Bu defa durum farklı - 3

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

 

Yaşanan piyasa çalkantılarını tartıştığım üçüncü yazı bu. İlk ikisine aldığım tepkilerin genelde olumlu olduğunu söyleyebilirim. Olan bitenleri bir türbülans gibi algılayıp, bütün bunların yakında sona ereceğini düşünenler var.  Aslında bu hafta türbülansçılara gün doğdu. Hafta başında gelişmiş ülkelerden gelen birkaç olumlu veri depresif havayı biraz dağıttı, çalkantıyı azalttı.  Borsalar biraz yukarıya gitti. Döviz kurları geriledi. Faizlerde ufak çaplı düşmeler oldu. Bütün  bunları piyasa çalkalanmalarının aşıldığı ya da aşılmakta olduğu şeklinde yorumlayanlar  görüldü. Türbülans bitti diyenler de var.  Hatta, “na’ber” diye bana laf çakanlar da oldu.

Görüşümü değiştirmedim. Kısa süreli çalkantıların ötesinde büyük ölçekli ve güçlü bir dip dalgasının devreye girmek üzere olduğunu düşünüyorum.  Sistemin merkezinde uzun süredir uygulanan para politikaları yön değiştiriyor.  Buna rejim değişikliği diyorum. Bol para-düşük faiz dönemi bitiyor. Artık görece daha sıkı para politikaları ve daha yüksek faiz ve kurların  hüküm sürdüğü bir dünyaya doğru yol alıyoruz.

Gözlemlediğimiz çalkantıların ana kaynağı bu değişim. Uzun süren bir dönüşüm  olacak bu. Bu süre içinde farklı görüntüler çıkacak ortaya.  Bazen fiyat düzeltmeleri  olduğuna, piyasaların sakinleştiğine hatta para bile kazanıldığına  tanık olacağız.  Ama temel eğilim değişmeyecek. Bir süre mali fiyatların genel eğilimi yukarıya ekonomilerin eğilimi de aşağıya doğru olacak. Dünya ekonomisindeki aşırı likidite belli bir normale çekilene kadar da bu eğilimler devam edecek.

                                                   *               *               *

Söz konusu eğilimlerin ülkeler arasında eşit dağılacağını söylemiyorum. Dengesizlikleri daha büyük dolayısıyla kırılganlıkları daha fazla olan ekonomilerde para rejiminin  tersine dönüyor olmasının etkileri  daha yoğun olacak. 

Ulusal kaynaklar ile kaynak kullanımı arasındaki dengesizlik en temel kırılganlığı oluşturur. Kendi kaynaklarının ötesinde kaynak kullanmak, yani daha hızlı büyümek  isteyen ülkeler yabancı  kaynak  kullanmak  yani  borçlanmak  zorunda kalır. Temel kırılganlık bu noktada oluşur.

Bol para- düşük faiz rejiminde borçlanma görece daha kolay, bedeli  daha düşüktür. Temel dengesizlik kolayca sürdürülür. Bu tür bir para rejiminin ulusal kırılganlıkları sakladığı söylenebilir. Şimdi rejimin ters yöne dönmesi  bu tür kırılganlığı yüksek olan ülkeleri daha fazla sıkıntıya sokacaktır. 

                                                      *                 *                 *

Temel dengesizlik ve dış kaynak kullanımından kaynaklanan sorunların bir kısmını  geçen yazımda irdeledim. Para rejimi tersine dönünce ilk adımda dış kaynak girişi daralır. Rejim dönüşünün yarattığı risk algısına bağlı olarak kaynak çıkışı da olur ve ülkedeki dış kaynak stoku küçülür. Bütün bunlar finansal fiyatları yükseltir, büyüme oranını düşürür.

Kaynak dengesizliği gelişmekte olan çevre ülkelerinde daha büyüktür. Bunların bir başka özelliği de borçlanmalarını döviz cinsinden yapmak zorunda olmalarıdır. Dolayısıyla dış kaynak kullanma  (borçlanma) imkanlarının boyutu bu ülkelerde döviz büyüklükleri ve döviz fiyatlarını da doğrudan etkiler.

 Bol para-düşük faiz rejiminde dış kaynak kullanma imkanı daha fazladır. Ülkeye dış kaynak taşıyan finansal araçlar döviz girişini büyütür. Bu süreçte artan döviz arzı döviz fiyatını (döviz kuru) aşağıya iterek ulusal parayı değerlendirir. Aynı süreçte ulusal mali piyasalarda kullanılan döviz karşılığı ekonomiye yerli para girer. Hacmi artan ulusal para faiz oranlarını da aşağıya iter. Paranın bol, faizin düşük,  dövizin ucuz olduğu cennet böyle oluşur.

Para rejimi değişip görece sıkı para politikaları devreye girince bu tablo değişir. Bu kez döviz çıkışı olduğu için ülke içinde döviz arzı daralır. Döviz  fiyatı (döviz kuru) yükselir. Yerli  mali piyasalarda ulusal para cinsinden plase ediliş olan dış kaynaklar ekonomi dışına çıkacakları zaman yine dövize dönmek zorundadır. Her döviz çıkışı bir miktar ulusal paranın iktisadi çevrim dışına çıkması yani ekonomideki para miktarının daralması anlamına gelir. Bu sürecin sonunda faiz oranları yükselir. 

Para rejimi  yön değiştiriyor. Küresel likidite azaltılacak. Ulusal ekonomilere dış kaynak  girişi daralacak, kaynak çıkışı olacak.  Döviz kurları yükselme eğilimine girecek.  Faiz oranları yükselecek. Büyüme hızları baskılanacak. Ekonomiler yavaşlayacak.  Şimdilerde bu sürecin başlangıç sancılarına tanık oluyoruz.  Kısa süreli bir türbülanstan çok görece uzun sürecek bir yavaşlama konjonktürüne girildiği açıktır. İşi gücü buna göre düzenlemek gerekir.                                              

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018