Başarıya ulaşmanın en isabetli yolu: Sosyal zekâ

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Yücel Uygun

“Hayata gülümsediğinizde bir yarısı sizin, öbür yarısı başka birinin yüzünde görünür.”
Tibet Özdeyişi

Günümüzde bilimin bize söylediği ona yakın farklı zekâ türü bulunmaktadır. Bunlar arasından en çok konuşulanlar ve genel olarak insan başarısına önemli ölçüde katkı sağlayanlar; IQ’nun yanında, duygusal zekâ ve sosyal zekâdır. IQ seviyesi bildiğimiz üzere, belirli bir yaşa kadar gelişim düzeyini tamamlar ve kolay kolay değişmez. Duygusal zekâ ve iş yaşamı konusunda daha önceden yazmıştım. (https://www.dunya.com/kose-yazisi/is-yasaminda-duygusal-zekanin-onemi/422342) Bugünkü yazımda sosyal zekânın yaşamımıza getirdikleri üzerinde duracağım.

Sosyal zekâ kavramı, günümüzde insanlarla etkili iletişim kurabilmemiz ve onlarda istediğimiz tepkileri oluşturabilmemiz için oldukça önemli bir kavramdır ve geliştirilebilir bir zekâ türüdür.

a) Dugusal zekâ

Birey olarak içimizdeki hayati önem taşıyan insani yetiler dizisi yani kendi duygularımızı yönetme yeteneğimiz ve olumlu ilişkiler kurma potansiyelimizdir. Sosyal zekâ ise, bireyler arası psikolojiye uzanıyor.

b) Sosyal zekâ

Rahat yaşamak için hepimizin ihtiyaç duyduğu bir beceri olan, insanları anlama ve idare etme yeteneğidir. Diğer bir deyişle, “insan ilişkilerinde akıllıca davranma’’ sanatıdır.

Beyinlerimiz birbirimizle bağlantı kurmamızı sağlayacak şekilde donatılmıştır. Besleyici ilişkiler sağlığımıza yararlı bir etki yaparken, toksik olanlar bedenimize yavaş yavaş tesir eden adeta bir zehir gibi işliyor. Evet, duygular bulaşıcıdır. Bu konunun bilincinde olmak dahi, günlük yaşamımızda olumlu ilişkiler kurmak için bize fayda sağlar. Sosyal zekâya sahip olmak ise bu konudaki farkındalığımızı önemli ölçüde geliştirir.

Sosyal zekâyı iki farklı kategoride tanımlamamız mümkündür.

1) Sosyal farkındalık: Başka birinin iç halini anında sezmekten, hislerini ve düşüncelerini anlamaya, karmaşık sosyal durumları kavramaya kadar uzanan bir yelpazeye gönderme yapar. Öğeleri aşağıdaki gibidir:

- Temel empati: Başkalarının hislerini anlamak, sözsüz duygusal işaretleri okumak.
- Uyum: Pür dikkat dinlemek, bir kişiye uyum sağlamak.
- Empatik isabet: Başka birinin düşüncelerini, hislerini ve niyetlerini doğru anlamak.
- Sosyal biliş: Sosyal dünyanın nasıl işlediğini bilmek.

2- Sosyal beceri: Başka birinin ne hissettiğini sezmek ya da düşündüğünü veya amaçladığını bilmek işin başlangıcıdır ama verimli etkileşimleri garanti etmez. Sosyal farkındalığa dayanan sosyal beceri, pürüzsüz ve etkili ilişkilere olanak sağlar ve şu öğeleri içerir.

- Eşzamanlılık: Sözsüz düzeyde pürüzsüz etkileşim
- Benlik sunumu: Kendini etkili biçimde tanıtmak
- Nüfuz: Sosyal etkileşimlerin sonucunu etkilemek
- İlgi: Başkalarının ihtiyaçlarını önemseyip, uygun biçimde davranmak.

Yukarıdaki tanımlardan da anlaşılacağı üzere, sosyal zekâ ve duygusal zekâ kol kola giden bir sistemden oluşur. Sosyal zekâ daha fazla başkalarında istediğimiz tepkileri gerçekleştirme aşamasında devreye giriyor. Özellikle liderlik, satış ve iknaya dayalı iletişimde bu zekâ türünün bize çok faydası oluyor.

Günümüzde, birçok çalışan/yönetici sosyal zekâya sahip olmadığı için başarısız olmaktadır. Bireyin IQ seviyesi ne kadar yüksek olursa olsun, empati sanatına dikkat etmediği sürece, insanlarla olan iletişimi yeterince gelişemeyecektir. Örnek olarak, çok başarılı bir cerrah veya bilişim sektöründeki yetenekli bir kişi sadece bireysel teknik üstünlüğüne bakılarak yönetici yapıldığında, empati anlayışından yoksunsa, yeni pozisyonunda aynı başarıyı gösteremeyecektir. Sosyal zekâ özellikle birey, yönetici basamaklarını tırmandığında, şirket içindeki iletişim kuracağı/yöneteceği kişi sayısı çoğaldığından dolayı çok daha fazla gerekli olacaktır.

Günümüzde etkili bir iletişime sahip olmak, gerek iş yaşamında gerekse özel yaşamda son derece önemlidir. Güzel bir iletişim, bizi yaşamda başarılı yaptığı gibi, sağlığımız için de oldukça faydalıdır. İyi iletişimin sırrı da, çok iyi bir dinleyici olmak ve insanlarla empati kurmakta gizlidir.

Dünya üzerindeki kapitalist düzenin baskısı, çoğu zaman birçok insanda aşırı hırs oluşturabiliyor ve bu durum da bireylerin iletişim kurma kalitesini olumsuz yönde etkileyebiliyor. Sosyal zekâ sahibi bir birey, kapitalist sistemin farkındadır ve şefkatli kapitalizmi tercih eder. Hedefler zincirinin temel değerler üzerine kurulması bu yaklaşıma örnek gösterilebilecek adımlar arasında olabilir. Aksi halde hedeflere ne kadar ulaşılsa da beklenen zihinsel tatmin tam manasıyla gerçekleşemez.

------------
Kaynak: Sosyal Zekâ- Daniel Goleman

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ufuk çizgisi 03 Nisan 2024