Exim’in sermayesi 5 milyar dolar olmalı

Türkiye’de ihracatın ve ihracatçının sadece kur ile değil bütüncül bir yapı içinde finansman ile de korunması gerektiğine işaret eden Ekonomi eski Bakanı Işın Çelebi, Eximbank’ın sermayesinin yükseltilmesi önerisinde bulundu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Özlem ERMİŞ BEYHAN

Ekonomi eski Bakanı Prof. Işın Çelebi’ye göre Eximbank’ın sermayesini 5 milyar dolara çıkarmak lazım. Prof. Işın Çelebi, “İhracatı sadece döviz kuruyla beslemek değil, önemli olan imalatı ve onun bileşenlerini kredi ile desteklemek gerek” derken ihracatçının ana bankası Eximbank’ın da sermayesinin Türkiye’nin ihracatının gücüne oranla kuvvetlendirmek gerektiğine işaret etti. Çelebi, “Eximbank’ın sermayesi 1 milyar dolar bile değil şu anda. 250 milyar dolar ihracat yapıyor bu ülke, Eximbank’ın sermayesi bunun 250’de 1’i… Çok düşük. İhracatı 300 milyar dolara çıkarmak istiyorsanız bunu yapmanız gerekir. Teknoloji ihracatını artırmak, beyin göçünü tersine çevirmek gerek” diye konuştu.

Bakan Şimşek’in 3 yıla ihtiyacı var

“Türkiye sevdalısı insanlar olarak sorunların çözülüp ekonominin dengeye gelmesini isteriz” diyen Prof. Işın Çelebi, Mehmet Şimşek ve ekibine 3 yıl süre verilmesi
gerektiğini düşünüyor. Prof. Çelebi acil adımlar olarak yeni bir bütçeyi işaret etti ve 3 temel alanda dengelenme gereğine vurgu yaptı.

Türkiye’de bir güven ortamı sağlanarak belirsizliğin ortadan kaldırılması gerektiğini belirten Prof. Işın Çelebi, yeni ekonomi yönetiminin zamana ihtiyacı olacağını düşünüyor. Enflasyonun sabırla, acele etmeden yönetilebileceğini belirten Ekonomi eski Bakanı Prof. Çelebi, “Bu bir sihirbazlık işi değil, iktisat bilimine uygun hareket edeceksiniz” vurgusu yaptı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in 3 yıllık bir süre içinde yapısal reformlarla ekonomiyi dengeye ulaştırabileceğini belirten Prof. Çelebi, Eximbank’ın sermaye yapısının güçlendirilmesinin önemine işaret etti. “Biz Türkiye sevdalısı insanlar olarak ekonominin sorunlarının çözülüp bir dengeye gelmesini isteriz” diyen Prof. Çelebi’ye önümüzdeki döneme dair öngörülerini sorduk.

Yeni ekonomi yönetimini nasıl buldunuz?

Daha genç bir ekip. Mehmet Şimşek bence seçilebilecek en iyi isimlerden biriydi. Cevdet Yılmaz da çok yetkin bir isim. Ekonomi yönetimine 3 yıllık bir zaman tanımak gerekiyor.

3 yıl sabredilir mi?

3 yıl gibi bir süreye ihtiyacı var Türkiye’nin, ekonominin toparlanabilmesi için. Bir kere bir bütçe dengesinin oluşması lazım. Gelir gider dengesi kurulması. Bu çok kolay değil, çok zor. Vergi gelirlerinin artırılması lazım. Nereden vergi alacaksınız? İkincisi cari işlemler dengesi oluşmalı. Dış ticaret açığının azaltılması gerekiyor. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 90’lara çıkmalı. Üçüncüsü de yatırım-tasarruf dengesini kurmak lazım. Burada teknolojideki global rekabete bir vurgu yapmak istiyorum. Dünya teknolojide müthiş bir rekabet içinde. Çin ve ABD rekabeti teknolojinin gelişimi üzerine oturdu. Bu rekabette Çin Rusya ile hareket ediyor. ABD ise Japonya, Kore ve Hindistan ile hareket ediyor. Çin, kısıtlamalara karşı Afrika’daki maden yataklarını kullanma sürecinde. Türkiye’de ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 60’lar düzeyinde kalamaz, öyle olursa ülke çok geriye gider.

Türkiye’deki pek çok kuruluş son dönemde yatırımlarını yurt dışına kaydırmış durumda…

Evet ama yatırımın kaçmasından daha çok; bir süredir yatırım gelmiyor ülkeye. Türkiye’nin yatırıma ihtiyacı var. Teknoloji yatırımında en önemli itici güç yabancı sermaye girişi.

Acil atılması gereken adımlar ne sizce?

Türkiye’nin acil yeni bir bütçe yapması lazım, mevcut bütçesi kalmadı. İkincisi bir döviz kıtlığı var ve bu kıtlık artabilir. Mutlaka ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 90’lar düzeyine gelmesi gerek. Ekonominin en büyük problemi dövizdir, orada bir kıtlığa izin vermemek gerekir.

Eximbank’ın sermayesi 5 milyar dolara çıkarılmalı Bu noktada turizmden bir ferahlama gelmez mi?

Temmuzda gelir… Eylüle kadar ancak turizm geliri ile idare edilir. Benim 3 yıl gerekiyor dememin nedeni şu, daha yapısal sorunları çözmek gerekiyor. Yapısal sorunla şunu kastediyorum, Eximbank’ın sermayesini 5 milyar dolara çıkarmak lazım. İhracatı sadece döviz kuruyla beslemek değil , önemli olan imalatı ve onun bileşenlerini kredi ile desteklemek… Eximbank’ın sermayesi 1 milyar dolar bile değil şu anda. 250 milyar dolar ihracat yapıyor bu ülke, Eximbank’ın sermayesi bunun 250’de 1’i… Çok düşük. İhracatı 300 milyar dolara çıkarmak istiyorsanız bunu yapmanız gerekir. Teknoloji ihracatını artırmak, beyin göçünü tersine çevirmek gerek. Onun için 3 yıllık bir süreye işaret ettim. Enflasyonun kalıcı olarak düşmesi için gerçekçi olmak lazım.

Yatırım tasarruf dengesine de işaret ettiniz. O dengeyi sağlamak için ne yapılmalı size göre?

Yabancı sermaye girişini Türkiye hukuk açısından garanti vererek bir nevi sigortalamalı. Kâr transferlerinin rahatça yapılabileceğinin garantisi verilmeli. Bankalar son 6 ayda yurtdışına transferlere inanılmaz engeller getirdi.

Mehmet Şimşek’in gelmesi sanki o sigorta gibi değil mi?

 Evet, ama o sigortayı da eskitmemek lazım.3 yıl Mehmet Şimşek’e sabretmek lazım. 6 ay sonra “Vazgeçtim Şimşek’ten” denmemesi lazım. Sigorta olarak etkili olmalı. Bugün bir avantajımız var; kamunun iç ve dış borç toplamının GSMH içindeki payı yüzde 27 düzeyinde. İkinci avantajımız; Türkiye’nin genç nüfusu ile ciddi bir büyüme potansiyeli var. Negatif yanı ise tarımda ciddi bir gerileme var. Tarımda hem bir verimlilik düşüşü hem de bir gerileme var. Bunları bir bütün olarak bakıp kademeli olarak çözmek lazım. Burada bir sihirli değnek yok. Bu iş iktisat bilimine uygun, uygulamanın içinden gelen bir takımın yapabileceği bir iş. Türkiye’nin bunu yapabileceğini düşünüyorum.

Türkiye’de insanların, şirketlerin, kurumların 3 yıl dayanacak sabrı var mı sizce?

Binlerce yıllık bir tarihi olan Türk toplumu için 3-5 yıl çok uzun değil. Dönüp siyaset tarihine baktığınızda Osmanlı’nın çöküntüsü üzerine kurulmuş, Atatürk ile ayağa kalkmış, sonrasında pek çok ekonomik ve siyasi sıkıntılar yaşanmış, kalkınma dönemleri yaşanmış… Bu sürenin de yeni yönetime sağlanması lazım.

Ali Sami Yen’i yaparken 52 bin kişi gelmez demişlerdi; geldi…

Işın Çelebi ile konuşup, Galatasaray’ı sormamak olmaz. Hele ki şampiyon olmuşken… Prof. Çelebi, Galatasaray’ın şampiyonluğu nedeniyle duyduğu onur ve mutluluğu ifade ettikten sonra hemen hedefi bir çıta yukarıya koyuyor: “Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi’nde de başarılı olmasını çok arzu ediyorum.

Galatasaray Real Madrid’de oynayan Vinicius Junior gibi isimleri alarak güçlenmeli. Olur, olmaz, ama vizyonunu hep daha genişletmeli Galatasaray… Icardi de Galatasaray’da kalmalı. Okan Buruk’un çok iyi bir tercih olduğunu, yıllar yılı Galatarasaray’a büyük faydaları olacağına inandım ve böyle düşünüyorum. Şimdi Fenerbahçeliler bana soruyor; ne yapalım? Kendi ocağınızda yetişen birini getirin diyorum.”

Prof. Işın Çelebi, 2006 yılından itibaren Galatasaray’ın stadının inşa sürecini yönetmiş, o dönem eleştirilere de muhatap olmuştu. Şimdi gelen şampiyonluk; şampiyonluk kutlamasının yapıldığı stad için verdiği emek nedeniyle onun için daha da değerli.

Ali Sami Yen Spor Kompleksi yapılırken 52 bin kişilik planlanmasına dair eleştirileri hatırlatan Prof. Çelebi şöyle konuştu: “Planlamamızın ne kadar doğru olduğu bugün görünüyor. Zaman hedeflerimize ulaştığımızı gösterdi, bundan büyük onur duyuyorum. Bu yıl stadımızda ortalama 45-50 bin seyirciye erişildi. Stad yapılırken '52 bin kişilik stadı dolduramayız' diye çok ağır eleştiriler almıştık. Ancak biz büyük ve uzun vadeli düşündük, bugün haklı olduğumuz ortaya çıktı. Riva’yı sıfırdan inşaata hazır hale getirdik, şimdi kulübe ciddi bir finansman imkanı yaratıyor. Devrim niteliğinde bir birleşmeye imza atarak Sportif A.Ş. ve Futbol A.Ş.’yi birleştirdik. Gelir gider dengesini kurmayı öncelik haline getirdik. Sonuç olarak statta emeği geçen tüm arkadaşlarımın isimlerini VIP girişindeki duvara yazdırdık. Tam bir takım oyunu oynadık. Galatasaray camiası olarak bizim oluşturduğumuz altyapı üzerine yeni bir başarı hikayesi yükseliyor. Değer bilmek ve vefa çok önemlidir.”

Üretimi ve verimliliği artırmadan enflasyonla mücadele edilemez

“Enflasyonla mücadele ederken parasal tedbirler yetmiyor. Toplam arzı artırmadan mümkün değil… Enflasyonla mücadele, üretimi ve verimliliği artırmadan olmaz. Teknoloji ihracatımız toplam ihracat içinde yüzde 1’lerde. Bizim bunu yüzde 15’e çıkarmamız lazım. Teknoloji ihracatını artırdığımız sürece bilgi birikimini artırıyoruz demektir. Bu da yabancı yatırım ve teknoloji ithalatı ile olabilir. Yabancı şirketlerin Türkiye’de teknoloji yatırımı yapmasını sağlamamız gerek.”