‘Annus horribilis’* dönemi Fed için geride kalacak mı?

Mohamed A. EL-ERİAN
Mohamed A. EL-ERİAN info@dunyaeko.com

ABD Federal Rezervi (Fed) son iki yılda analizlerinde, politika oluşturmada, iletişim ve yönetişimde defalarca hata yaptı. Yapılan bu hataların küresel ekonomiye yanşamaları ise herkesçe malum. Fed’in hatalar zinciri sonrası gelişmekte olan ülkelerin yüksek borç sarmallarının kıskacına girdiğini gözlemliyoruz. Yeni dönemde Fed, küresel ekonomideki etkinliğini yeniden geri kazanmak ve gereksiz dış müdahalelere karşı savunmasızlığını azaltmak istiyorsa, geçmiş hataları telafi etmek zorunda. Mevcut durumda, ne ABD yönetimi ne de dünyanın geri kalanının yeni bir ‘annus horribilis’ dönemine tahammülünün kaldığını düşünmüyorum.

Hataları kabul etmek saygınlığı artırır mı?

Şimdi biraz geçmişe doğru yolculuk yapalım. Yukarıda kullandığımız Latince kökenli kavramın dilimize hangi olayla aktarıldığını anımsayarak, Fed yetkililerine belki de ilham verecek bir olayı hatırlayalım. Kraliçe II. Elizabeth, tahta çıkışının 40’ıncı yıl dönümünde duygularını şu sözlerle dile getirmişti: “1992, geriye dönüp saf bir zevkle bakacağım bir yıl değil. Çünkü gerçek anlamda bir ‘annus horribilis’ yaşadık.” Kraliçenin ünlü olan konuşması, Windsor Sarayı’ndaki bir yangın, iki çocuğunun evliliğinin sona ermesi (üçüncü bir kraliyet ayrılığı gelecek ay halka açıklanacak) ve çeşitli sızıntılar da dahil olmak üzere Kraliyet için bir yıl süren rahatsız edici gelişmelerin ardından geldi.

Kraliçenin bu zorlukları takdire şayan bir şekilde açık ve dürüst bir şekilde kabul etmesi, monarşiye yönelik yerel ve küresel çapta bir 30 yıllık muazzam saygının daha sağlamlaşmasına yardımcı oldu. Yeni bir yıla girerken, art arda ikinci annus horribilis döneminden çıkmak isteyen ABD Federal Rezervi, onun örneğini dikkate alsa iyi eder. Bu, Fed’in politika güvenilirliğini yeniden kazanması, itibarını geri kazanması ve gereksiz siyasi müdahalelere karşı savunmasızlığını azaltması için en iyi şansı. Çünkü son iki yılda, Fed’in enflasyon değerlendirmesinde feci şekilde yanıldığı kanıtlandı. Tahminleri, bazı eski Fed yetkililerinin alenen ve defalarca onları reddettiği kadar, hedeften çok uzaktı. Bu oldukça sıra dışı bir olay aslında ancak tahminlerdeki fecaatler için ayrıca bir yazı kaleme almak gerekiyor.

Satın alma gücünü aşındıran hatalar zinciri

Sonuç olarak politika yapıcılar, o zamandan beri herkesin satın alma gücünü aşındıran ve toplumun en savunmasız kesimlerini en çok vuran fiyat artışlarını kontrol altına almak için zamanında hareket etme fırsatını heba etti. Daha da kötüsü, Fed Kasım 2021’de hatasını fark ettikten sonra bile yeterince hızlı tepki vermeyerek yine hata yaptı. Mart 2022’ye kadar, giderek enflasyonist bir ekonomiye likidite enjekte etmeyi bırakmadı ve o ayki ilk faiz artışı çekingen bir şekilde 25 baz puan oldu.

Ekonomistler ve piyasalar, bu bileşik hataların başka bir hataya zemin hazırladığından giderek daha fazla endişe duyuyor. Dünyanın en güçlü merkez bankası, on yıllardır en önden yüklenen, en hızlı tempolu yürüyüş döngüsüne zorlandığı için artık durgunluğun pençesine itildi. Ekonominin tam da kısır döngüye kapıldığı bir dönemde yani Fed’e en çok ihtiyaç duyulacak bir dönemde ABD ekonomisinin stabil kalmaktan ziyade dibe doğru dalışa geçmesi affedilir gibi değil.

Fed’in zayıf performansı, analiz ve politika oluşturma ile sınırlı da değil. İletişimi de arzulanan performansın oldukça gerisinde. Son iki yılda birden fazla kez, Fed, Temmuz ayında politika faizinin zaten nötr bir seviyede olduğunu öne sürdüğü zaman olduğu gibi oldukça yanlış tavsiyelerde bulundu. Fed’in bu yaklaşımı, “analitik olarak savunulamaz” ve “hüsnü kuruntu” ısrarının göstergesi olarak nitelendiren eski ABD Hazine Bakanı Lawrence H. Summers da dahil olmak üzere yaygın eleştiriler aldı.

Piyasa, Fed’in tahminlerine göre artık fiyatlama yapmıyor

Öte yandan Fed, son projeksiyonlarında ve yılın son basın toplantısında, piyasalara politika faizinin 2023 sonunda muhtemelen yüzde 5.1 olacağının sinyalini vermek için elinden geleni yaptı. Bu ileriye dönük rehberlik, 19 Fed yetkilisinden 17’si tarafından desteklendi. Fakat piyasalar hala bunu fiyatlamadı. Bunun yerine vadeli işlem piyasaları, aksini söylediği her şeye rağmen Fed’in önümüzdeki yıl boyunca faiz oranlarını düşürmek zorunda kalacağını tahmin ederek, yüzde 4.4’lük bir politika faiz oranına işaret ediyor. Düşünün dünyanın en saygın finans kurumlarından birisinin yaptığı tahminlere artık piyasa itimat etmiyor. Buraya kadar Fed açısından ne kadar korkunç bir yılın geride kaldığını idrak ettik mi peki? Açıkçası piyasadaki oyuncuların tamamı korkunç yıl noktasında hemfikir. Fakat kendisine dürüst olmanın ötesinde olan tek kurum maalesef ki Fed gibi duruyor.

Şüpheli hisse senedi alımlarını hatırlıyor muyuz?

Tespitlerimize devam edelim. Son iki yılda Fed kanadında etik kaymalar da oldu. Üç üst düzey Fed yetkilisi, Fed politikalarının değerlemelerini büyük ölçüde artırdığı salgın sırasında, şüpheli hisse senedi alım satım uygulamalarına girişti. Bu konudaki raporların kamuya sızmasının ardından peşi sıra üç istifa birden geldi. Ardından dördüncü bir yetkili, ticaret kurallarını ve raporlama gerekliliklerini ihlal ettiğini kabul etti ve beşinci bir yetkili, büyük bir banka tarafından düzenlenen, yalnızca davetle yapılan, kayıt dışı bir etkinlikte konuşmayı kabul ederek, kaşlarını kaldırdı.

Tüm bu gelişmeler, hem ABD ekonomisinde hem de uluslararası para sisteminde kesinlikle kritik bir rol oynayan bir kurumun etkinliği, konumu ve itibarı hakkında bariz endişeler uyandırdı. Korkunç yıllar bu tarz göz önündeki kurumların otoritesini zayıflatmakla kalmaz, tahminlerinin etkisini baltalar ve ileriye dönük rehberliğinin etkinliğini aşındırır. Aynı zamanda onu dış müdahaleye karşı savunmasız hale getirebilir. Bu, Fed’in yetkisi dahilinde yerine getirmesi gereken operasyonel özerkliği daha da tehdit edebilir.

İleriye bakıldığında, Fed’in enflasyonla ilgili daha önceki hatalarını telafi etmek için yeterince şey yapmış olması pek olası değil. Enflasyon düşmeye başladı fakat geçim kaynaklarının gereksiz yere zarar görmesi pahasına iki yıl boyunca ertelenen kararlar var ortada. Buna ilave enflasyonun 2023’ün sonlarında, Fed’in yüzde 2’lik hedefinin üzerinde bir oranda sabit kalma riski hala var. Böyle bir durumda, Fed eşit derecede rahatsız edici politika seçenekleri arasında seçim yapmak zorunda kalacak ve eğer ABD resesyona girerse bunların hepsi toplum için daha da acı verici hale gelecek. Bu tür zorluklarla yüzleşmek için Fed’in 2021-22 başarısızlıklarını aşması gerekecek. Görevinin artık kritik bir dış bileşeni ve aynı derecede önemli bir iç bileşeni var. Bu nedenle bu hayati kurum, merhum kraliçenin 30 yıllık olağanüstü oyun kitabından bir sayfa alıp, kendisine ilham verecek yaşanmışlıklardan ders çıkarmalı.

* “Korkunç yıl” anlamına gelen Latince bir ifadedir. Kötü geçen yıllar için kullanılır.