2014

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ debrovian@gmail.com

İki senedir yatırımlar ve büyüme –ve elbette son dönemde istihdam- parlak seyretmiyor. Özellikle bu yılın ilk yarısında büyümeyi negatif etkilemeye devam eden özel yatırımlar kalemi üçüncü çeyrekte artıya geçti. Kamunun itişiyle, stok birikimiyle ve tüketim talebiyle büyüyoruz desek de, sonuçta 2012-13 ortalaması ancak yüzde 3 olacak. Bilinen tüm ölçümlere göre bu oran potansiyel büyüme oranının altında. Buna rağmen hem uluslararası yatırım pozisyonu bozuldu, hem özel sektör dış borcu artmaya devam etti, hem düzeltilmemiş rakamlarla cari açık yükseldi. Bu yıl cari açık/GSYH oranı yüzde 7-7.5 arasında gerçekleşecek. Enflasyon da yüzde 7 gibi bir eğilime yerleşti. Bu manzaraya bakınca 2014 iyi bir performans için uygun bir baza oturuyor denebilirdi. Hiç değilse potansiyel büyüme hızına çıksak, yüzde 4.5 civarında büyüsek, büyümenin kaynakları da yeniden, tekrardan “yeniden dengelense”... Olur mu? Olmayacak gibi görünüyor.

Birincisi, kredi artış hızı yavaşlıyor ve momentum (13 haftalık, düzeltilmiş, yıllıklandırılmış) kredi artış hızı yüzde 20’nin altına geriledi. Gerileme sürecektir ve özellikle tüketici kredisi/kredi kartı düzenlemeleri kısmen etkili olacaktır. Talebin başka türlü finansmanı ayrı konu. Yani yüzde 15-20 arası kredi büyümesine gerilemek mümkün. Zaten parasal sıkılaştırma kaçınılmaz ve kaçınılmaz olarak kredi faizlerini yukarı çekecek. Açıkçası likiidte önlemleriyle, “ince ayarla” alınacak çok fazla mesafe yok gibi. Fed konusunda kafa karıştıracak bir prensip tartışması kalmadı: Varlık alımları sona erdiriliyor, gecelik faiz 0-0.25 aralığında tutulmaya devam ediliyor. Varlık alımının hangi hızda sona erdirileceği konuşulur, fakat sonucu değiştirmez. Dünya Bankası başkanı Kim’in söylediğinden devam edersek, gelişmekte  olan piyasalardan (GOP) çıkacak büyük bir para var. GOP’un ortalaması durumunda olduğumuz için –CDS yükseldi ama 20 delta, “orta yolcu out-of-money opsiyonlara ve 25  delta vol reversals bakınca durum bu- genelde risk demek. Fakat biz GOP’un içinde en risklilerden sayıldığımız için özelde de risk demek. Bir de “event risk” belirdi. Piyasaların “siyasi risk” dediği şey her ne ise, o artsa da artmasa da, “event risk” çoktan oluştu.

Bu durumda 2014 için şöyle bakıyorum. 2013 son çeyrek ne kadar yüksek gelirse, düzeltilmemiş büyüme rakamı 2014’te o kadar düşük gelecek. Bu yıl yüzde 3.7-3.9 gibi kapanırsa seneye 3-3.5 aralığında kalabiliriz. Bu tabii baz senaryo ve kurun oynak, ama yukarı doğru dik trend vermeyeceği, fonlama maliyetinin de ortalama yüzde 8.5 olacağı bir yol haritası.Riskleri aşağı yönlü görüyorum: Yüzde 2’ye gerileyen büyüme, yüzde 10’a yaklaşan fonlama faizi de mümkün. Bu arada likidite ihtiyacını ZK ve borçlanma oranını düşürerek azaltmak, 20 milyar TL’ye çekmek cari miktarlar korunursa efektif faizi (fonlamayı) aşağı çekmek anlamına gelir. Amaçlanan bu olmadığına göre haftalık repo faizinin (yüzde 4.5) ocak sonunda sadece adı kalabilir. İyi haber cari açık yüzde 6.5-7 aralığına geriler. Kötü haber bunların olması için bile net ihracatın pozitif katkı yapması gerekecek. Petrol fiyatı düşük seyreder, dolar euroya karşı değer kazanır. Enflasyon, kur şoku olmazsa, yüzde 7’nin biraz altına geriler. Elbette gıda fiyatları belirleyici olacak bu durumda.

Yani? Risk çok. İşler iyi giderse düşük büyüme hızında, düşen cari açıkla –en azından altın  ithalatının negatif etkisi bitti diye düşünmek mümkün, daha yüksek faizlerle, 2013’e göre 1 puan düşük enflasyonla ve düşen kredi ve aktif büyüme hızlarıyla 2014’ü “duraklama yılı” olarak kayıtlara geçebiliriz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ve yavaşlama 01 Ekim 2019
Fed, resesyon, Türkiye 24 Eylül 2019
Coğrafya ve imparatorluk 17 Eylül 2019
Fed ve dolarizasyon 25 Haziran 2019