekonomi Programı dalında TRT Radyo'dan (Radyo) Ercan Baysal'a (Türkiye'nin Sesi),

Grafik Tasarım dalında (Yazılı Basın) HT Gazete'den Barış Bektaş,

İnfografik Tasarım dalında (İnternet) manset.at'tan Tarık Yılmaz,

Yılın Araştırma Haberi dalında (Yazılı Basın) Milliyet gazetesinden Hanife Baş,

Yerel Basın ödülü dalında (Yazılı Basın) İzmir Dokuz Eylül gazetesinden Mehmet Emin Al ve Batman Çağdaş gazetesinden Barış Aslan ödüle layık görüldü.

Jüri Özel Ödülü Dünya gazetesinden Gamze Şener'e,

Nezih Demirkent Özel Ödülü Hürriyet gazetesinden Burak Coşan'a,

Namık Ahıska Özel Ödülü Sabah gazetesinden İbrahim Acar'a,

Bülent Yardımcı Özel Ödülü CNN Türk televizyonundan Cem Seymen'e (Para Dedektifi),

Esen Salihoğlu Özel Ödülü de Para dergisinden Ezgi Güler'e verildi.

Vodafone Türkiye Özel Ödülünü ise Sabah gazetesinden Timur Sırt'a takdim edildi.

Ayrıca jüri üyelerine de birer plaket verildi. Jüri üyelerinin plaketini İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, Jüri Özel Ödülleri'nin İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve dereceye giren haberlerin sahiplerinin ödüllerini ise Başbakan Yardımcısı Ali Babacan verdi.

'Ekonomi gazecilerinin sorumluluğu ağır'

Babacan ödül töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'yi ana yoldan, salim yoldan sağa sola saptırmaya çabalayanlar olabileceğini, bunların farkına varılması gerektiğini belirterek, "Ekonomi gazetecileri için önümüzdeki dönemde de sorumluluk çok ağır olacak" dedi. Ekonomi gazetecilerinin toplum için büyük önemi bulunan bir görev icra ettiğini anlatan Babacan, "Doğru, isabetli ve yeterli bilgiyi zamanında geniş kitlelere iletmek ekonomimizin sıhhatli büyümesi için ve bilgi simetrisinin toplumumuzda gelişebilmesi için son derece önemlidir. Yine yorumların tarafsız, meslek etiğine uygun bir şekilde yapılması, hiçbir etki altında kalmadan, sadece ve sadece dürüst, doğru görüşlerinizi, analizlerinizi yapıyor olmanız ekonomimiz açısından son derece önemlidir" diye konuştu.

Babacan, ekonomi yayıncılığında ancak tarafsız ve dürüst habercilik anlayışının gerçekleşmesi halinde ekonomi politikalarının bütüncül bir yaklaşımla sahiplenileceğinin altını çizdi. Son 12 yılda Türkiye ekonomisinin katettiği mesafenin herkesçe bilindiğini dile getiren Babacan, şöyle devam etti:

"Satın alma gücü paritesine göre hesap edildiğinde 19 bin doları geçen bir milli gelirimiz var. Bu aşağı yukarı Japonya'nın yarısı demek. Dün TÜİK açıkladı, AB ortalamasının yüzde 55'ine ulaşmış durumdayız. Bu hedeflenen nokta değil, ama inşallah 2023 hedeflerimiz de son derece önemli ve 2023 hedeflerimiz için aslında yol ve reçete belli. Özel sektörün öncülüğünde bir büyüme... Devletin ağırlıklı olarak düzenleyen, denetleyen fonksiyonu icra ettiği, ama özel sektörün önünü olabildiğince açtığı bir ekonomik model... Rekabetle verimliliğin arttığı, yarışmayla şirketlerimizin en iyi olmak için çaba gösterdiği bir ekonomik model."

Gazetelerin ekonomi sayfalarında artık daha çok şirket haberlerinin yer aldığını, ekonomi gazetecilerinin daha çok şirketlerde haber aradığını belirten Babacan, bunun da ekonomideki dinamizmi gösterdiğini söyledi.

"Büyüyelim de varsın cari açık artsın' anlayışı, bugünü kurtarma politikasıdır"

Türkiye'nin ekonomik stratejisinin uzun soluklu ve ayakları yere basan yapısına işaret eden Babacan, büyümenin yanında mali disiplin ve enflasyon uyarılarını da dikkate aldıklarını söyledi. Babacan şunları ifade etti:

"Devletin görevi zaten öngörülebilirliği sağlamak, istikrarı sağlamak ve mümkün olduğunca lüzumsuz heyecanlardan ülkeyi uzakta tutmak. İşte bu açıdan baktığımızda önümüzdeki dönem için mali disiplin, Merkez Bankası'nın bağımsız bir şekilde enflasyonla mücadeleye devam etmesi, yapısal reformlarımızın kararlılıkla devam etmesi… Bunlar çok temel konular. Büyümeyle beraber enflasyonu da düşürmek, büyümeyle beraber cari açığı düşürmek, büyümeyle beraber bütçe açığını, borç stokunu düşük tutabilmek... 'Büyüyelim de varsın borç artsın, büyüyelim de varsın cari açık artsın' anlayışı, bu, günü kurtarma politikasıdır."

Siyasi gündemin hareketli olduğu dönemlerde ekonomiyi de yakından ilgilendiren tehlikelerin ortaya çıkabileceğini vurgulayan Babacan, "Türkiye'yi o ana yoldan, o salim yoldan sağa sola saptırmaya çabalayanlar olabilir. Şahsi siyasi istikbal için ya da partilerin siyasi istikbal için memleketi maceraya sürükleme çabaları olabilir. Bunların hepsinin farkında olmalıyız. Ama sizler zaten ekonomi gazetecileri olarak yıllardır bu mesleğin içinde olan kişiler olarak, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan artık rahatlıkla ayırt edebilecek bir tecrübeye sahipsiniz" ifadelerini kullandı.

Bugünün ekonomi gazetecilerinin çoğunun 1994 ekonomik krizini, daha büyük bir çoğunluğunun da 2001 krizini bizzat yaşadığını anımsatan Babacan, şunları kaydetti: "Hele hele o krizleri yaşayan ve o krizlerin en çok ıstırabını çeken ve topluma nasıl bunun doğrusunu iletebilirim kaygısında olan bir kesim olarak sorumluluğunuz çok büyük. Yani ekonomi gazetecileri için önümüzdeki dönemde de sorumluluk çok ağır olacak, omuzunuzda çok büyük bir yük olacak. Doğru politikalara destek, ama macera arayışına, ülkemizi riske sokacak yaklaşımlara ihtiyatlı, tedbirli durmak, ona göre yaklaşımda bulunmak önemli."

Geçen yıl katıldığı ödül töreninin Gezi olaylarına rastladığını anımsatan Babacan, "O zaman siyasi hava biraz daha farklıydı. Daha karamsar, daha olumsuz bir rüzgar esiyordu. O yüzden biz bugünkü gibi (yağmurlu) havalara razıyız" esprisini yaptı.