OHAL’den şikayet eden tek bir ABD’li firma yok
Türkiye’de yatırımı olan ABD’li firmaları temsil eden TABA-AmCHam’ın Başkanı Bora Gürçay, hiçbir üyelerinden OHAL ile ilgili bir şikayet almadıklarını söyledi. Türk Amerikan İş adamları Derneği Başkanı, “İmaj kaybını düzeltebilmek için ilişkiyi resetlemek gerek” dedi.
Özlem ERMİŞ BEYHAN
Türk Amerikan İş adamları Derneği (TABA/AmCham) Başkanı Bora Gürçay, hiçbir üyelerinden OHAL’e dair bir şikayet gelmediğini söyledi. Gürçay, 15 Temmuz sonrası ABD’de Türkiye’yi doğru anlatabilmek için çaba gösterdiklerini anlattı. Taba’nın 400’ü aşkın üyesi, Türkiye’de yatırımı olan ABD’li şirketlerden ve Amerika’da yatırım yapan Türk şirketlerinden oluşuyor. Gürçay, “Gerek ABD, gerek Avrupa’da Türkiye aleyhine çok ciddi bir algı yönetimi var. İki ülke arasındaki ilişkiyi resetlemeliyiz ki imajı olumluya çevirebilelim” dedi.
► Türkiye ile ABD ilişkilerinde, yaşananlardan sonra nasıl bir fotoğraf görüyorsunuz?
Geçtiğimiz yıl yaşanan talihsiz kalkışma sonrası gerek ABD, gerek Avrupa’da Türkiye aleyhine bir algı yönetimi yapıldı. Hem de çok üst düzey yetkililerde Senato, Kongre üyelerinde bile görebiliyordunuz bu algı yönetimini. Biz TABA olarak gerçekte yaşananları ABD’de anlatabilmek için büyük çaba gösterdik. Dev Amerikan şirketleri ile görüşürken bile bu algıyı gözlemledik.
Biz buradaki yatırım ortamını nasıl iyileştirebilirizi düşünürken aslında iki ülke arasındaki ilişkiyi resetleyip, sonrasında imajı olumluya çevirmek gerektiğini gördük. Bu yolda kendimize bir iş planı hazırladık. Tarım, enerji ve IT olmak üzere 3 temel sektör belirledik. ABD’den Türkiye’ye Senatör ve Kongre üyelerinin katılımı ile bir seyahat planladık. Bunu gelecek 4 yıl için sürekliliği olan bir plan olarak düşündük.
► Gelip Türkiye’yi gördüklerinde o imajın da düzelebileceğini mi düşünüyorsunuz?
Evet, sadece siyasetten değil, basından ve büyük şirketlerden de temsilcilerin gelmesini planlıyoruz. Bir şeyleri yerinde görmek önemli. Buradaki yatırımcıların genişleme planlarını hayata geçirmesi, yeni Amerikan firmaların Türkiye pazarına giriş yapması için buradaki ortamı görmeleri önemli. Bu nedenle biz bunu misyon edindik. Kongre üyelerinin Amerikan şirketleri üzerinde çok önemli etkileri var. Bu nedenle bu gezinin önemli etkileri olacağına inanıyoruz. Türkiye’nin Suriyeli mültecilere uzattığı yardım elinin önemini de onlara anlatabilmek istiyoruz. Ne kadar önemli bir sıkıntıyı Türkiye’nin çözdüğünü, tarihte hep olageldiği gibi nasıl zorda kalana kucak açtığını gösterebilmek istiyoruz. Çünkü görüyoruz ki Amerika’da hükümet karşıtı organizasyonlar hep ülkemizin negatif taraflarını ön plana çıkarıyor.
► Ne zaman planlanıyor bu seyahat?
Şu an Amerika’daki hükümet tatilde. Onay mekanizmaları sonrası bunun Ekim sonu gibi olabilmesini hedefliyoruz. Tatil dönemine girmeden olsun istiyoruz. Bunu ilk kez yapmıyoruz, önceki dönemlerde de yaptık. Ancak bu kez bu organizasyonun etkilerini de ölçüp, yansımaları takip edip, oradaki negatif algı yönetiminin ne kadar pozitife çevrilebildiğini de ortaya koyabilmek istiyoruz. 35 yıllık bir kuruluş TABA, çok önemli bir bilgi birikimine sahip. Bu bilgi birikimi ile Ekonomi Bakanlığının da desteği ile biz iki ülke arasındaki ilişkilerdeki toparlanmanın hızını artırmak istiyoruz.
► Yatırımcıların OHAL ile ilgili endişelerinden bahsediliyor. Size ne kadar geliyor OHAL’e dair sorular, eleştiriler? Bir an önce kaldırılacak deniyor ama bu yeterli oluyor mu yatırımcı için?
Şöyle söyleyeyim, ben kendi adıma çok büyük bir Amerikan firmasının temsilcisiyim. Bizim buradaki herhangi bir yatırım planımızı etkilemiyor. Siz tatile gittiğinizde, alışveriş yaparken OHAL olduğunu hissediyor musunuz, hissetmiyorsunuz. Bu tamamen bu sürecin hızlıca tamamlanabilmesi için devam eden bir uygulama. Ben buna ayrıca firmaların güvenliğini koruyan bir süreç olarak da bakıyorum. Sürekli negatif olarak bakmak değil, Fransa’da nasıl şirketler devam eden OHAL’de faaliyetlerine devam ediyorsa Türkiye’de de şirketler eskisi gibi işini yapıyor. Benim satışımda, operasyonumda hiçbir şekilde etkilenme olmadı. Şirketlere el konulan sürecin tedirgin ettiğine dair yorumlar vardı. Kayyumda işlerin hızlı yürümediği, ödemelerin aksayabildiği...
Temiz bir ticaret ortamının olabilmesi için Türkiye içinde de bazı şeyleri resetleyip, sıfırlayıp sonrasında hızlı bir yol alabilmek önemli. Bir aracın sürekli 90’da gitmesi değil, belki bir süre 50 kilometreye indirip hızı, balansını ayarlayıp sonra 180’e, 200’e çıkması daha iyi değil mi? Ben kendi adıma bunu doğru buluyorum, çünkü süreç tam temizlik yapılmadan yarım bırakılsa daha da uzayacak, belki sorun hiç çözülemeyecek. Türkiye’nin ihracat ve büyüme rakamlarının hala olumlu gidiyor olması da OHAL’in sadece devletin kendisine uyguladığı bir şey olduğunu, iş dünyasını etkilemediğini gösteriyor.
► Peki dernek üyesi hiçbir firmadan bir şikayet yok mu bu konuda?
Hayır, 400’ü aşkın üye firmamızdan bir tekinden bile yazılı tek bir mail gelmedi bu konu ile ilgili. Sözlü olarak da bir problem, şikayet iletilmedi. OHAL’den dolayı şu yatırımı yapamıyorum, şu işimde sorun oluyor gibi bir şikayet hiç duymadım. Elbette başınız ağrıyacak, eksileri olacak ama bu sürecin bir an önce tamamlanıp ülkenin içindeki sorunlu hücreleri atması gerekiyor. Yarıda bırakılırsa problemler yeniden büyür, bir süre sonra tekrar başınızı ağrıtır. Ben buna öyle bakıyorum. Türkiye’de OHAL’e dair söylenenlerin bir algı yönetimi olduğunu düşünüyorum.
2 bin 800 çeşit gümrüksüz üründe fırsat var
Bora Gürçay, Türkiye ile ABD arasındaki 17-18 milyar dolarlık iş hacminin 5 yıl içinde 25 milyar dolar seviyesine çıkarılabileceğine inanıyor.
“İki üke arasında 3 bin 500 ürün sıfır gümrük vergisi ile alınıp satılabiliyor. Ancak yaptığımız incelemede sadece 700’e yakın ürünün ticaretinin yapıldığını fark ettik” diyen Gürçay, önümüzdeki dönemde kıtalar arası paktların yerine ülkeler arası anlaşmaların önem kazanacağı bir sürece girildiğini anlattı.
Gürçay, Trump dönemindeki bakış açısının bunu öne çıkardığını vurgulayarak ABD ile Türkiye arasında gümrüksüz olmasına rağmen ticareti çok az yapılan 2 bin 800 ürüne dair çalışma başlattıklarını söyledi. Gürçay, “KOBİ’leri bu konuda bilgilendirerek, teşvikleri kullanarak, bu ticareti çok az yapılan 2 bin 800 ürüne odaklanırsak iki ülke arasındaki ticaret hacmini hızla artırabiliriz” dedi. Hedef 36 milyar dolarlık ticaret hacmine 5 yıllık bir dönemde ulaşabilmek. Gürçay, TABA olarak ABD ile ilgilenen KOBİ’ler dahil tüm şirketlere bu çok önemli fırsatlar barındıran ürün grupları ile ilgili bilgi vermeye açık olduklarını söyledi.
Sıfırdan iki büyük Amerikan yatırımı Türkiye’ye gelmek için gün sayıyor
“Türkiye’yi yatırım yapmak üzere inceleyen firmalar var. Onlara Türkiye’yi gerçekleşen rakamlarla anlatmaya çalışıyoruz. Son olarak 2 büyük Amerikan yatırımı Türkiye pazarı için son hazırlıklarını tamamlama noktasına geldi. Sıfırdan yeni yatırımlar bunlar. İkisi de 200 milyon doların üzerinde. Yerler seçildi, bölgeler belirlendi, yerel ortaklarla temaslar kuruldu. Yakın zamanda gerçekleşecek iki yatırım bu. Start-up değil, Amerika’nın büyük firmaları bunlar. Türkiye’deki yatırımı bölge üssü haline getirmeyi planlayan firmalar bunlar. Şirketlerden biri yüksek teknoloji alanında faaliyet gösteriyor. Türkiye’deki mühendislik eğitiminin çok üst düzey olması onları etkiliyor. Buradan yeterli eğitimde mühendisler bulabilecek olmaları yüksek teknoloji şirketlerinin yatırım kararını çok etkiliyor. Bu tip yüksek teknoloji firmalarının yatırıma gelmesi Türkiye’nin parlak beyinlerini yurt dışına kaçırmaması açısından da önemli.”
Amerikalı firmalar Türk tarımını modernleştirmeye talip
“Tarımın modernizasyonu Amerikalı yatırımcıların ilgi alanına giriyor. Bu açıdan Türkiye’de çok potansiyel var. Son olarak Adana’daki konsolosluk vasıtasıyla iki hafta önce bir toplantı düzenledik ve iki ülke arasındaki sıcaklığı nasıl işe dönüştürebileceğimizi konuştuk. Bu konuda çok talep alıyoruz.”
ABD'ye gitmek değil, kalabilmek önemli
Amerika’da ticaret sisteminin çok farklı olduğunu anlatıyor TABA Başkanı Bora Gürçay. Şirketleri ülkedeki sistematik farklılıklara dair uyarıyor. Standartlar bile farklı... “Bir örnek vereyim” diyerek anlatmaya başlıyor: “Bir firmamız vardı, her tür garanti belgesi olduğu konusunda iddialıydı ama Amerika’da yatırıma gittiğinde elindeki sertifikaların geçerli olmadığını fark ederek 2 yıl kaybetti. Amerika’da şirket kurmak kolaydır ama önemli olan gitmek değil kalabilmek. Türk şirketlerin hızlı gidip hızlı döndüğünü görüyoruz bu pazara. Belirli eyaletlerdeki teşviklerden etkilenip gidiliyor sonra bir bakılıyor ki kurumlar vergisi yok ama bambaşka bir vergi iki katı... Burada yanlış yerlere zaman ve para harcamamak için baştan doğru araştırma, satış stratejilerini doğru belirlemek çok önemli. Sertifika işlemlerinin ABD’de işe başlamadan 1.5 yıl başlatılması gerek."
Teşviklerde ISPAT'ı tavsiye ederim
“Teşviklerde hızlı bir süreç gözlemliyoruz biz. Son olarak bir üyemiz bizim yönlendirdiğimiz noktalara ulaşarak 2 hafta içinde onayları aldı ve 100 şubeli bir donmuş yoğurt zincirini ABD’den Türkiye’ye getirmek için hızla bir yol aldı. Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’ndan (ISPAT) bu konuda çok destek alıyoruz. Ekonomi Bakanlığı da destek veriyor. Benim tavsiyem tüm yatırımcıların farklı teşviklerle ilgili koordinasyon sorunu yaşıyorsa ISPAT’ı kullanması.”