'Yeni burjuvazi' ve orta sınıfı doğru okumak...

Hakan GÜLDAĞ
Hakan GÜLDAĞ hakan.guldag@dunya.com

Kimlik... Kesim... Toplumsal katman... Nasıl adlandırırsanız adlandırın... TÜSİAD'ın yayın organı Görüş dergisinde Fuat Keyman ve Hakan Yılmaz hocaların incelediği 'yeni orta sınıflar' Türkiye'nin
bugününü ve geleceğini şekillendiriyor...

 

guldah_graf.jpg

 

TÜSİAD...
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği 2012'de 41 yılı devirdi...
600 üyesi var...
Bu 600 üye 4000 şirketi temsil ediyor...
O şirketler ise Türkiye'de yaratılan katma değerin aşağı yukarı yüzde 50'sini üretiyor...
Enerji dışında dış ticaretin %80'ini gerçekleştiriyor...
Kurumlar vergisinin yüzde 85'ini ödüyor...
Ve Türkiye'deki kayıtlı istihdamın yüzde 60'ını bünyesinde barındırıyor...
  ***
TÜSİAD'ın kurulduğu 1971 yılından bugüne 14 başkanı oldu...
14. Başkan Ümit Boyner'in görev süresi doluyor...
17 Ocak'ta genel kurul var...
Yeni başkanın kim olacağı da belli... Geleneksel olarak TÜSİAD'da tek aday çıkıyor...
Bu çerçevede, Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı ve halen TÜSİAD'ın Başkan Yardımcılığı görevini sürdüren Muharrem Yılmaz'ın 'Patronlar Kulübü'nün 15'inci TÜSİAD Başkanı olacağına kesin gözüyle
bakılıyor...
  ***
Boyner, geçen hafta gazetelerin yayın yönetmenleriyle bir akşam yemeğinde buluştu...
Deyim yerindeyse 'veda' yemeğinde...
Pek çok şey konuşuldu...
Kuvvetler ayrılığından, 2023 hedeflerine...
Bir hayli fırtınalı bir dönemde başkanlık yapan Ümit Boyner, sorulara samimiyetle yanıt verdi...
Hatırlayacaksınız, mesajlarına perşembe günkü DÜNYA gazetenizde geniş yer verdik...
  ***
O akşam, konuşulan konulardan biri de TÜSİAD'ın yayınlarıydı...
TÜSİAD raporları hep önemli oldu... 1990'ların ikinci yarısından itibaren de pek çoğu gündem oluşturdu... Örneğin, “Türkiye'de Demokratikleşme Perspektifleri” raporu... Anayasa Profesörü
Bülent Tanör tarafından hazırlanmıştı... Ocak 1997'de yayımlanan rapor, cesur önerileriyle de hayli tartışma yaratmıştı...
  ***
TÜSİAD'ın bir yayını daha var...
Daha doğrusu derneğin yayın organı...
Görüş dergisi...
2004 yılında yayınına ara verilmişti...2010 Nisan ayında yeniden çıkmaya başladı...
Son sayısının kapağı hayli tartışmalı bir konuyu ele alıyor: Türkiye'de Burjuva Olmak...
  ***
Prof. Ahmet İnsel...
Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi...
İnsel'e göre, “MÜSİAD, yani Müslüman işadamlarının örgütü, nesnel olarak bakıldığında dört dörtlük bir burjuva örgütü. TUSKON da öyle... Bu ikisinin TÜSİAD'dan bu açıdan bir farkı yok
(...) Bu örgütler işveren örgütü Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'ndan farklı olarak kültürel aidiyetler temelinde oluşmuş işveren dernekleri...”
  ***
Prof. İnsel, Türkiye'de burjuvazinin Batı'dan farklı bir yol izlediğine dikkat çekiyor ve şunları söylüyor: “Türkiye dışında kapitalist ülkelerde, böyle kültürel kimlikler üzerine dayalı iş dünyası örgüt
parçalanmasına pek rastlanmaz. Burjuvanın müstakili, cumhuriyetçisi, Doğulusu, Batılısı olmaz. Türkiye'de ise sınıf ilişkileri dini, kültürel ve etnik kimlikler tarafından belirleniyor...”
  ***
Orhan Pamuk'un burjuva tarifi...
Buna ilişkin MÜSİAD kurucu başkanı Erol Yarar'ın yorumu...
Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu'nun yaklaşımları...
İnsel, bir hayli malzeme toplamış tezi için...
Ve o malzemenin üstüne bir o kadar tartışmalı bir tespitte bulunuyor: “Fiilen iktidar bloğunun ve egemen sınıfın bir parçası olmasına rağmen, otantik Anadolu burjuvazisinin bu sıfatı kabullenmemesi, 'Biz değil, onlar' demeye devam etmesi, aşağıdan gelen muhafazakar-liberal demokratikleşme dinamiğinin hedef tahtasında 'üst sınıf' olarak başka bir kesimin kalmasını sağlıyor. Bunu Batı Avrupa devrimlerinde burjuvazinin aristokrasiyi yerleştirdiği toplumsal tepki paratoneri olma konumuna benzetebiliriz...”
  ***
Prof. İnsel'e göre, bu durum, AK Parti'nin bugünkü hegemonik konumunu besleyen en önemli olgulardan biri...
İnsel, “Gelecek yıllarda, TUSKON, MÜSİAD gibi örgütlerin, halk nezdinde TÜSİAD gibi burjuva örgütleri olarak tanımlanması, AKP'nin de burjuva partisi olarak adının konması, Türkiye toplumunda taşların yerli yerine oturmasının önemli bir adımı olacak” diyor...
Değişik görüşlere yer veren bir platform olarak TÜSİAD'ın dergisinde, Prof. Ahmet İnsel'in Türkiye'de burjuvazinin serüvenini ele aldığı makalesiyle ortaya koyulan tartışma orta sınıflara ilişkin
iki makale ile devam ettiriliyor...
TÜSİAD Genel Sekreteri Zafer Ali Yavan...
Görüş'ün giriş yazısında yanıtını aradıkları soruyu şöyle formüle etmiş: “Bir dönemler değişim ve dönüşümün taşıyıcısı olan burjuvazinin yerini orta sınıflar mı aldı?”
  ***
Yanıtlara gelince...
Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Fuat Keyman'a göre, “Bugün ve yarın Türkiye'nin dönüşüm sürecini, yeni orta sınıflara gönderim yapmadan ya da yeni orta sınıf gerçeğini anlamadan
çözümlemek mümkün değil...”
Şöyle diyor Keyman: “1994'ten bugüne orta sınıfın Anadolu'da giderek yaygınlaşmasına, hatta son dönemde merkeze gelmesine şahit olduk. Anadolu'nun gösterdiği ekonomik dinamizm, başarılı ve aktif girişimcilik ve hızlı kentleşmeyle birlikte oraya çıktı...
Ve hem çevrede Anadolu Kaplanları dediğimiz merkezlerin oluşmasına...
Hem de çevrenin merkeze gelmesine yol açtı...”
  ***
Peki Türkiye'de orta sınıf neyi temsil ediyor? Daha doğrusu, bu soruya yanıt arayan Boğaziçi Üniversitesi  öğretim üyesi Prof. Dr. Hakan Yılmaz'ın ifade ettiği şekilde “orta sınıflar”...
Çünkü tek bir orta sınıftan bahsetmek de mümkün değil...
“Günümüz Türkiye'sinin kentsel bölgelerinde üç ana sınıfsal küme”nin olduğunu belirtiyor Prof. Yılmaz ve bunları şöyle sıralıyor:
  ***
“Pramidin tepesinde, kentsel nüfusun yaklaşık yüzde 22'sini oluşturan üst sınıf...
Eteğinde ise nüfusun yüzde 33'üne tekabül eden alt sınıf...
Bu sınıflara daha doğru bir terminolojiyle orta-üst ve orta-alt sınıflar da diyebiliriz. Pramidin göbeğinde ise yüzde 45'lik bir oran ile en kalabalık kesimi teşkil eden orta sınıf yer almakta...”
  ***
Üstte, Prof. Dr. Hakan Yılmaz'ın ilkini 2007'de ikincisini ise bu yıl gerçekleştirdiği “Türkiye'de Orta Sınıflar” başlıklı kamuoyu araştırmalarına dayanarak oluşturduğu gözlemleri ve demokrasiyle ilişkilerine yönelik değerlendimelerinin özet bir tablosu var...
Katılırsınız ya da katılmazsınız...
Ama orta sınıfı tartışmamız ve kavramamız lazım..
Diyeceksiniz ki, orta sınıf Aristo'dan bu yana tartışılıyor...
Ancak bugün iş değişti...
Orta sınıflarda ne olup bittiğini kavramaya çalışmak sadece bilim adamlarının ya da siyasetçilerin işi değil...
İş adamlarının da işi...
  ***
Perakende devlerinden, bankalara...
Türkiye'nin dinamik ve genç orta sınıfı dünyanın da ilgisini çekiyor...
Görünen o ki, bir yandan davranışlarını ve beklentilerini iyi okuyabilenler için orta sınıflar giderek güçlenen bir kazanç kapısı...
Öte yandan, merkeze doğru hareket ederek güçlü bir aktör konumuna gelen orta sınıflar son yıllarda Türkiye'de yaşanan dönüşüm sürecinin de anahtarı konumunda...
Bu çerçevede, Prof. Keyman'ın bir sözüne katılmamak mümkün değil: “Türkiye'nin geleceğini yeni orta sınıf belirleyecek...”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar