“Başka yolu yok”
Geçtiğimiz yıl haziran ayı itibarıyla yeni ekonomik yaklaşıma geçiş yaptık. Para ve maliye politikaları eş zamanlı kullanılarak başta enflasyon olmak üzere ekonomik parametrelerde normalleşme amaçlandı.
Yaklaşık 1,5 yıl geride kaldı ve geldiğimiz noktada enflasyonda belli bir iyileşme sağlandı. Cari denge, toparlanma kaydediyor ve son 2 veride artı verdi ancak bunun yanında sanayi üretiminde bir yavaşlama görüldü. Son veri, sanayi üretiminin yıllık bazda yüzde 5,3 daralma kaydettiğini gösterdi. Sıkı para politikası ile yapılan tedavi, olumlu sonuçlarının yanında olağan yan etkileri de yaratıyor.
Eş güdüm
Para ve maliye politikaları, normalleşme sürecinin iki ana aracı. Sürecin iki politika ile eş güdümlü ilerlemesi arzu edilen hedeflere ulaşmayı kolaylaştırıcı etken olarak karşımıza çıkıyor. Eş güdüm normalleşme sürecinin etki gücünü artırır, böylece hedeflere ulaşmak daha kısa vadede mümkün olabilir. Aksi halde zamanı etkin kullanamamış oluruz.
Vergi paketleri ve düzenlemeleri
2024 yerel seçimleri sonrası, vergi gelirlerinin artırılması için bazı adımların atılacağı, bu amaçla paketlerin hazırlanacağı ifade edilmişti. Şu ana kadar açıklanmış ve bir takvime bağlanmış ifadelerin beklentilerin aksine somutlaşmadığını görüyoruz. Yeni tasarı ile anons edilen vergi düzenlemesi, bütçe ile ilişkilendirilmeyecek ve paketten sağlanacak gelir, bütçe dışında kalacak. Vergi tabanının genişletilmesi, vergilendirme yapısının iyileştirilmesinin programın gücüne güç katacağı kanaatindeyim. Piyasa da buna yönelik adımları merakla bekliyor.
Ajanda ve Orta Doğu
Ekim ayı başlarken elimizde iki unsur vardı. Biri Eylül ayı enflasyonunun düşük gelme ihtimali diğeri ise Kasım ayı başında S&P’nin kredi notumuzu gözden geçirmesiydi. Eylül ayı enflasyonu beklentilerin aksine yüksek geldi ve piyasa aradığı manivela etkisine kavuşamadı. Şimdi gözler, 1 Kasım’da açıklanması beklenen ve not artışı umudu taşınan S&P kararında. Umuda dair bir parantez açmam gerekirse, geçtiğimiz hafta S&P Global, “Orta Doğu’da yoğunlaşan çatışmaların, bölgenin geri kalanının kredibilitesi üzerinde önemli risk oluşturduğunu” bildirdi.
Açıklama kredi notu artışı ihtimali üzerinde gölge oluşturmuş olabilir. “Jeopolitik riski dışarıda bırakarak sadece ekonomik parametreler üzerinden not artış beklentisi oluşturmak sağlıksız olabilir mi?” sorusuna dikkat çekmek istiyorum. Şu an için en iyi senaryo not artışı ve görünümün pozitif olması. Orta Doğu riski, not artışını engellemese bile not görünümümüz üzerinde baskı yapabilir. Böylece olası not artışının umut edilen motivasyonu sınırlandırma riski oluşabilir.
Merkez’in ajandası, piyasanın ajandası
Piyasa ile FED arasında beklenti ayrışması olabiliyor. Bu 2024 başından itibaren daha sık yaşandı ve hala yaşanıyor. Beklentiler güncel koşullara göre sürekli revize oluyor. Benzer durum ülkemiz için de geçerli. Kasım Aralık aylarında 250’şer baz puan indirim bekleniyordu ancak Eylül ayı enflasyonu bunu geçersiz kıldı. Piyasa faiz indirimini Ocak 2025’e ötelemiş durumda. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay’ın son açıklaması oldukça şahince bir görünüme sahip. Cevdet Akçay’ın; “Aylık enflasyon sürdürülebilir bir şekilde düşüş eğilimine girene kadar sıkı para politikasını sürdüreceğiz, başka yolu yok.
TL’nin değersizleşmesi beklentisi çıkmaz bir yol” sözleri en dikkat çeken ifadelerden oldu. Bu sözler hem piyasa için hem TL’de değer kaybı isteyenlere yönelik açık bir mesaj oldu. Akçay’ın bu açıklaması, sıkı duruşun TL’de reel olarak daha fazla değerlenmeye yol açabileceğine de dikkat çeken diğer mesajdı. Mesajın bir etki yaratacağı kanaatindeyim. 17 Ekim’deki Para Politikası Kurulu karar metni de benzer içerikte olabilir.
Çözüm, normalleşmeye göbekten bağlı
Dünyada takip ettiğimiz sıkılaşma adımları, enflasyonu aşağı çekmek için kurgulanıyor. Sıkı duruşun yan etkileri bir yere kadar tolere ediliyor. Bir noktada ipler gevşetilmeye başlanıyor. Buna en iyi ve en güncel örnek; ABD Merkez Bankası (FED). Ülkemizde uygulanan sıkı para politikasının da yan etkileri ortaya çıkmaya başladı ancak enflasyonda ve enflasyon beklentilerinde istediğimiz noktada değiliz.
Zamanı daha etkin kullanarak, ortaya çıkan yan etkiler daha da artmadan normalleşmenin somut sonuçlar üretmesini sağlayabiliriz. FED’in gevşek para politikasına geçiş yaptığı ve buna bağlı olarak ABD hisse endekslerinin yükseldiği, Çin’in geniş destekler açıkladığı, Çin ve Asya hisse endekslerinin yükseldiği sırada yerel finansal araçlarımızın ve varlıklarımızın olumlu havaya iştirak etme fırsatını kaçırmaması gerekir. Kısacası çözüm, normalleşmede eş güdüme göbekten bağlı.