Çelişkiler kervanındaki tepkisel ve geçici oyunlar!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN dunyaweb@dunya.com

Bu yılın ilk altı aylık döneminin son haftası, bol sürprizli gelişmelerin de katkısı ile oldukça duygusal bir başlangıca sahne oldu. Finansal piyasalar fazlası ile iyimser eğilimlerin etkisi altında kaldı, açıklanan güven endeksleri, güvensizliğin azaldığı yönünde bir görünüm sergiledi. Hem de küresel belirsizliğin azalmadığı ve ekonomik beklentilerin bozulduğu, jeopolitik gerginliklerin yüksek seviyelerde dalgalandığı koşullarda!

Olumsuzluklardan iyimser eğilimler türetmek zordur ve kalıcı olabilmesi şansı azdır. Tekrarlanan İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerinin iktidar kanadı açısından hezimete dönüşmesi, iç siyasi dengeler açısından ciddiye alınması gereken bir durumdur ve çaresizlikler nedeniyle emperyalist cepheye teslim olunacağı anlamına gelmeyebilir. Seçim sonuçları hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını teyit eden bir çizgidedir ve siyasi yapıya ilişkin belirsizliğin arttığı anlamındadır.
Küresel ekonomideki durgunlaşma eğilimi ise kırılganlığın artmakta olduğu endişesini artırmaktadır. Ticaret savaşları ve jeopolitik konularda gerginliği artıran yaptırım konuları, beklentilerin bozulmasında etkilidir. Sürdürülebilir olmayan eğilimler nedeniyle ağırlaşmış sorunlar, çıkar çatışmaları ve derinleşmiş uzlaşmazlıklar temel sebep niteliğindedir. Gelişmiş ekonomilerin para otoriteleri tarafından sinyali verilen parasal gevşemeler, olumsuzlukları dengeleyebilecek çaptan uzak kalabilir. Çaresizlik nedeniyle durumu abartmak kısa vadeden öteye etkili olamayabilir.

Haziran ayı genelinde finansal piyasalarımızda belirleyici olan yapay eğilimler ve mevsimlik koşullardaki değişimler, güven endekslerindeki eğilimi etkilemiş olabilir. Ekonomi yönetimi seçim sonuçlarının aleyhlerine olmasını engellemek adına olanakları zorlayarak eğilimleri yönlendirmeye çalışması ve bazı kesimlerin altı aylık bilançoları olduğundan daha iyi gösterme çabaları ise, söz konusu eğilimlerin biraz daha zorlanmasını gündeme getirmiş olabilir!

Nakit akım sorunları ciddiyetini koruyor

Geçen hafta açıklanan Tüketici Güven endeksi yüzde 4.3 oranında artmış. Bu hafta başında açıklanan Reel Kesim Güven Endeksi yüzde 3.6 kadar yükselmiş ve sanayideki kapasite kullanımı yüzde 0.8 yukarı gitmiş. Yine haziran ayına ilişkin Sektörel Güven Endeksleri de paralel eğilimler sergilemiş; sırası ile hizmet sektörü güveni yüzde 7.5 artmış, perakende ticaret yüzde 3.7 ve inşaat kesimi güveni ise yüzde 1.3 oranlarında yükselmiş. Tüm bunlar ciddiyetini koruyan nakit akım sorunlarına ve yerli paraya yönelik artan güvensizliğe rağmen yaşanan yapay piyasa eğilimleri sayesinde geçici olarak gerçekleşmiş olabilir!
Fakat bu hafta sonuna doğru Japonya’da yapılacak G-20 Liderler Zirvesindeki ikili görüşmelerin sonucu umulduğu gibi gitmez ise, Temmuz ayı başından itibaren ortalık yeniden karışmaya başlayabilir. Kimse uzlaşmazlıkların sonlanmasını beklemiyor. İyimser senaryoları kendi çıkarları lehine sahneye koymaya çalışanlarını umudu, sorunların bir süre daha rafa kaldırılması ve yeni yaptırım ve misillemelerin devreye girmemesi yönünde; ancak bu koşullarda parasal gevşeme masalları eşliğinde bir süre daha zaman kazanabilirler. Fakat aksi olur ise, beklentilerin bozulmasını önlemek ve yıkıcı olabilecek panikleri engellemek pek mümkün olamayabilir! Bu tehlikenin yarattığı endişeler, sorunları ağırlaştırıyor ve küresel kırılganlığı artırıyor. Ülkemizdeki kırılgan ilişkiler zinciri ve tatmin edilemeyen bağımlılıklar da, bu durumdan fazlası ile etkileniyor.

Hiçbir ülke ABD'ye teslimiyet sergileme niyetinde değil

ABD yönetiminin tek tek köşeye sıkıştırıp yaptırım tehditleriyle taviz koparmaya çalıştığı hiçbir ülke teslimiyet sergilemeye niyetli görünmüyor. Büyüyen çıkar çatışmalarının kalıcı bir uzlaşı ile sonlanmayacağı da biliniyor. Geçici ve yeni bir ateşkes için önce ABD tarafının geri adım atması ön şart olarak öne sürülüyor. Köşeye sıkışan ABD Yönetiminin ne yapacağını veya nelerden kaçınacağını öngörebilmek ise, 2020 Başkanlık seçimleri yaklaştıkça giderek zorlaşıyor. Durum böyle olunca sorunlar ağırlaşıyor ve orta vadeli beklentiler olumsuzlaşmayı sürdürüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar