Cari dengede yeni bulgular

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

 

Önce bir hatırlatma yapayım. Geçen yazımda içinde bulunduğumuz zaman diliminde dünya ekonomisinin üç önemli sorunla uğraştığını yazdım. Sorunların en önemlisi (bana göre tabii) büyüyememe sorunudur. Bu konuda gelişmiş ülkeler başı çekiyor. Bunlar küresel krizi bir türlü aşamadılar. Son beş yıldır büyüme oranları yerlerde sürünüyor. Gelişmişlerin büyüme özürlüsü olmaları arkadan gelenleri de etkiliyor. Onlarda kriz çıkışında yaptıkları hamleyi sürdüremediler. Yavaşlamaya başladılar.
İkinci önemli sorun büyüyememe sendromunu aşmak için uygulanan politikalar aracılığı ile çıkıyor ortaya. Büyümenin desteklenmesi ve canlandırılması için genellikle para politikası kullanılıyor. Burada da gelişmişler önde. ABD, Japonya ve kısmen de AB kendi ekonomilerini hareket ettirmek için  parasal genişleme sınırını zorluyorlar. Haliyle faizler de yere çakılmış durumda. Bol para-düşük faize rağmen ekonomileri büyümüyor.  Ama ortalıkta sel gibi para var.
Üçüncü sorunun kaynağı da burada. Ortalığa saçılan para kendi ekonomilerinde bunun tamamını kazançlı olarak mas edecek imkanlar  bulamıyor.  Para kendisini dışarı atıyor. Görece daha yüksek kazanç vaat eden pazarlara gidiyor. Böylece fazla para küreselleşmiş oluyor. Daha önceki tecrübeler bu tür para hareketinin gittiği yere pek fazla mutluluk getirmediğini gösteriyor. Aslında bu nitelikte  para hareketinin  genellikle karakolda bittiğini, krizle sonlandığını gösteren çok sayıda örnek var.  Şimdilerde bu tür bir döngünün bir kez daha devreye girmek üzere olduğunu gösteren işaretler çıkmaya başladı.
Şu sıralarda dünyanın ahvali böyle.
                                             *                    *                     *
Biz de dünyanın ahvaline ayak uydurmuş durumdayız. Gelişmişlerin basıp, dünyaya saçtığı  para oldum olası bizi sever. Sıcak paranın en sevgili yol arkadaşlarından birisiyiz. Yılın başından bu yana bu arkadaşlığın yine ısınmaya başladığını gösteren gelişmeler var.
Hafta başında açıklanan yeni cari denge verileri  bunu kanıtlıyor.  Biz dış ödeme verilerinin ticaret ve cari dengesizlik gösteren bulgularına takılmış vaziyetteyiz. Çoğu kez sadece cari açık rakamlarına bakıyor, bunları yorumluyoruz.  Bu doğal. Zira fiili sorunu genellikle bu noktada yaşıyoruz.
Ama, cari açık boyutlarının ötesinde ekonomiye giren sermaye verileri de ilginç şeyler söylüyor. Örneğin, son açıklanan 2013 Mart ayı rakamları  küresel para bolluğunun sürüklediği para dolaşımından epeyce nasiplendiğimizi gösteriyor. Meseleyi sayılara boğmak istemiyorum ama birkaç veri vermek iyi olur diye düşünüyorum. 
2012 yılının Ocak-Mart döneminde (birinci çeyrek) 16.3 milyar dolar olan cari açığımız bu yılın ilk çeyreğinde 15.9 milyar dolar olarak gerçekleşmiş. Fazla bir fark yok. Bir anlamda cari açık durağanlaşmış gibi görünüyor. Buna karşılık finans hesabından giren para geçen yılın ilk çeyreğinde 11.8 milyar dolar iken 2013 yılının aynı döneminde 27.0 milyar dolara sıçramış. Ekonomiye sermaye girişinde ciddi bir hızlanma var anlayacağınız.
 Portföy yatırımları 2012'nin ilk üç ayında 4.4 milyar dolar iken bu senenin aynı döneminde 7.2 milyar dolara çıkmış. Esas artış borçlanma büyüklüklerinde olmuş. Dışarıda neredeyse bedava olan para içeridekilere cazip gelmiş.  Kamu dışında herkes (başta bankalar)  dışarıdan borçlanmaya gaz vermiş. Geçen yılın ilk çeyreğinde 5.3 milyar dolar  olan borçlanma büyüklüğü bu yılın aynı döneminde yaklaşık üç misli artarak 15.4 milyar dolara çıkmış. Bütün bu sayılar alarm zillerinin çalmaya başladığını düşündürüyor. 
Biz de büyüyememe sorununa takılmak üzereyiz. Bu yılın ilk üç ayında geçen yılın düşük temposunu tekrarlıyormuşuz gibi bir tablo var. Biz de parayı gevşetip, faizi düşürmeye çalışıyoruz. Biz de ekonomiyi canlandırmak istiyoruz.  Ama, bizim faiz düşürme gayretimiz canlanmayı kışkırtmaktan çok hızlanan para girişini caydırma amacına dönük gibi görünüyor. Son veriler bu doğrultuda aldığımız mesafeyi gösteriyor.  Gayrete rağmen para girişinin hızlanmış olması ileride canımızın sıkılacağını gösteriyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018